NTV SPİKERİ SONAY DİKKAYA ZOR GÜNLERİ ATLATTI... YÜZÜ ARTIK GÜLEN DİKKAYA KABUS DOLU GÜNLERİ ANLATTI!..
Bebeği Şan'ı erken doğumla dünyaya getiren NTV spikeri Sonay Dikkaya Yıldırım, zor günleri atlattı...Şimdilerde yüzü gülmeye başlayan Sonay hanım, yaşadığı kabus dolu günleri bakın nasıl anlatıyor?
Yaklaşık altı ay önce ilk bebeği Şan'ı erken doğumla dünyaya getiren Sonay Dikkaya Yıldırım, zor günleri atlattı. "Bizim bir daha bebeğimizin olmaması gibi bir olasılık vardı" diyen Yıldırım'ın yüzü artık gülüyor: "Dünyaya geldiğinde sadece 680 gramdı. Rahmimdeki problem yüzünden oldu bunlar. Yani Şan bizim ilk ve son şansımızdı belki de. Gazetenizde haber çıktığı zaman Şan kötüleşmişti. O gün telefonlar geldi. Her arayan, 'Dua ediyoruz, sen moralini bozma' dedi. Ve Şan bir anda düzeldi."
Şarkıcı Ufuk Yıldırım´la mutlu bir evliliği olan ve yaklaşık altı ay önce ilk bebeği Şan´ı erken doğumla dünyaya getiren Sonay Dikkaya Yıldırım, zor günleri atlattı. "Doğumdan sonra bana süt pompası getirdiler. O anda kendimi çok kötü hissettim. Yan odalarda anneler bebeklerini emzirirken, ben elimde süt pompasıyla ağlıyordum" diyen Yıldırım´ın artık yüzü gülüyor.
Bebeğiniz doğduğunda sadece 680 gramdı, çok zor günler geçirdiniz... Öncelikle geçmiş olsun dileyelim.
- Teşekkürler. Zaten ben anne olduğumu daha yeni yeni anlıyorum. Bebeğim eve ilk geldiğinde kendimi hemşire gibi hissediyordum. Onu yedirmek, bakmak ve korumakla yükümlüydüm. Sağlığıyla ilgili daha fazla sorun yaşamamak için o zamanlar ona sarılamıyordum. Çünkü hep endişeleyle yaklaşıyorsunuz.
Doğum öncesi neler yaşandı?
- Şan hiç kıpırdamamaya başlamıştı. Ufuk 23 gün boyunca NST´yle bebeğin nabzını kontrol etti. Doktorlarım beni hiç yalnız bırakmadı. Son gün artık doktoruma "Ne olacaksa olsun" dedim. Çünkü bebeğimin son tekmeleri hiç de güzel değildi. Nefes alamıyor ve doğal olarak çıkmak istiyordu. Çıkmasın diye rahmime dikiş atılmıştı. Ufuk ise sürekli orada yatan bebeklerin fotoğraflarını çekip getiriyor, "Bak 500 gram doğan bile yaşamış" diyordu. Ama her şey çok kötü giderken bile inandım ona kavuşacağıma... Kaldı ki bizim bir daha bebeğimizin olmaması gibi bir olasılık var. Rahmimdeki problem yüzünden oldu bunlar. Rahmim kalp şeklindeymiş. O yüzden bebek hep yan tarafta beslenmeye çalışmış. Diğer tarafa geçemediği için az beslenmiş. Yani bu bizim ilk ve son şansımızdı belki de...
Doğumun olduğu akşam nasıl geçti?
- Aptal gibiydim. Hiçbir şey düşünemiyorsunuz o durumda. İkinci gün gördüm bebeğimi. Şan´ın yanına ilk girdiğimde şoktaydım. Doktorlarım da çok korkmuş zaten "Niye ağlamıyor bu kız" diye. O gece eve geldikten sonra günlerce hiç durmadan ağladım.
Sizi en çok etkileyen o ilk akşam mıydı?
- Hayır... Doğumdan sonra bana bir süt pompası getirdiler. Bebeğinizin yaşayıp, yaşamayacağını bile bilmiyorsunuz. Zaten çok kötü bir hamilelik dönemi geçirmişsiniz, psikolojiniz allak bullak ve size bir pompa getiriyorlar. "Pompayı mı besleyeceğim" diye düşünüyorsunuz. Yan odalardan gülüşme sesleri geliyor, herkes çok mutlu. Odalar süslenmiş, biz hiçbir şey yapmamışız. Odada ağlamaklı bir halde otururken eline bir pompa veriyorlar ve "Süt çekmen lazım" diyorlar. Hiç durmadan ağladım.
Hiç psikolojik yardım aldınız mı?
- Doğum yaptığım hastanede prematüre çocuk sahibi anne-babalara terapi düzenliyorlardı. Herkes hikáyelerini anlattı, en son sıra bize geldi. Ben hikáyemi anlattığımda herkes ağlamaya başladı. Daha sonra terapilere girmedim. İster istemez karşılaştırmalar yapıyorsunuz. Hayatım boyunca hiçbir şeyi kıskanmadım; ne kıyafet, ne güzellik... Ama işin içine sağlık girince bu duygu kaçınılmaz oluyor. "Neden ben de o anneler gibi yaşayamadım" diyorsunu