Nuran Yıldız’dan ‘Hafıza Odası’ tepkisi! ‘Türklerden bekliyordum Kürtlerden geldi’
Nuran Yıldız, Ahmet Gunestekin’in “Hafıza Odası” sergisine yönelik prostetoyu eleştirdi ve ‘Türklerden bekliyordum Kürtlerden geldi’ ifadelerine yer verdi.
Diyarbakır Ticaret ve Sanayi Odası'nın ev sahipliği ve Pilevneli Galeri sunumuyla Diyarbakır'ın tarihi Keçi Burcu'nda 16 Ekim'de açılışı yapılan sanatçı Ahmet Güneştekin'in 'Hafıza Odası' sergisi protesto edildi.
"BİZİM BÜTÜN DEĞERLERİMİZE İHANETTİR"
Sergiyi protesto eden bir grup genç, yaptıkları açıklamada "Burada yapılan sergi değil, Kürt halkının, Amed halkının bütün değerlerine ihanettir. Sergi adı altında gösterilen tabutlar, faili meçhul cinayetlerdir. Dönemin İçişleri Bakanı Meral Akşener, bu serginin açılışına çelenk göndermiştir. Hem katledip hem de çelenklerle bunları kutlamak, açılışlarını Kürtçe şarkılarla yapmak, Kürtçenin yasak olduğu bir dönemde, insanların sırf Kürt olduğu için katledildiği bir dönemde, bu tabutları, aşağıda görülen ayakkabıları asmak, bütün Kürt halkına, bütün Kürt değerlerine ihanettir. Eğer gerçekten hafıza görmek istiyorsanız, surlara bakmanız yeterlidir. Evlerimiz yıkıldı, yerine Surla alakası olmayan evler yapıldı. İnsanlarımız katledildi. O nedenle yapılan sergi değil, bizim bütün değerlerimize ihanettir" ifadelerine yer verildi.
TABUTLARI SURLARDAN AŞAĞI ATTILAR
Yapmış oldukları açıklamanın ardından "Amed uyuma, hafızana sahip çık" şeklinde slogan atan gençler, alandaki bazı tabutları surlardan aşağı attı.
TÜRKLERDEN BEKLİYORDUM, KÜRTLERDEN GELDİ
Söz konusu protesto üzerine Instagram hesabından paylaşım yapan Nuran Yıldız, yaşananlara tepki gösterdi ve şu ifadelere yer verdi:
“Baştan iki meseleye dikkat çekeyim de devamında yanlış anlaşılmaktan kurtulayım; Bir, hayata ayrımlar üzerinden bakmam, hele insana hiç bakmam. “Kadına şiddete hayır” sloganına şiddetin her türlüsüne karşı olmayı içermediği, “Kürt’e/ Türk’e haksızlık” ifadesini “insana haksızlık” paydasına çekmediği için sevmem.
İki, protestoya karşı değilim, demokrasi kavramı protestoyu da içerir. Koşul nettir, kimsenin canına ve malına zarar vermeyen protestolar serbest olmalıdır.
Gelelim konuya.
Diyarbakır’da, Ahmet Guneştekin’in “Hafıza Odası” sergisi düzenlendi. Kültür ve sanat tüm şehirlere yakışan şahane bir elçi.
Sergi için Diyarbakır’a giden uçak dolusu “beyaz ama bembeyaz Türkler /Kürtler”e bakınca konuya dikkatimi kapatmıştım.
Sonra sergideki “5 No’lu” karanlık tüneldeki neonlarla yerlere döşenen ifadeleri görünce “milliyetçi” kesimi sokağa döker bu sergi demiştim ki…
Kürt kesimden ses yükseldi, “Bu sergi değil, Kürt halkının değerlerine ihanettir” diyerek sergideki tabut objelerine zarar verdiler.
Benim durduğum yere gelince, geçmişteki acıların, ölümlerin altını çizmek, hafızada geri çağırmak için düzenlenen “Hafıza Odası”nı, “beyaz Türk ve Kürtler”in çektiği halaylar, mideye indirdikleri lahmacunlarla ambalajlanmasını hayretle izlemekti.
Sanki Diyarbakır’a inen uçak, Mars’a inmiş gibi bir yabancılaşma çerçevelemesi, ne ayıp.
Ülkemizde iletişim yönetimi işinin gerçeklerden (ve de insanlardan ve de toplumdan) kopuk olması, sadece paranın ondan ona el değiştirmesi dışında bir anlamının kalmaması çok acıklı, fena, utanç verici.
Not: Görseli sonuna kadar izlemenizi öneririm.”
İşte o paylaşım...
Bu gönderiyi Instagram'da gör