"NORVEÇ GİBİ DANDİK BİR TAKIMI 2-1 GİBİ SIRADAN BİR SKORLA YENİNCE TARİH Mİ YAZDIK?"..BU YAZI FATİH TERİM'İ ÇILDIRTACAK!..
Bosna-Hersek gibi önemsiz bir takım karşısında tel tel dökülünce,Malta gibi takım bile olmayan bir takımla,Moldova gibi varlığı yokluğu tartışılacak bir takımla zar zor berabere kalınca ne yazmıştık,coğrafya mı?
Tarih mi yazdık?
Norveç gibi dandik bir takımı 2-1 gibi sıradan bir skorla yenince tarih mi yazdık?
Yunanistan gibi sıradan bir takıma kendi sahamızda yenilince, Bosna-Hersek gibi önemsiz bir takım karşısında tel tel dökülünce, Malta gibi takım bile olmayan bir takımla, Moldova gibi varlığı yokluğu tartışılacak bir takımla zar zor berabere kalınca ne yazmıştık, coğrafya mı?
Ama Macaristan'ı yendik canım, elli beş yıl öncesinin mucize ekibi!
Bir Puşkaş vardı Puşkaş, gençler bilmezler. Hıncal bilir.
Vallahi biz dünya üçüncüsü de olmuştuk...
Brezilya'ya iki kere yenilip, Japonya gibi sayılmaz bir takımı, Güney Kore gibi geçmez bir takımı, Çin gibi olmasa da olur bir takımı, Senegal gibi ancak Fransa'nın PAF takımı yerine geçen bir takımı yenince... Eh, Kosta Rika gibi bir dev(!) ile de yenişemeyince...
Türk'ün bileğinin bükülmez olduğunu dosta düşmana duyurmuştuk! Eh, koskoca Brezilya'ya bir şey duyuracak halimiz de yoktu ya...
Pişmiş aşa soğuk su mu katıyorum? Hayır, aş kaynadı taştı da, köpüğünü alıyorum.
Türk takımlarının yarısını yabancılar oluşturuyordu, biz de sıkıya gelince "devşirme yöntemiyle" yabancılara peştemal bağlayıp Türk diye piyasaya sürüyorduk ama zarar yoktu...
Elvan Abeylegesse vardı örneğin... Koşucu... Kahraman Türk kızı!
Kız Habeş'ti ama Orta Asya'dan çıkan oklar teorisine göre aslında Habeşler de Türk asıllı değiller miydi?
Vallahi herhangi bir yabancı takımla oynayınca da aslında kendi kendimizle oynamış olmuyor muyduk? Beşiktaş takımı Çarşı Türkleri'nden, Liverpool takımı da İngiltere Türkleri'nden... Ötüken Yaylası'ndan birlikte çıkmışız, biz Anadolu'ya gelmişiz, onlar kuzeye kırıp adaya gitmişler...
Mehmet Aurelio, Gökçek Vederson, Mert Nobre... Yakında Ali de Souza, Selami Appiah, Rüknettin Song, Raci Carlos...
İç ve dış düşmanlarımız da vardı. Milli birlik ve beraberliğe her zamankinden fazla muhtaç değil miydik?
Bizi yutmak isteyen emperyalizm ve bizi mahvetmek isteyen kapitalizm de vardı, berikilere sorarsanız.
Çarşamba gecesi "sakata gelmezsek" son kez Bosna-Hersek'i yeneceğiz.
Yenemeyebiliriz de haa... İki başlık da hazır, "tarih yazdık" ya da "ne yaptınız çocuklar"... Ben çıkıyorum, bu trafikte Papermoon'a yetişeceğim, karılar bekliyorlar, siz maçın sonucuna göre birinden birini kullanırsınız... Gece vakti de bana telefon etmeyin, sizinle uğraşamam... İşim var...
İnandık, kazandık... Ya da: Ümitlerimiz vardı, umutlarımız vardı, mutlu ve mesuttuk, ilgi ve alakamız sonsuzdu, hırslıydık, kararlıydık, fakat olmadı, olmadı, olmadı... Bu da çemiş spiker ağzı.
Norveç'i yendik, yumurta kapıya gelince tarih yazdık. Nasrettin Hoca da eşeğini önce kaybetmiş, sonra bulmuştu. Fatih Hoca da hocalardan bir hocadır ya, o da öyle yaptı.
Çıktık açık alınla... Türkiye sizlerle gurur duyuyor kahraman çocuklar... Zafer gecesi... İnandık, savaştık, zoru başardık... Ayyıldız mucizesi...
İki tane boktan PKK kampını nokta atışıyla ve de "el istihbaratıyla gerdeğe girip" vurunca da tarih yazacağız.
Verin lumpenlere gazı, verin.
Fakat dikkat edin, sonra cinayet işliyorlar.
Engin Ardıç/Akşam
http://ww