Nuh Albayrak'tan olay yazı: Gerçekten Davutoğlu'na üzüldünüz mü?
Star Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni, Başbakan Ahmet Davutoğlu'nun veda etmesi sonrası yapılan değerlendirmelere ilişkin yorumda bulundu.
Star Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Nuh Albayrak, Başbakan Ahmet
Davutoğlu'nun 22 Mayıs'ta olağanüstü kongre kararı alarak AKP Genel
Başkanlığı ve Başbakanlık koltuklarına veda etmesi sonrası yapılan
değerlendirmelere ilişkin yorumda bulundu. "Gerçekten Davutoğlu’na
üzüldünüz mü?" diye soran Albayrak, “Sen daha entelektüelsin, dış
ilişkilerde daha etkilisin, daha uyumlusun, ülkede cepheleşmeyi
önleyecek tek kişisin, gibi sahte iltifatlarla Sayın Davutoğlu’nu
dolduruşa getirmeye çalıştılar" görüşünü savundu. Albayrak,
"Davutoğlu’nun tek kabahati de zaten makamının hakkını vermeye
çalışmaktır, mealindeki değerlendirmeler gerçekten uzak, sığ bir
algı operasyonudur" ifadesini kullandı.
Albayrak'ın Star'da "Gerçekten Davutoğlu’na üzüldünüz mü?"
başlığıyla yayımlanan (7 Mayıs 2016) yazısı şöyle:
Çarşamba günkü yazımda, sistem arızasından kaynaklanan hassasiyetin
bir krize dönüşmesi için sürdürülen yoğun çabalardan bahsetmiş,
“Hiç yüzde 50 oyla seçilen tek partinin yönettiği bir ülkeye
benzemiyoruz” demiştim. Övünülecek bir tespit değil ama aradan üç
gün geçti ve şimdi Türkiye’de herkes başbakan-toto oynuyor.
***
Peki bunları niye yaşıyoruz?
“Erdoğan gerçek başbakan istemiyor. Daha altı ay geçmeden görevi
bırakmak zorunda kalan Davutoğlu’nun tek kabahati de zaten
makamının hakkını vermeye çalışmaktır...” mealindeki
değerlendirmeler gerçekten uzak, sığ bir algı operasyonudur.
Zaten dikkat edilirse çelişkilerle doludur.
Birincisi, acaba Sayın Davutoğlu’nu bu göreve kim getirdi?
“Erdoğan getirdi ama böyle olacağını bilmiyordu” türü bir cevap,
“Davutoğlu’nu tam tanımıyordu” anlamında ise yıllarca danışmanlık
ve bakanlık yapan birini tanıyamadığını iddia etmek, Sayın Erdoğan
gibi bir siyasi dehaya hakaret olur. Aksi de Sayın Davutoğlu’na
hakaret olur.
İkincisi, 7 Haziran’dan önce AK Parti karşısında oluşturulan şer
cephesi, ne hikmetse 1 Kasım’dan sonra en büyük Davutoğlu
destekçisi kesildi. Daha o akşam “amiral”in attığı “Yeni bir lider
doğuyor” manşeti ile harekete geçen bu güruh her vesileyle yaptığı
Erdoğan-Davutoğlu mukayesesinden hep “Davutoğlu daha iyi” sonucu
çıkardı! Zannedersiniz ki, iki isim aynı makam için yarışıyor,
onlar da bu yarışın nabzını tutuyor!
Davutoğlu’nu kim “mağdur” etti?..
“Sen daha entelektüelsin, dış ilişkilerde daha etkilisin, daha
uyumlusun, ülkede cepheleşmeyi önleyecek tek kişisin” gibi sahte
iltifatlarla Sayın Davutoğlu’nu dolduruşa getirmeye çalıştılar.
Yeteri kadar özgüven ihracından sonra da ikinci aşamaya geçtiler ve
“Sen makamının hakkını vermiyorsun, gerçek başbakan olamadın” gibi
ağır tahriklerle kışkırtarak, “Saray’a rest çekerse kendisini
destekleyeceklerini” îma ettiler.
Türkiye’nin kalkınmasını, huzura kavuşmasını o kadar çok
istiyorlardı ki (!) bunun için formüller ürettiler! “Erdoğan’ı
saraya kapatırsak Türkiye kucaklaşır” dediler.
***
Bu şebeke ne hikmetse tam olarak FETÖ taktikleriyle çalışıyor.
Zamana ve zemine göre tutum değiştiriyor, dün “siyah” dediğine
bugün rahatlıkla “beyaz” diyebiliyor.
Nitekim, düne kadar “Saray’ın emireri olan, bir türlü başbakan
olamayan” Davutoğlu bugün, “Saray’ın talimatlarını dinlemediği için
kapı önüne konan” bir mağdur oluverdi!
Şimdi de bu “mağduriyet” üzerinden kriz üretmeye çalışıyorlar.
Bu sistem tamir edilmezse...
Ülkenin bu noktaya; göstere göstere gelişini iyi analiz edemez,
sadece isimler üzerinden sonuç çıkarmaya kalkarsak daha çok kriz
yaşarız.
Sadece isimler değişir.
Bu yaşananların anahtarı, “Ben yetki ve sorumluluğumun gereğini
yapmak zorundayım” cümlesidir.
Cumhurbaşkanını halkın seçmesi kararından sonra sistemin geri kalan
kısmının buna uygun olarak dizayn edilmemesi, transit yola
ikitaraftan da trafik verilmesi gibidir.
Çünkü, bu değişiklik cumhurbaşkanı ile başbakanı karşı karşıya
getiren çok sayıda ortak alan oluşturmuştur.
Şayet Sayın Davutoğlu için bir “mağduriyet” sözkonusu ise bunun
müsebbibi Cumhurbaşkanı Erdoğan değil, pert olmasına rağmen
kullanmakta ısrar ettiğimiz yönetim sistemidir ve en kısa sürede
yenilenmelidir.