NUH ALBAYRAK : ''BENDEN FARKLI YAZMAYACAKLARSA NEDEN ALDIK Kİ''
Medyada yeni yayın döneminin yükselen değeri Türkiye Gazetesi yaşadığı değişimi anlatmaya devam ediyor.
Gazetenin yayın yönetmeni Nuh Albayrak, Zaman gazetesinden Nuriye
Akman’a verdiği röportajda Türkiye’nin değişimini anlattı.
-Yeni yazarlarınız hayırlı olsun. Hepsi de okumak istediğim
kişiler. Doku tutar mı, bünye kabul kabul eder mi gibi
endişeleriniz oldu mu?
-Biz, 1970’ten bu tarafa çok kritik dönemlerde kucaklayıcı olmaya
çalışan bir yayın politikası izledik. Bugün de yine medyanın farklı
düşünsek de beraber yaşamak kültürünü öğrenmede katkısı olacağını
düşünüyorum. Biz bu misyona talipsek bunu kendi bünyemizle
başlatmamız lazımdı. Bugüne kadarki yazar kesitimize baktığımız
zaman tamamına yakını aynı çizgide olan insanlar. Demezler mi
insana, mademki siz farklı düşünsek de beraber yaşayabilmeliyiz
diyorsunuz, niye Türkiye Gazetesi’nde farklı düşünenleri
yazdıramıyorsunuz? Onun için biz bunu önce kendi bünyemizde
test etmeye kalktık. Ve şunu görüyorum, gerçekten genel anlamda
böyle bir beklenti de oluşmuş. Mevcut okuyucularımızdan hep olumlu
tepkiler aldık. Biz uzunca bir süre biraz rutin bir yayıncılık
yaptık, bilhassa yazar konusunda.
-Yazarlarda ve haberlerde. Özel haber çok fazla
çalışılmadı.
-Haber konusu son dönemde arttırmaya çalışıldı ama yazar konusunda
hakikaten çok ciddi bir adım atamadık şu ana kadar. Zaten haber
konusunda mesafe kat edip de, yazar meselesinin buna ayak
uydurmamasından dolayı bir beklenti oluştu okurlarda. 180 bin
okuyucuda belki 20-30 kişinin çok fazla bir önemi yok ama sembolik
anlamda bana iki yıldan beri sosyal medyadan veya görüştüğümüz
kişilerden hep şu şey geliyordu. Artık gazetede gerçekten çok çoğu
zaman okuyacak haber, okunacak haber çok görüyoruz ama neden hala
bizde kanallarda tartışan yazarlar bulunmuyor? Prensipte yazarlar
konusunda yenileme, güncelleme ihtiyacı hissediliyordu. Haaa!
Prensipte bunun gerektiği düşünülürken, yazarların
yazılarından sonra bu yazarlar acaba beklenen isimler miydi
konusunda ne olacak bilemiyorum. Onu zamanla göreceğiz.
-Yeni yazarlar, sizin genel yaklaşımınızdan daha eleştirel
yazılar yazabilirler.
-Yazmazlarsa bir anlamı yok zaten. Niye aldık ki. Ben bu adımı
atmadan önce bir araştırma şirketine iki sefer araştırma yaptırdım.
Hem okuyucuların üzerinde, hem gazete okumayanların niye okumadığı
üzerine. Beş bin civarında insanla görüşüldü. İlginçtir, bayiden
alan okuyucu değil, sürekli okuyucu olan abonelerimiz üzerinde
yapılan araştırmada çok ciddi anlamda yazar değişikliği talebi
ortaya çıktı. Az önce bahsettiğiniz gibi bu yazarların yazıları
konusunda ne oluşacak onu bilmiyoruz. Fakat şunu da gözlemledik.
Belki yıllardan beri aynı okuyucuya gazete gidiyor ama aslında o
okuyucu bile değişmiş. Biz bu gazetede 2009 yılında Karayılan ile
yapılan röportajı iki gün tam sayfa yayınladık.
-Ki Türkiye Gazetesi için çok uç bir şeydi.
-Bizim okuyucumuzun hiç alışmadığı bir tarzdı. Ama çok cüzi bir
şeyin dışında hiçbir tepki görmedik. Nitekim biz ilk defa Kürtçe
manşet attık biz bu gazetede. İki üç yıldan beri hakikaten iyi
haber yapmamıza rağmen büyük bir algı değişikliği olmadı.
Prensip olarak Türkiye Gazetesi’nde takip etmeye değer bir şey
çıkmadığı algısı oluştuğu için onu yıkmak çok zor. Ben bunu son iki
üç yılda iliklerime kadar hissettim. İnanın, çok gücüme
gidiyordu.
RÖPORTAJIN TAMAMI İÇİN TIKLAYIN