12 Kas 2010 11:52 Son Güncelleme: 23 Kas 2018 11:47

"O BELGELERİ GAZETECİLER Mİ ÇALDI?" HINCAL ULUÇ'TAN ÇARPICI İDDİA!

Hıncal Uluç AB'nin basın özgürlüğü ile ilgili raporunu değerlendirdiği yazıda çok ilginç bir iddiayı dile getirdi...

"Avrupa Birliği, Türkiye'yi "Basın özgürlüğü" nde, sınıfta bırakmış.. Türkiye hakkında hazırlanan rapor ağır eleştirilerle dolu.." diyen Hıncal Uluç, köşesinde "Nasıl olmasın ki?" diye sordu ve ilginç bir iddiayı dile getirdi:

O BELGELERİ GAZETECİLER ÇALDI MI?

"Şu anda 4 bin 91 gazeteci mahkemede.. Bu davaların 500'den fazlası, Ergenekon hakkında haber yapan gazeteciler hakkında.. Bu gazeteciler kendilerine sızdırılan belgeleri açıkladılar. Bir gazetecinin, hem de adliyenin gizli arşivlerine girip dosyalardan belge çalması mümkün mü?. Herkes biliyor ki, o belgeler o gazetecilerin eline verildi.
Yani.. Bir savcının bir gazeteciye sızdırdığı ve "Al haber yap" dediği belge, haber olduğu için bir başka savcı dava açıyor.. Yargıyı etkilemek iddiasıyla.."

GAZETECİ HER SANSÜR İLE BAŞEDER OTOSANSÜR HARİÇ...

"İsterse Abdülhamit gibi bir Kızıl Hakan'ın olsun, gazeteci sansürün her türlüsü ile savaşır. Bu işe sansürle savaşarak başladığımda 17 yaşındaydım. Menderes'in gazetecileri, yargısız infazsız içeri atan, gazeteyle beraber matbaayı da kapatan yasalarına, sabahın köründe başlayıp gece yarılarına kadar birbiri ardına yağdırdığı yayın yasaklarına rağmen, haberlerimizi ve düşüncelerimizi iletmenin bir yolunu buluyorduk.
Devlet sansürünün işlediği tarih boyu görülmedi. Hiçbir araç olmasa fısıltı gazetesi var. O daha tehlikeli.. Bire bin katar..
Ama oto sansürün çözümü yok. İnsanın kendi kendine koyduğu sansür, asıl korkunç olandır. Benim yazdığım, AB'nin altını çizdiği sansür bu.. Ve Türkiye tam da bunun göbeğinde.. Özellikle genç gazeteciler müthiş baskı altında..