10 Ağu 2016 17:06 Son Güncelleme: 23 Kas 2018 21:27

Nurettin Veren'den o operasyonun perde arkası! FETÖ Kanaltürk'e nasıl el koydu?

Nurettin Veren, Tuncay Özkan'ın Kanaltürk televizyonuna nasıl el konulduğunun hikayesini açıkladı.

Fethullah Gülen'in geçmişte sağ kolu olan Nurettin Veren, Tuncay Özkan'ın Kanaltürk televizyonuna nasıl el konulduğunun hikayesini açıkladı. Kanaltürk'e çıkarak cemaat hakkında itiraflarda bulunmasının ardından kanalın kuşatıldığını anlatan Veren, bunun ardından mali operasyonla Özkan'dan alındığını yazdı.

Veren'in Akit gazetesindeki açıklamaları şöyle:

"2006 yılında Tuncay Özkan’ın Kanaltürk televizyonunda, bütün açıklığıyla o güne kadar söylenmemiş veya söylenip de duyulmamış şeyleri anlatmaya karar vermiştim ve bu fırsatı iyi değerlendirmek üzere programa başlamadan önce bir duyuruda bulundum.

BEN BU PROGRAMIMA BAŞLARKEN, T.C’NİN BÜTÜN CUMHURİYET SAVCILARINI, BENİM BU PROGRAMDAKİ AÇIKLAMALARIMI DİNLEDİKTEN SONRA, BENİ SORGULAMALARI İÇİN DAVET ETMELERİNİ, BU KONUYU MASAYA YATIRMAK ÜZERE İHBARDA BULUNDUĞUMU, (BEN BU DAVANIN HEM SANIĞIYIM, HEM TANIĞIYIM DİYEREK) KONUŞMAYA BAŞLADIM.

İki saatin üzerinde süren canlı yayın programında, “Türkiye’nin dibini delecek, İslam’ı maske olarak kullanan, her şeyi yozlaştıran, vatan evladının kalbini ve beynini çalan, imanlarına ve akıllarına ipotek koyan bir F. Gülen yapılanması var. Bu korkunç örgütün, yakın bir gelecekte, devlet ile karşı karşıya iki trenin çarpışması gibi olacağını ve bunun mutlaka durdurulması gereken hain bir teşkilat yapılanması olduğu”nu söyledim.

Örgütün o günkü imamlarını ve çalışma stratejilerini, ülkeye yaptıkları ve yapmayı planladıklarını ihanetlerini en ince detaylarına kadar anlattım.

ASKERİYENİN İÇERİSİNDE % 45, EMNİYET’İN İÇERİSİNDE % 75, MÜLKİYE VE YARGIDA % 60 CİVARINDAKİ ORANLARDA OLDUĞUNU SÖYLEDİM VE KİTAPLARIMDA YAZDIM.

Bu görevlerde çalışan, en üst düzey imamları ve Gülen’in direkt temas ettiği, tayin ettiği kişilerin, isimlerini söyledim ve bütün yapabilecekleri tehlikeli işleri ve nerelerde ve ne zaman olacağını da anlattım.

O gün Kanaltürk’teki programda, bugün CNNTÜRK kanalında olan program gibi çok etkili ve şok edici olmuştu. Fakat cemaatin yazılı ve tv medyasına yerleştirdiği kripto elemanları hemen harekete geçerek, medyadaki bu ilgi ve alakanın önünü keserek, benim güvensiz ve kendi şahsi çıkarlarım adına hareket eden bir muhalif ve hain olarak, beni karalamak için kurulan iftiralarla, dinlenmeyecek ve güvenilmeyecek bir kişi gibi gösterdiler.

İlgililerin ve yetkililerin kafalarını karıştırarak önümü kestiler.

Kanaltürk’te ikinci bir program daha yapıldı. Bu programda da, daha derin tehlikeleri anlatmaya çalıştım, yine ilgi ve izlenme oranı tavan yaptı.

PROGRAM İÇİNDE YAPILAN CANLI ANKETTE NURETTİN VEREN’İ DOĞRU BULUYORUM % 75, DOĞRU BULMUYORUM % 25 ÇIKMIŞTI.

Bu programın da bir kaç tekrarı verildi.

FAKAT ŞOK EDİCİ BİR GELİŞME OLDU.

SANKİ, GİZLİ BİR EL KANALTÜRK TELEVİZYONU’NA ÇÖKERTME EMRİNİ VERMİŞTİ.

PROGRAMDAN BİR HAFTA SONRA KANALTÜRK’E MALİYEDEN BİR BASKIN YAPILDI. BENİM YAPACAĞIM YENİ BİR PROGRAM İÇİN KANALA GİTTİĞİMDE, HER MASADA BİR MALİYE SORUMLUSU ADETA TELEVİZYONU İŞGAL ETMİŞTİ. 30 MİLYON DOLAR ÜZERİNDE BİR CEZA TAHAKKUK ETTİREREK, KANALIN AKIN İPEK’E SATILMASINI MECBUR HALE GETİRMİŞLERDİ.

Bu programa gösterilen yoğun ilgiden sonra, programı KUŞATMA KİTABI haline getirip yayınladım, fakat kitap cemaat tarafından toplattırıldı ve yayınevi kapatıldı.

Cumhuriyet gazetesi de on bir gün sürecek bir röportaj teklifinde bulundu ve başladık. O yayın da, daha üçüncü gün Gülen’in emrine amade yargı kumpasıyla alınan mahkeme kararı ile durduruldu.

Daha sonra bununla da kalmayıp, Tuncay Özkan’ı Ergenekon kumpasına dahil ederek ağır hapis cezalarına mahkûm ettiler.

KÖŞEYE SIKIŞTIRILAN TUNCAY ÖZKAN, KANALI AKIN İPEK’E SATMAK ZORUNDA KALDI. ARTIK KANALTÜRK F.GÜLEN’İN YENİ AMİRAL GEMİSİ VE EN VURUCU MEDYA GÜCÜ OLARAK GÜLEN’İN EMRİNE AMADEYDİ.

ÇÜNKÜ DAHA SONRA DA GÜLEN’İN AÇIKLAMALARINDAN GÖRÜLECEĞİ GİBİ, BİZİM AKİT TV’DE CANLI YAYINDA VERDİĞİMİZ GİBİ GÜLEN, AKIN İPEK’İ KIRMIZI PASAPORTLA SIRATI GEÇECEK BİN KİŞİDEN BİRİSİ OLARAK İLAN EDİYORDU.

Akın İpek de (Gülen’in bir tebessümüne bütün mal varlığımı feda ederim demişti.) İşte böyle al gülüm, ver gülüm din ticareti açıkça ortaya çıkmış oldu. O gün üzerine gidilerek durdurulamayan veya fark edilemeyen Gülen’in kuşatma hareketi, bu anlattıklarımızla ve belgelediklerimizle takip edilirse bir daha bu kemiksiz ve omurgasız, hain örgütün oyunlarına düşmeyiz."