Ruhunuzu, sesinizi, halinizi en iyi anlayan kimdi? - Kayahan. Bir şarkı bestelediği zaman ilk benim sesimden duymak isterdi. Her şarkısı için çok uğraşan bir besteciydi. Aylar, yıllar uğraşırdı. Durmadan oynar, değiştirirdi. Müziğe olan sevgisi her şeyden, herkesten üstündü. Belki de bu yüzden idare etmesi zor bir insandı sanki... - Öyle şarkılar yazan bir insanın tabii ki bazı zorlu tarafları olacak. Hâlâ inanamıyorum gittiğine. Anlamıyorum. O kadar sağlam durdu ki o son 18 ay.... Hiç kimse onun kadar dik duramazdı kansere karşı. Biz inanıyorduk, “Bunu aşacak Kayahan” diyorduk.
Neler yaşadınız o son dönemde? - Hep görüştük, hiç ayrılmadık. Kanser umurunda değildi. Durmadan çalıştı. Eşi İpek, canım İpek, dünyanın en sabırlı insanı, sonsuz bir destekle yanındaydı. Şimdi anlıyorum: Bizim küsmelerimiz de hep birbirimize olan düşkünlüğümüzdendi. İkimiz de inatlaştık. Neyse ki o son konseri de yaptık. Çok istiyordu o konseri. Hayatınızın en zor konseri olmalı... - Kendimi zor tuttum. Üzgündüm. Heyecanlıydım. Seyircisiyle helalleşmek istedi. O son ay hali gerçekten kötüydü... (Duraksıyor, gözleri doluyor, gözleri büyüyor, uzaklara dalıyor)... Ben bu acıyla nasıl başa çıkacağım, inan bilmiyorum.
Vefatından sonra ilk defa geçen hafta Kıbrıs’ta şarkılarını söylediniz sahnede... - ‘Esmer Günler’i söylerken tüylerim diken diken oldu. Kendime gelemedim. Sahnede okuduğum sözlere bakar mısın: “Sen beni bırakıp gitmezdin hiç, yapmazdım”... Bir de o sözleri ne zaman, nasıl bir ruhla yazdığını çok iyi biliyorum. Cenazeden sonra hangi radyoda bir şarkısı çıksa anında değiştirttim. Dinleyemedim. Kaldıramadım. İçim dağıldı, parça parça oldu.
Ne öğrendiniz bu süreçten? - Hayat çok sert, çok acımasız. O böyle bir sonu hak etmedi. Bu, böyle olmamalıydı. Daha 66 yaşındaydı, ömrünü çalışarak geçirdi. Hayatımda en büyük etkiyi o bırakmış, onu fark ettim. En çok onun etkisi varmış. Cenazede o kadar çok ağladım ki... Annemin cenazesinde bu kadar ağlamamışımdır. Ki kendimi kontrol edebilen bir insanımdır, kimsenin yanında ağlamam. Ama bu kez tutamadım kendimi. Böğüre böğüre ağladım herkesin ortasında. “Keşke bu kadar inat yapmasaymışım” dediğiniz oldu mu? - Kendimi bu konuda hiç suçlamadım. Oralara hiç girmeyelim.