Nuh Albayrak Türkiye'ye veda etti; Ayrılsak da beraberiz...
Türkiye Gazetesi Genel Yayın Yönetmenliği'nden ayrılan Nuh Albayrak son yazısını yazdı.
Türkiye gazetesinde 12 yıl Yazı İşleri Müdürü olarak çalıştıktan
sonra 2007 yılında Genel Yayın Yönetmenliği koltuğuna oturan ve o
tarihten bugüne aynı görevi sürdüren Nuh Albayrak gazeteye veda
etti.
Albayrak'ın veda yazısı bugün yayınlandı.
İşte o yazı:
Ayrılsak da beraberiz...
1981 yılında Teknik Servis'te Pikajör çırağı olarak başlayan
Türkiye gazetesindeki yolculuğum bugün itibariyle sona erdi.
Değerli
okuyucularımız,
1981 yılında Teknik Servis'te Pikajör çırağı olarak başlayan
Türkiye gazetesindeki yolculuğum bugün itibariyle sona erdi.
33 yıl boyunca, gazetenin bütün birimlerinde, merdivenleri ağır
ağır çıkarak devam eden bu yolculuğun son yedi yılı ise
basamakların en yükseği gibi görünen aslında sorumlulukların en
yükseğinde; gazetenin kaptan köşkünde geçti.
Teamüllerimize ve benim ölçülerime göre uzun bir süre...
Zira bendeniz, üst düzey yöneticilerin en fazla 5 yıl sonunda
yenilenmesi gerektiğini düşünen ve bu düşüncemi de 5. yılın sonunda
sayın Yönetim Kurulu Başkanımıza ileten biriyim.
Ama İhlas geleneğinde görev talep etmek de, affını teklif etmek de
edebe uymadığından “yenilenme” bugüne kadar gecikti...
Ne mutlu ki, göreve başlarken, benim için değerini izah etmemin
mümkün olmadığı merhum Enver Ağabey tarafından tevdi edilen “İhlas
Gazetecilik A.Ş.'nin kurumsallaştırılması” ve Mücahid Bey
tarafından tevdi edilen “Türkiye'nin okunan ve etkili bir gazete
hâline dönüştürülmesi” hedeflerinin her ikisine de, yine onların
destekleriyle ulaştığımızı düşünüyorum.
Bu düşünceyle de nöbeti gönül huzuru içinde teslim ediyorum.
BU HUZURU TATTIRANLARA MÜTEŞEKKİRİM…
Bana hiç layık olmadığım halde bu görevi tevdi eden merhum Enver
Ağabey'e, gazetedeki değişimin gerçekleşmesinde bana inanan ve
güvenen sayın Yönetim Kurulu Başkanımız Mücahid Ören'e teşekkür
ediyorum. Bugünkü gelinen noktada Yazı İşleri'nden, Mali İşlere,
Reklam Servisi'ne, Teknik Servis'e ve matbaalarımıza kadar yönetici
arkadaşlarım başta olmak üzere, İhlas Gazetecilik A.Ş. kadrosunda
yer alan bütün mesai arkadaşlarımdan; izahtan aciz olduğum seviyede
destek ve gayret gördüm. Onları, üzerimdeki sorumluluğun
etkisiyle zaman zaman üzdüğümü biliyorum. Ama bunların hiçbiri
“içten” değil, sadece “işten” sitemlerdi. Yoksa hepsini çok
seviyorum ve şahsıma olan teveccühlerini her adımda iliklerime
kadar hissettim. Şu anda da onlarla vedalaşırken, bu teveccühe
layık olamamanın ezikliğini yaşıyor, beni affetmelerini
diliyorum.
Ayrıca, “Yeni Türkiye” yolunda bize eşlik etmek için (herkesin
şaşkın bakışları arasında), hiç tanımadıkları bir mahalleye
taşınmayı göze alan saygıdeğer yazarlarımıza da şükranlarımı arz
ediyorum.
Sizlere de teşekkür borçlu olduğumu unuttuğumu sanmayın değerli
okuyucularımız. Zira, sizi üzen hatalarımızı hiçbir zaman “emanet”e
halel getirmek olarak değerlendirmediğiniz; sadece bizim
acizliğimize verdiğiniz için bizi terk etmediniz. Bu vefanızın
farkındayım. Ben de sizleri ölünceye kadar unutmayacağım.
Bütün herkesin, nöbeti devralan değerli dostum İsmail Kapan
yönetiminde, yeni bir heyecanla, çok daha güzel şeyler yapacağını
düşünerek müsterih ayrılıyorum.
“Ayrılıyorum” derken yanlış anlaşılmasın. Sadece artık “o geminin”
kaptanı ben değilim o kadar... İsmimin; resmî kadro listesinde yer
almaması gibi küçük bir ayrıntı dışında, tayfa olarak da olsa yine
bu gemide; dönülmez akşamın ufkuna doğru yol almaya devam
edeceğiz…
Yani…
Ayrılsak da beraberiz…