21 Eyl 2010 10:47
Son Güncelleme: 23 Kas 2018 11:38
''NİNJA GİBİ GELDİLER VE...'' FARUK TINAZ O GECEYİ ANLATTI!
Şarkıcı Faruk Tınaz, evini silahla basan maskeli 6 soyguncu ile yaşadığı korkunç geceyi anlattı...
Şarkıcı Faruk Tınaz’ın Yeniköy’deki evine baskın düzenleyen saldırganların ninja kıyafeti giydikleri ortaya çıktı. Tınaz, saldırganların kendisini dövdükten sonra paraların yanı sıra iki de silahını aldıklarını söyledi.
Faruk Tınaz, yaşadığı korkunç olayın ardından ilk kez konuştu. Yediği feci dayaktan dolayı yüzü tanınmaz hale gelen sanatçı, sorularımı yanıtladı:
O akşam tuhaf bir durum var mıydı?
Faruk T: Perşembe akşamı 11.30 gibi eve geldim. Canan’la birlikte tv izlerken bir yandan da günlük konuşmalarımızı yapıyorduk. Saat 12.30 gibi köpekler anormal bir şekilde havlamaya başladı. Biz de iki tane Golden Retriever köpek var. Çok aşırı derece havladıklarını duydum köpeklerin. Biz bu arada yukarı kattayız, köpekler aşağıda. Canan o arada evde çalışan Maria’ya dedi ki ’köpekleri dışarıya bırak, ihtiyaçları geldi herhalde’. Maria’nın köpekleri serbest bırakmasıyla birlikte 10 saniye içinde bir çığlık sesi çınladı evin içinde. Maria’nın çığlığıydı bu. Önce köpeklere bir şey oldu sandık. Canan önde ben 3,4 basamak arkada alt kata doğru koşmaya başladık. O anda bir baktık evin içine insanlar girmiş ve Canan’ı gasp etmişler.
Eve nasıl girdiler?
Canan T: Bizim bahçe de 2 tane de Kurt köpeği var. Gece 12 olunca o kurt köpekleri serbest bırakılır. Kurt köpeklerinin devamlı yaptığı hareketler vardır. Mesela kapıları açılır açılmaz yukarıya bekçinin yanına gidip 1,2 saat orada durup yemeklerini yerler. Bizim evde de 2 köpek olduğu için kurt köpekleri evin terasına girmez. Zaten soyguncular da teras duvarından içeriye giriyorlar. Evin yan duvarına yığlıyorlar. İçerideki köpekler de aslına bakarsanız insan kokusu aldığı için çıldırmış vaziyette havlayıp dışarıya çıkmak istiyor.
Eşinizi gördüğünüzde ilk tepkiniz ne oldu?
Faruk T: Bunu görür görmez hemen yukarıya doğru hamle yaptım. Yatak odasında 2 tane ruhsatlı silahım var onları almak diye koştum. Ama 3 kişi peşimden gelip bana yetişti. Tam yatak odasına girerken beni yakaladılar ve onlarla boğuşmaya başladım. Tekme attım, yumruk salladım onlar biraz sersemledi ve tekrar yatak odasına doğru hamle yaptım ama o arada düştüm ve yere kapaklandım. Üzerime çullandılar. Yapacağım bir şey yoktu sonra dördüncü kişi de geldi ve çok kötü darbeler almaya başladım. Beni yüzü koyun yatırıp tekmelerle yumruklarla vurmaya başladılar. Suratıma tekmelerle vuruyorlardı. Çeneme, göğüs kafesime tekmeler atıyorlardı.
Sonra?
Faruk T: Kafamı saçımdan tutup döndürüp yanaklarıma doğru yumruklarla vuruyorlardı. İlginç olan bir şey de aslında bana çok profesyonelce vuruyor olmalarıydı. Mesela vücudumda kırık yok. Yumruk atarken yüzüme fener tutarak vuruyordu yumruğun gelişini görüyordum. Evin içinde toplam 20-25 dakika kaldılar. Ama ben yumruklar sonrası sersemleştim ve onlara teslim oldum.
"Maria’ya su döktüler"
Soyguncular sizden kasanın yerini mi öğrenmek istiyorlar?
Faruk T:Bu adamlar benim kasamın yerini avuçlarının içi gibi biliyor. Şifresini istiyorlardı. Ayrıca sadece kasanın değil benim silahlarımın nerede durduğuna kadar biliyorlar. Bu arada giderlerken silahlarımı bile almışlar hem de tek hamle ile yatak odasındaki çekmeceyi açıp alıp gitmişler.
Siz yaşam mücadelesi verirken Maria ne yapıyor?
Canan T: Maria tam karşımda duruyordu. 2 adam onu, 1 adam da beni tutuyordu. Bir ara Maria’nın yüzüne su döktüklerini gördüm. Bir de adamlardan biriyle Maria’nın aralarında Rusça konuştuğuna şahit oldum. Ya ’kadın çözüldü, şifreyi söyleyecek’ diye düşündüler ya da evin kadını kim onu anlayamadılar ve Maria’ya sordular.
Saldırganlar ninja gibi giyinmişlerdi
Faruk Bey şifreyi söylememek için siz niye bu kadar direndiniz?
Canan T: Evet gerçekten çok aşırı direndi.
Faruk T: Ben bir ara kolumu iki kişi bağlamak için almak istediğinde öyle bir mücadele ettimki deri saatimin kayışı koptu resmen. Bunlar iki kişi benim kolumu tutamıyorlarsa ’bunlardan kuvvetliyim onları bertaraf edeceğim’ diye düşündüm. Kendimi kaybettikten sonra teslim oldum. Normalde evde karım olmasa o parayı onlara vermezdim beni öldürmeleri gerekirdi.Para için değil böyle bir duruma karşı olduğum için hiçbir şey alamazlardı. Şifreyi yanlış girerdim, bozardım açamazlardı. Ama karım ellerindeydi bir şey yapamadım.
Canan T: Kocam Adanalı ve onun direneceğini çok iyi biliyordum.
Kasayı Canan Hanım açtı...
Canan T:Evet Faruk’un sesi kesilince ona bir şey oldu sandım ve beni tutan soyguncuya gözlerimle işaret ettim. Beni kasanın olduğu odaya götürdü. Oda karanlıktı dışarıdan gelen bir aydınlanmayla Faruk’un olduğu yeri görüyordum. Suratı o kadar kötüydü ki 3 Faruk suratı daha çıkardı.Kasanın şifresini girmem için ışığa ihtiyacım vardı, bu yüzden fenerle kasayı aydınlattılar. Kasayı açınca yere yatırıp kafama bastılar ve paraları aldılar.
Hemen kaçtılar mı?
Canan T: Hayır beni giyim odasına soktu. Raylı sistemli dolapları eliyle açmaya başladı. O odada küçük mücevherler, Faruk’un paraları, saatleri duruyordu. Ben de onları istiyorlar sandım. Hayır onları istemiyorlardı bana komutu diziyle veriyordu ’yürü ilerle’ diye. O anda bana eliyle dolabı işaret etti ve ikinci kasanın yerini bildiğini anladım.
Evde iki kasa mı var?
Canan T: Evet biri şifreyle diğerini anahtarla açıyorsunuz. İkinci kasayı açmam için ’beni çantama götürün’ dedim. Kasayı anahtarla açtım. Kasayı açarken onlar Faruk’un ayaklarını bağlıyordu. İkinci kasayı açmamla birlikte beni Faruk’un üzerine itip bağlamaya başladılar. Faruk’u önce uzatma kordonuyla bağladılar üstüne cep telefonu şarj aletinin kablosuyla bağladılar. Zaten Faruk hala hamleler yapmaya çalışıyordu. Faruk’u silahla tarayacaklar diye korkup onu çekiştirmeye çalıştım ve yatak odasının kapısını kitleyip yardım çığlıkları attım.
Faruk T: Ellerinde çanta ya da torba ne varsa istediklerini alıp sonra evin bahçe duvarından atlayıp kaçıyorlar.
Peki üzerlerinde ne vardı?
Faruk T: Ninja kıyafeti.Siyah mont, siyah pantolon, siyah kar maskesi, siyah eldiven, siyah atkı yani anlayacağınız simsiyahlardı.
Canan T: Ninja gibilerdi.
Gülşen Yüksel/Vatan
Faruk Tınaz, yaşadığı korkunç olayın ardından ilk kez konuştu. Yediği feci dayaktan dolayı yüzü tanınmaz hale gelen sanatçı, sorularımı yanıtladı:
O akşam tuhaf bir durum var mıydı?
Faruk T: Perşembe akşamı 11.30 gibi eve geldim. Canan’la birlikte tv izlerken bir yandan da günlük konuşmalarımızı yapıyorduk. Saat 12.30 gibi köpekler anormal bir şekilde havlamaya başladı. Biz de iki tane Golden Retriever köpek var. Çok aşırı derece havladıklarını duydum köpeklerin. Biz bu arada yukarı kattayız, köpekler aşağıda. Canan o arada evde çalışan Maria’ya dedi ki ’köpekleri dışarıya bırak, ihtiyaçları geldi herhalde’. Maria’nın köpekleri serbest bırakmasıyla birlikte 10 saniye içinde bir çığlık sesi çınladı evin içinde. Maria’nın çığlığıydı bu. Önce köpeklere bir şey oldu sandık. Canan önde ben 3,4 basamak arkada alt kata doğru koşmaya başladık. O anda bir baktık evin içine insanlar girmiş ve Canan’ı gasp etmişler.
Eve nasıl girdiler?
Canan T: Bizim bahçe de 2 tane de Kurt köpeği var. Gece 12 olunca o kurt köpekleri serbest bırakılır. Kurt köpeklerinin devamlı yaptığı hareketler vardır. Mesela kapıları açılır açılmaz yukarıya bekçinin yanına gidip 1,2 saat orada durup yemeklerini yerler. Bizim evde de 2 köpek olduğu için kurt köpekleri evin terasına girmez. Zaten soyguncular da teras duvarından içeriye giriyorlar. Evin yan duvarına yığlıyorlar. İçerideki köpekler de aslına bakarsanız insan kokusu aldığı için çıldırmış vaziyette havlayıp dışarıya çıkmak istiyor.
Eşinizi gördüğünüzde ilk tepkiniz ne oldu?
Faruk T: Bunu görür görmez hemen yukarıya doğru hamle yaptım. Yatak odasında 2 tane ruhsatlı silahım var onları almak diye koştum. Ama 3 kişi peşimden gelip bana yetişti. Tam yatak odasına girerken beni yakaladılar ve onlarla boğuşmaya başladım. Tekme attım, yumruk salladım onlar biraz sersemledi ve tekrar yatak odasına doğru hamle yaptım ama o arada düştüm ve yere kapaklandım. Üzerime çullandılar. Yapacağım bir şey yoktu sonra dördüncü kişi de geldi ve çok kötü darbeler almaya başladım. Beni yüzü koyun yatırıp tekmelerle yumruklarla vurmaya başladılar. Suratıma tekmelerle vuruyorlardı. Çeneme, göğüs kafesime tekmeler atıyorlardı.
Sonra?
Faruk T: Kafamı saçımdan tutup döndürüp yanaklarıma doğru yumruklarla vuruyorlardı. İlginç olan bir şey de aslında bana çok profesyonelce vuruyor olmalarıydı. Mesela vücudumda kırık yok. Yumruk atarken yüzüme fener tutarak vuruyordu yumruğun gelişini görüyordum. Evin içinde toplam 20-25 dakika kaldılar. Ama ben yumruklar sonrası sersemleştim ve onlara teslim oldum.
"Maria’ya su döktüler"
Soyguncular sizden kasanın yerini mi öğrenmek istiyorlar?
Faruk T:Bu adamlar benim kasamın yerini avuçlarının içi gibi biliyor. Şifresini istiyorlardı. Ayrıca sadece kasanın değil benim silahlarımın nerede durduğuna kadar biliyorlar. Bu arada giderlerken silahlarımı bile almışlar hem de tek hamle ile yatak odasındaki çekmeceyi açıp alıp gitmişler.
Siz yaşam mücadelesi verirken Maria ne yapıyor?
Canan T: Maria tam karşımda duruyordu. 2 adam onu, 1 adam da beni tutuyordu. Bir ara Maria’nın yüzüne su döktüklerini gördüm. Bir de adamlardan biriyle Maria’nın aralarında Rusça konuştuğuna şahit oldum. Ya ’kadın çözüldü, şifreyi söyleyecek’ diye düşündüler ya da evin kadını kim onu anlayamadılar ve Maria’ya sordular.
Saldırganlar ninja gibi giyinmişlerdi
Faruk Bey şifreyi söylememek için siz niye bu kadar direndiniz?
Canan T: Evet gerçekten çok aşırı direndi.
Faruk T: Ben bir ara kolumu iki kişi bağlamak için almak istediğinde öyle bir mücadele ettimki deri saatimin kayışı koptu resmen. Bunlar iki kişi benim kolumu tutamıyorlarsa ’bunlardan kuvvetliyim onları bertaraf edeceğim’ diye düşündüm. Kendimi kaybettikten sonra teslim oldum. Normalde evde karım olmasa o parayı onlara vermezdim beni öldürmeleri gerekirdi.Para için değil böyle bir duruma karşı olduğum için hiçbir şey alamazlardı. Şifreyi yanlış girerdim, bozardım açamazlardı. Ama karım ellerindeydi bir şey yapamadım.
Canan T: Kocam Adanalı ve onun direneceğini çok iyi biliyordum.
Kasayı Canan Hanım açtı...
Canan T:Evet Faruk’un sesi kesilince ona bir şey oldu sandım ve beni tutan soyguncuya gözlerimle işaret ettim. Beni kasanın olduğu odaya götürdü. Oda karanlıktı dışarıdan gelen bir aydınlanmayla Faruk’un olduğu yeri görüyordum. Suratı o kadar kötüydü ki 3 Faruk suratı daha çıkardı.Kasanın şifresini girmem için ışığa ihtiyacım vardı, bu yüzden fenerle kasayı aydınlattılar. Kasayı açınca yere yatırıp kafama bastılar ve paraları aldılar.
Hemen kaçtılar mı?
Canan T: Hayır beni giyim odasına soktu. Raylı sistemli dolapları eliyle açmaya başladı. O odada küçük mücevherler, Faruk’un paraları, saatleri duruyordu. Ben de onları istiyorlar sandım. Hayır onları istemiyorlardı bana komutu diziyle veriyordu ’yürü ilerle’ diye. O anda bana eliyle dolabı işaret etti ve ikinci kasanın yerini bildiğini anladım.
Evde iki kasa mı var?
Canan T: Evet biri şifreyle diğerini anahtarla açıyorsunuz. İkinci kasayı açmam için ’beni çantama götürün’ dedim. Kasayı anahtarla açtım. Kasayı açarken onlar Faruk’un ayaklarını bağlıyordu. İkinci kasayı açmamla birlikte beni Faruk’un üzerine itip bağlamaya başladılar. Faruk’u önce uzatma kordonuyla bağladılar üstüne cep telefonu şarj aletinin kablosuyla bağladılar. Zaten Faruk hala hamleler yapmaya çalışıyordu. Faruk’u silahla tarayacaklar diye korkup onu çekiştirmeye çalıştım ve yatak odasının kapısını kitleyip yardım çığlıkları attım.
Faruk T: Ellerinde çanta ya da torba ne varsa istediklerini alıp sonra evin bahçe duvarından atlayıp kaçıyorlar.
Peki üzerlerinde ne vardı?
Faruk T: Ninja kıyafeti.Siyah mont, siyah pantolon, siyah kar maskesi, siyah eldiven, siyah atkı yani anlayacağınız simsiyahlardı.
Canan T: Ninja gibilerdi.
Gülşen Yüksel/Vatan