04 Eyl 2011 15:01
Son Güncelleme: 23 Kas 2018 12:45
''O DA BENİ SEVİYOR, BİLİYORUM!" TUNA KİREMİTÇİ GERÇEK AŞKINI AÇIKLADI!
Tuna Kiremitçi yazısında gerçek aşkını açıkladı! Peki neler yazdı?
Asıl aşkımı açıklıyorum
Sıkı durun: Yalan-dolana dur demek için asıl aşkımı açıklamaya karar verdim.
İnşallah bu yazıyı okumaz. Çünkü nasıl desem, biraz ters bir kız. Sinirlendi mi gözü bir şey görmüyor. Hatta golf sopasıyla adam dövmüşlüğü var.
Kendisi yabancı. Türkçe öğrenmeye niyeti yok. 2O’lerinin ortasında ama yaşından küçük duruyor. Tek başına bara gittiğinde bazen kapıda kalıyor.
Pek çok kadın gibi, o da geçmişte şiddete maruz kalmış. Bu yüzden görünüşü sert.
Yetmezmiş gibi Asperger Sendromu’ndan muztarip: Zekâsının bedelini iletişim kurmakta zorlanarak ödüyor.
Ama ben onun deri ceketinin altındaki kalbini görüyorum. Kısa siyah saçını, piercing’lerini ve siyah ojelerini seviyorum.
Motosikletiyle gazlarken neleri unutmaya çalıştığını biliyorum. Huzurevindeki annesini niye görmek istemediğinin, kırılganlığının farkındayım.
Geçen yıl Stockholm’de tanıştık. Sokakta yürüyordum, bir bankadan fırladığını gördüm. Motosiklet çalışmayınca küfretmeye başladı. Yardım etmek istedim.
Bilgisayarı kırılmıştı ve yenisini almak istiyordu. Bir nevi “hacker” olduğuna uyandım. Haddimi bilmem gerektiğini çaktım hemen. Kandırılması imkânsız bir tip.
Nedense roman kahramanı gibi göründü bana. Sanki kadınların uğradığı haksızlıklara karşı edebi bir isyan bayrağı.
Gerçi bunu söylesem bir tarafıyla güler çünkü roman okuduğunu falan hiç görmedim. Öyle romantik geyiklerle uğraşacak biri değil.
En son zavallı Meral Tahta’yı işkence ederek öldüreni bulmak için Konya’ya gitmeye karar verdi, zor tuttuk.
Dünyaya karşı tavrı kısaca şu: “Birisi sana silah çekerse sen daha büyük bir silah bul.”
Aşkım zor biri, evet. Ama her şeye rağmen yüzünde uyurken beliren masumiyeti seviyorum. Sırtındaki ejderha dövmesini seviyorum. O da beni seviyor, biliyorum.
Tuna Kiremitçi/Hürriyet
Sıkı durun: Yalan-dolana dur demek için asıl aşkımı açıklamaya karar verdim.
İnşallah bu yazıyı okumaz. Çünkü nasıl desem, biraz ters bir kız. Sinirlendi mi gözü bir şey görmüyor. Hatta golf sopasıyla adam dövmüşlüğü var.
Kendisi yabancı. Türkçe öğrenmeye niyeti yok. 2O’lerinin ortasında ama yaşından küçük duruyor. Tek başına bara gittiğinde bazen kapıda kalıyor.
Pek çok kadın gibi, o da geçmişte şiddete maruz kalmış. Bu yüzden görünüşü sert.
Yetmezmiş gibi Asperger Sendromu’ndan muztarip: Zekâsının bedelini iletişim kurmakta zorlanarak ödüyor.
Ama ben onun deri ceketinin altındaki kalbini görüyorum. Kısa siyah saçını, piercing’lerini ve siyah ojelerini seviyorum.
Motosikletiyle gazlarken neleri unutmaya çalıştığını biliyorum. Huzurevindeki annesini niye görmek istemediğinin, kırılganlığının farkındayım.
Geçen yıl Stockholm’de tanıştık. Sokakta yürüyordum, bir bankadan fırladığını gördüm. Motosiklet çalışmayınca küfretmeye başladı. Yardım etmek istedim.
Bilgisayarı kırılmıştı ve yenisini almak istiyordu. Bir nevi “hacker” olduğuna uyandım. Haddimi bilmem gerektiğini çaktım hemen. Kandırılması imkânsız bir tip.
Nedense roman kahramanı gibi göründü bana. Sanki kadınların uğradığı haksızlıklara karşı edebi bir isyan bayrağı.
Gerçi bunu söylesem bir tarafıyla güler çünkü roman okuduğunu falan hiç görmedim. Öyle romantik geyiklerle uğraşacak biri değil.
En son zavallı Meral Tahta’yı işkence ederek öldüreni bulmak için Konya’ya gitmeye karar verdi, zor tuttuk.
Dünyaya karşı tavrı kısaca şu: “Birisi sana silah çekerse sen daha büyük bir silah bul.”
Aşkım zor biri, evet. Ama her şeye rağmen yüzünde uyurken beliren masumiyeti seviyorum. Sırtındaki ejderha dövmesini seviyorum. O da beni seviyor, biliyorum.
Tuna Kiremitçi/Hürriyet