O GAZETECİLERDEN STAR VE YENİ AKİT'E BÜYÜK TEPKİ!
Star ve Yeni Akit gazeteleri bugün yaptıkları bazı haberlerde, dört gazeteciyi hedef gösterdi.
Çıkan haberlerde ismi geçen gazeteciler bir açıklama yaparak, "Bundan sonra başımıza gelecek polisiye operasyonun ve komplonun sorumlularından biri de hükümet medyası olacaktır," dedi.
Haberlerde hedef gösterilen ETHA Editörü ve ANF muhabiri Arzu Demir, Atılım Gazetesi Genel Yayın Koordinatörü Sedat Şenoğlu ve Özgür Radyo Genel Yayın Koordinatörü Nadiye Gürbüz'ün açıklaması, "dışarıdaki gazeteciler" isimli sitede yayınlandı.
İŞTE O AÇIKLAMA :
"Star Gazetesi ve Akit Gazetesi, sahibinin sesi gibi davrandı ve biz gazetecileri hedef gösterdi. Başbakan Erdoğan'ın kısa bir süre önce tutuklu gazeteci Hatice Duman'ı hedef alan açıklamalarının ardından hükümetin yarı resmi gazetesi gibi yayın yapan Star ve Akit Gazetesi, bizleri MLKP'li ilan ederek hedef tahtasına oturttu." denilen yalanlama metnine şöyle devam edildi:
"Star Gazetesi'nde bugün "Sınır Tanımayanlar'ın Türkiye klavuzu bir terör hükümlüsü" başlığıyla yayınlanan haberde, hakkında verilen hapis cezası nedeniyle sürgünde yaşamak zorunda kalan gazeteci Necati Abay ile birlikte biz 3 gazeteci hedef gösterildik. Akit Gazetesi de aynı komplo planını "Sınır Tanımayan Gazeteciler Örgütü MLKP'ye para desteği veriyor" başlığıyla devreye koydu.
Haberlerde, Gazetecileri Koruma Komitesi ve Sınır Tanımayan Gazeteciler Örgütü'nün MLKP tarafından yönlendirildiği iddia edildi.
Bu iddianın "kanıtı" olarak da, iki uluslararası örgütün, "MKLP'li 4 gazeteci" ile görüştüğü iddia edildi. Haberlerde, ETHA'nın da "MLKP güdümünde yayın yaptığı" iddia edilirken, RSF'nin hedef gösterilen 4 gazeteciye maaş ödediği öne sürüldü.
BU FİLMİ DAHA ÖNCE GÖRDÜK
Bu biz bu filmi daha önce gördük. 14 Ocak 2012 tarihinde hükümet basını Yeni Şafak Gazetesi, Atılım Gazetesi Yayın Yönetmeni İbrahim Çiçek ile ESP Genel Başkan Danışmanları yazar Ziya Ulusoy ve Ali Hıdır Polat'ı hedef göstermişti. Söz konusu haberin ardından 3 kişi, Haziran 2012′de gözaltına alınmıştı.
Bundan sonra başımıza gelecek polisiye operasyonun ve komplonun sorumlularından biri de hükümet medyası olacaktır.
TUTUKLU MESLEKTAŞLARIMIZIN SESİNİ DUYURMAYA DEVAM EDECEĞİZ
Biz 3 gazeteci, Gazetecileri Koruma Komitesi ve Sınır Tanımayan Gazeteciler Örgütü adına kimse ile görüşmedik. Görüşsek bile bu bir suç değildir.
The Rory Peck Trust adında 1995 yılından bu yana tutuklanan ya da güvencesiz çalışan muhalif gazetecilerle dayanışma gösteren örgüt ile görüştük. Bu da suç değildir. Görüşmeye de devam edeceğiz.
Hükümet ve hükümet medyası, bu kez bizim üzerimizden tutuklu gazeteciler gerçeğinin üzerini kapatmaya çalışıyor. Buna izin vermeyeceğiz. Tutuklu meslektaşlarımızın seslerini duyurmaya devam edeceğiz.
Sosyalist gazeteciler olarak gerçekleri yazmaya içeride ve dışarıda devam edeceğiz. AKP'nin, özgür basın geleneğini temsil eden yayın organları ve çalışanları üzerindeki despotluğuna ve faşizan baskılarına teslim olmayacağız.
Bu işin de peşini bırakmayacağız. Türkiye'de ve uluslararası alanda girişimde bulunacağız, hukuksal bütün haklarımızı kullanacağız.