04 Ağu 2010 10:25
Son Güncelleme: 23 Kas 2018 11:31
NTV SPİKERLERİ ROBOT MU? BİRAZ HAYAT EMARESİ BEKLİYORUZ!
NTV'nin kadın spikerlerinde tuhaf bir durum var! Kanal D'de neler oluyor, Birand mı ekibi mi gidiyor? Posta tv yazarı Mesut Yar yazdı.
Şu NTV’nin kadın spikerlerinde tuhaf bir durum var. Hepsi sanki kafalarına bir çip takılmış ve güdümlenmiş şekilde haber sunuyorlar...
Hadi Banu Güven için bir tarz olarak kabul ettik bu durumu. Peki ya diğerleri için ne diyeceğiz? Aynı soğuk duruş, ifadesiz bakış ve monoton ses tonu. Eğer tek tip spikerlikten bahsedeceksek artık TRT üzerinden konuşmaya gerek filan kalmadı...
Açıyorsunuz NTV ekranını görüyorsunuz bir tornadan çıkan spiker takımı nasıl olurmuş? Biraz hayat emaresi bekliyoruz genç meslektaşlarımızdan. Robot olmadıklarına inanmak için..
Birand kaldı ekip gitti!
Mehmet Ali Birand’ın tatile gitmesinin hemen ardından başlamıştı dedikodular. Bir iddiaya göre Birand, Kanal D anchormanliğini bırakıp Fox TV’ye transfer olacaktı...
İddia fos çıktı ama ilginç bir gelişme oldu. Kanal D Haber’in önemli isimleri Fox TV’ye geçtiler. Kimdir bunlar derseniz; Orkun Öz, Işınsu Tezkan ve Fatih Portakal gibi isimleri sayabilirim.
Özellikleri de alan gazetecisi yani muhabir olmaları... Ancak küçük ama öldürücü bir ayrıntıyı not düşmekte yarar var. Muhabir, masaya geçince ciddi bir şekilde tökezleyebilir.
Hayatın içinden, haberin vitrinine giden yol meşakkatlidir... Bu saydığım üç isim artık haber sunacak. Dolayısıyla alanları boş bırakacaklar. Bu da marka olmaya aday muhabirler için iyi bir gelişme. Habercilik boşlukları sevmez çünkü; tıpkı evren gibi!
ABD’de Yemekteyiz kıyameti yakın!
Malumunuz ABD Başkanı Obama’nın da altını sıklıkla çizdiği şekliyle Amerika dünyada ulusların bir arada sorunsuz (!) yaşadığı tek ülke. Hadi öyle olsun diyelim ama çok sürmez o birliktelik... Çünkü Yemekteyiz, nasıl ki tüm geleneklerimizi ters yüz edip canımıza ot tıkadıysa benzer bir kader oradaki sofraları da bekliyor artık...
Hani yerleşik ve bilindik bir Amerikan mutfağından bahsetmek mümkün değil. (Fast food’u mutfaktan saymazsınız değil mi?) Ama anladığım kadarıyla dünya yemeklerinin de ahenkle tüketildiği ülkede Yemekteyiz için malzeme çok...
Şimdi izleme zamanı; dost ve müttefikimiz ABD’nin ikinci 11 Eylül vakasını yemekteyken yaşamasını izleyeceğimiz yüksek ihtimaldir. Başlamadan geçmiş olsun diyelim ABD ahalisine...
Bu rüzgarı kışa taşımalı...
Yazmadığımız ağustos ayı içinde reyting karnesi çıktı elbette. En dikkat çekici yükseliş Star TV’de oldu. Yıl içinde dördüncü sırada dolaşan kanal ayı tüm izleyici kategorilerinde ikinci olarak tamamladı... Doğru tektir. Bu köşenin yazarı Mehmet Ali Erbil’in Çarkıfelek’le kanalı sırtlayacağını yazmıştı. Dediğimiz çıktı. Üstelik sadece bu da değil. Yarışmanın çok seyredilir olması, yeni yapımlar için de lokomotif görevi gördü.
Mesela, Dürüye’nin Güğümleri’nin yayınlandığı her gün birinci çıkması sadece içeriğinin değil tanıtımının da başarısıydı. Yüksek erişim, yüksek tanıtımı o da başarıyı getiriyor... Sonuç itibarıyla Kanal D’nin birincilik koltuğu sarsılmamış bile olsa rakipleri için ciddi bir rakip oyuncu olduğu ortaya çıktı Star’ın. Bu yaz rüzgarı kış sezonuna da sirayet ederse reyting karnelerinde değişen sıralamalara hazırlıklı olmalı derim...
Televole’nin bizzat kendisi...
Bana göre Televole geri döndü. Kanaltürk’teki Ünlüler Bulvarı’nı izleyince söyleyecek başka da bir şey gelmedi aklıma...
Son olarak Uçankuş olarak bıraktığımız o ekolün devamı niteliğinde olduğu netleşti programın. Başlangıçta ekolün izlerini taşıyordu, şimdi bizzat devamı oldu. Kötü mü; hayır elbette...
Bugün magazin dünyasına servis yapan her kamerada o dönemin izleri var. Her mikrofona konuşan ünlüde de öyle. Eh o zaman aslının ekranda olmasında sakınca yok. Hazır başka sakıncalılar (!) yüzünden “ihtilal nedeni” olmaktan da çıkmışken. Rüzgarı bol olsun!
Üniversite çağındakiler izlemesin!
Yarın yapımcı/senarist Birol Güven o çok konuşulan Çocuklar Duymasın (atv) ile yeni bir sınava girecek. Dizinin daha çekim aşamasında çok konuşulur olması önemli bir reklam avantajı olarak döndü Çocuklar Duymasın’a. Herkes kendi kısmetini yer. Ben iyi bir kısmetin beklediğini düşünüyorum bu yeniden uyarlanmış Çocuklar Duymasın’ı.
Neyse... Uyarlanmışlardan giderken “Yeni Arka Sıradakiler”e dokunmadan geçmeyelim. Malum Fox TV’nin gözdesi olan bu dizinin yapımcısı da Birol Güven. Dizilerini çocukları gibi sevdiğini bildiğim için bu yeni uyarlama için de hayırlı olsunu çakalım... Ama kafamda netleşmeyen bir şeyler var. Şimdi bizim her sene çift dikiş giden hayta takımı büyümüş de üniversiteye girmiş olacak değil mi? Yaş itibarıyla doktoralarını bitirmeleri gerekirken onlar üniversite amfilerinin arka sıralarına doluşacaklar.
İyi de hepsini aynı bölüme, hadi onu bırak aynı üniversiteye nasıl kaydedecek senaristler?.. Malum iki yakın arkadaşın aynı bölümü tutturması ihtimali yok denecek kadar az. Eh mevcut sınav sisteminde bu bir alay adamı aynı üniversiteye sokabilme ihtimali de neredeyse sıfır. Yine olmayanı olduracak mı acaba Arka Sıradakiler tayfası?.. Ve hepsini boş verin çocukları liseden soğutan bu haytaların üniversite hakkında kafalarda yaratacakları resmi bir tasavvur edin. Yok etmeyin; soğutmayın çocukları geleceklerinden...
Mesut YAR / POSTA
Hadi Banu Güven için bir tarz olarak kabul ettik bu durumu. Peki ya diğerleri için ne diyeceğiz? Aynı soğuk duruş, ifadesiz bakış ve monoton ses tonu. Eğer tek tip spikerlikten bahsedeceksek artık TRT üzerinden konuşmaya gerek filan kalmadı...
Açıyorsunuz NTV ekranını görüyorsunuz bir tornadan çıkan spiker takımı nasıl olurmuş? Biraz hayat emaresi bekliyoruz genç meslektaşlarımızdan. Robot olmadıklarına inanmak için..
Birand kaldı ekip gitti!
Mehmet Ali Birand’ın tatile gitmesinin hemen ardından başlamıştı dedikodular. Bir iddiaya göre Birand, Kanal D anchormanliğini bırakıp Fox TV’ye transfer olacaktı...
İddia fos çıktı ama ilginç bir gelişme oldu. Kanal D Haber’in önemli isimleri Fox TV’ye geçtiler. Kimdir bunlar derseniz; Orkun Öz, Işınsu Tezkan ve Fatih Portakal gibi isimleri sayabilirim.
Özellikleri de alan gazetecisi yani muhabir olmaları... Ancak küçük ama öldürücü bir ayrıntıyı not düşmekte yarar var. Muhabir, masaya geçince ciddi bir şekilde tökezleyebilir.
Hayatın içinden, haberin vitrinine giden yol meşakkatlidir... Bu saydığım üç isim artık haber sunacak. Dolayısıyla alanları boş bırakacaklar. Bu da marka olmaya aday muhabirler için iyi bir gelişme. Habercilik boşlukları sevmez çünkü; tıpkı evren gibi!
ABD’de Yemekteyiz kıyameti yakın!
Malumunuz ABD Başkanı Obama’nın da altını sıklıkla çizdiği şekliyle Amerika dünyada ulusların bir arada sorunsuz (!) yaşadığı tek ülke. Hadi öyle olsun diyelim ama çok sürmez o birliktelik... Çünkü Yemekteyiz, nasıl ki tüm geleneklerimizi ters yüz edip canımıza ot tıkadıysa benzer bir kader oradaki sofraları da bekliyor artık...
Hani yerleşik ve bilindik bir Amerikan mutfağından bahsetmek mümkün değil. (Fast food’u mutfaktan saymazsınız değil mi?) Ama anladığım kadarıyla dünya yemeklerinin de ahenkle tüketildiği ülkede Yemekteyiz için malzeme çok...
Şimdi izleme zamanı; dost ve müttefikimiz ABD’nin ikinci 11 Eylül vakasını yemekteyken yaşamasını izleyeceğimiz yüksek ihtimaldir. Başlamadan geçmiş olsun diyelim ABD ahalisine...
Bu rüzgarı kışa taşımalı...
Yazmadığımız ağustos ayı içinde reyting karnesi çıktı elbette. En dikkat çekici yükseliş Star TV’de oldu. Yıl içinde dördüncü sırada dolaşan kanal ayı tüm izleyici kategorilerinde ikinci olarak tamamladı... Doğru tektir. Bu köşenin yazarı Mehmet Ali Erbil’in Çarkıfelek’le kanalı sırtlayacağını yazmıştı. Dediğimiz çıktı. Üstelik sadece bu da değil. Yarışmanın çok seyredilir olması, yeni yapımlar için de lokomotif görevi gördü.
Mesela, Dürüye’nin Güğümleri’nin yayınlandığı her gün birinci çıkması sadece içeriğinin değil tanıtımının da başarısıydı. Yüksek erişim, yüksek tanıtımı o da başarıyı getiriyor... Sonuç itibarıyla Kanal D’nin birincilik koltuğu sarsılmamış bile olsa rakipleri için ciddi bir rakip oyuncu olduğu ortaya çıktı Star’ın. Bu yaz rüzgarı kış sezonuna da sirayet ederse reyting karnelerinde değişen sıralamalara hazırlıklı olmalı derim...
Televole’nin bizzat kendisi...
Bana göre Televole geri döndü. Kanaltürk’teki Ünlüler Bulvarı’nı izleyince söyleyecek başka da bir şey gelmedi aklıma...
Son olarak Uçankuş olarak bıraktığımız o ekolün devamı niteliğinde olduğu netleşti programın. Başlangıçta ekolün izlerini taşıyordu, şimdi bizzat devamı oldu. Kötü mü; hayır elbette...
Bugün magazin dünyasına servis yapan her kamerada o dönemin izleri var. Her mikrofona konuşan ünlüde de öyle. Eh o zaman aslının ekranda olmasında sakınca yok. Hazır başka sakıncalılar (!) yüzünden “ihtilal nedeni” olmaktan da çıkmışken. Rüzgarı bol olsun!
Üniversite çağındakiler izlemesin!
Yarın yapımcı/senarist Birol Güven o çok konuşulan Çocuklar Duymasın (atv) ile yeni bir sınava girecek. Dizinin daha çekim aşamasında çok konuşulur olması önemli bir reklam avantajı olarak döndü Çocuklar Duymasın’a. Herkes kendi kısmetini yer. Ben iyi bir kısmetin beklediğini düşünüyorum bu yeniden uyarlanmış Çocuklar Duymasın’ı.
Neyse... Uyarlanmışlardan giderken “Yeni Arka Sıradakiler”e dokunmadan geçmeyelim. Malum Fox TV’nin gözdesi olan bu dizinin yapımcısı da Birol Güven. Dizilerini çocukları gibi sevdiğini bildiğim için bu yeni uyarlama için de hayırlı olsunu çakalım... Ama kafamda netleşmeyen bir şeyler var. Şimdi bizim her sene çift dikiş giden hayta takımı büyümüş de üniversiteye girmiş olacak değil mi? Yaş itibarıyla doktoralarını bitirmeleri gerekirken onlar üniversite amfilerinin arka sıralarına doluşacaklar.
İyi de hepsini aynı bölüme, hadi onu bırak aynı üniversiteye nasıl kaydedecek senaristler?.. Malum iki yakın arkadaşın aynı bölümü tutturması ihtimali yok denecek kadar az. Eh mevcut sınav sisteminde bu bir alay adamı aynı üniversiteye sokabilme ihtimali de neredeyse sıfır. Yine olmayanı olduracak mı acaba Arka Sıradakiler tayfası?.. Ve hepsini boş verin çocukları liseden soğutan bu haytaların üniversite hakkında kafalarda yaratacakları resmi bir tasavvur edin. Yok etmeyin; soğutmayın çocukları geleceklerinden...
Mesut YAR / POSTA