Nilgün Bodur'un kitabındaki o ifade Anne Frank'ın mı?
Yazar Nilgün Bodur'un büyük başarı yakalayan son kitabı "Sen Gittin Ya Ben Çok Güzelleştim" isimli kitabındaki bir sözün alıntı iddiası tartışmalara neden oldu.
Teyit.org, sosyal medya fenomeni Nilgün Bodur’un “Sen Gittin Ya Ben
Çok Güzelleştim” adlı kitabında, 2. Dünya Savaşı’nda toplama
kamplarında öldürülen Anne Frank'e ait bir cümleyi kullandığı
iddiasını araştırdı.
Teyit.org’dan Ali Osman Arabacı’nın araştırması aynen
şöyle:
Her şey, Nazilerin İkinci Dünya Savaşı’nda tüm Avrupa’yı istila
etmesiyle başladı. Hollanda’da Nazilerden saklanan Anne Frank
isimli Yahudi bir kız, kendisine 13. yaş günü hediyesi olarak
verilen deftere 12 Haziran 1942 ile 1 Ağustos 1944 yılları arasında
çeşitli notlar düştü. Aslında Anne’nın babası Otto Frank, 1933
yılında Nazilerin Almanya’da iktidara gelmesinden sonra ailesini
Hollanda’ya taşımayı başarmıştı. Ancak, 10 Mayıs 1940’ta Almanlar
Hollanda’yı da işgal etti ve ailenin bu ülkedeki geleceği de
tehlikeye girdi. Anne Frank’ın kız kardeşi Margot Frank’ın 5
Haziran 1942’de çalışma kampı için çağrılmasından sonra baba Otto
Frank, Amsterdam Prinsengracht 263’de yer alan dükkanında ailesinin
geri kalanlarının saklanabileceği gizli bir bölüm inşaa etti.
Prinsengracht 263’deki gizli bölmede yaklaşık iki yıl yaşayan Anne
Frank, günlüğüne son notunu 1 Ağustos 1944’te düştü ve gizli bölme
4 Ağustos 1944’te açığa çıkarıldı. Bunun üzerine Anne Frank
tutuklanarak 8 Ağustos 1944’te Hollanda’da bulunan Westerbork
toplama kampına gönderildi. Daha sonra Hollanda’dan sınır dışı
edilen Anne, Polonya’da bulunan Auschwitz toplama kampına
götürüldü. Anne’nın son durağı ise Almanya’da bulunan Bergen-Belsen
toplama kampı oldu. Anne Frank, Bergen-Belsen toplama kampında Mart
1945’te Tifüs hastalığından hayatını kaybetti.
Anne Frank’ın, Bergen-Belsen toplama kampında hayatını
kaybetmesinden yaklaşık 75 yıl sonra yazar Nilgün Bodur, Haziran
2018’de “Sen Gittin Ya Ben Çok Güzelleştim” isimli bir kitap
yayımladı. Destek Yayınları’ndan çıkan kitap çok satanlar
listelerine de girerek şimdiye kadar 110. baskıya ulaştı. Bodur’un
bahsi geçen kitabı geçtiğimiz günlerde intihal iddialarıyla gündeme
geldi.
İddialara göre Nilgün Bodur “Sen Gittin Ya Ben Çok Güzelleştim”
isimli kitabında, Anne Frank’a ait olan bir sözü değiştirerek kendi
kitabına eklemişti. Buna göre, Anne Frank’a ait olduğu belirtilen
“Ölüler yaşayanlardan daha çok çiçek alır. Çünkü pişmanlık
minnetten daha güçlüdür.” cümlesi Bodur’un kitabında, “Unutmayın
ölüler her zaman yaşayanlardan daha fazla çiçek alır. Çünkü
pişmanlık minnetten daha çok acıtır.” şeklinde yer alıyordu.
Bir kullanıcı tarafından Twitter’da paylaşılan iddia yaklaşık 82
bin kişi tarafından beğenildi. Daha sonra Twitter’da gündem olan
Nilgün Bodur hakkında ise birçok mizahi paylaşım da yapıldı. Uşak
Belediyesi de tartışmaya dahil olarak konu hakkında bir tweet attı
ve tweet 42 bin kişi tarafından beğenildi.
Bahsi geçen söz Anne Frank’a mi ait?
Nilgün Bodur’un kitabında geçen söz ile Anne Frank’a atfedilen
sözün birbirine benzediğine kuşku yok. Ancak, Anne Frank’ın
hatıralarında böyle bir söz bulunmuyor. Sözler internette Anne
Frank’a atfedilerek uzun süredir Türkçe ve İngilizce olarak
paylaşılıyor.
Anne Frank’ın Hatıra Defteri isimli kitap Türkiye’de farklı
yayınevleri tarafından halen basılıyor. Farklı çevirmenler
tarafından Türkçe’ye kazandırılan günlüklerde “çiçek” kelimesi
üzerinden bir tarama yapan teyit.org bahsi geçen söze rastlamadı.
Epsilon ve İş Bankası Kültür Yayınları tarafından basılan Anne
Frank’ın Hatıra Defteri isimli kitapta yaklaşık 10 yerde “çiçek”
kelimesinin geçtiğini söylemek mümkün. Ancak kitapta geçen “çiçek”
ifadeleri Anne Frank’a ait olduğu iddasıyla paylaşılan cümleden
farklılıklar barındırıyor. Kitapta “çiçek” ifadesinin geçtiği
cümleler genellikle Anne’nın saklandığı yere gelen çiçekleri ya da
doğum günü hediyesi olarak insanlara verilen çiçekleri
karşılıyor.
İş Bankası Kültür Yayınları’ndan çıkan kitabın düzeltmenliğini
yapan Onur Caymaz da Twitter üzerinden yaptığı açıklamada bahsi
geçen sözlerin Anne Frank’ın Hatıraları isimli kitapta
bulunmadığını belirtti.
Anne Frank’a ait olduğu iddiasıyla paylaşılan sözün İngilizce
versiyonu ise “Dead people receive more flowers than the living
ones because regret is stronger than gratitude” şeklinde. Sözün,
Goodreadsisimli internet sitesinde Anne Frank’a ait olduğu
iddiasıyla paylaşıldığı görülebiliyor. Benzer şekilde başka
kaynaklarda da sözün Anne Frank’a atfedildiği fark ediliyor. Hatta
sözlerin Amazon.com’da satılan bir not defterinin kapağını
süslediğini de söylemek mümkün.
Susan Massotty tarafından “The Diary of a Young Girl” ismiyle
İngilizce’ye çevrilen günlüğün bir versiyonuna ise buradan ulaşmak
mümkün. Massotty tarafından çevrilen metin aynı zamanda eksiksiz
tam baskıyı içeriyor. Benzer şekilde İngilizce versiyonda da söz
konusu ifadenin olmadığı görülebiliyor. Bu noktada günlüğün
orijinal dilinin ise Felemenkçe olduğunu hatırlatmak gerek. “Het
Achterhuis” ismindeki kitabın Felemenkçe versiyonda da benzer
ifadelere rastlanmıyor.
Bodur’un kitabında başka benzerlikler de
mevcut
Nilgün Bodur ise intihal iddiaları hakkında Instagram hesabından 1
Ekim 2018’de bir açıklama yaptı. Türk edebiyatına katkıda bulunmak
gibi bir niyetinin olmadığını belirten Bodur, bahsi geçen sözü
kitaptaki uzun bir yazının içinde kullandığını ve sözü anonim
sandığını ifade etti. Instagram üzerinden yapılan açıklama ise daha
sonra kaldırıldı.
Ancak, Bodur’un kitabı hakkında başka intihal iddiaları da mevcut.
Yine bahsi geçen kitabın 21. sayfasında yer alan ifadelerle bir
kullanıcı tarafından 2012 yılında atılan bir tweet arasında
benzerlikler bulunuyor.
Bodur’un kitabının 52. sayfasında yer alan “Gel otur yanıma.
Kalkarız bir ara yaşlanınca” ifadesine benzer sözlerin de daha önce
internette yer aldığını söylemek mümkün. “Gel otur yanıma biraz,
yaşlanınca kalkarsın” şeklinde bir ifadeyi 2014 tarihinde
Güzelimsözler.com isimli internet sitesindeki bir paylaşımda görmek
mümkün.
Bodur’un kitabında geçen benzer başka bir ifadeye Şeref Birsel’e
ait Morduman isimli şiirde de rastlamak mümkün. 7 Mart 2016
tarihinde paylaşılan şiirde “Gel otur biraz yaşlanınca kalkarsın”
şeklinde bir ifade yer alıyor.
Anne Frank’ın hatıraları Otto Frank tarafından
sansürlendi
Nilgün Bodur’un intihal yaptığı iddialarıyla gündeme gelen Anne
Frank’ın kitabı hakkında başka tartışmalar da mevcut. Otto Frank,
Anne’nın hatıra defterini basmadan önce bazı kısımları
çıkartmıştı.
Anne Frank’ın Bergen-Belsen toplama kampında hayatını kaybetmesinin
ardından hayatta kalmayı başaran baba Otto Frank, günlükleri “Het
Achterhuis” ismiyle 1947 yılında Hollanda’da yayınladı. Günlükler
1950 yılında ise Almanca ve Fransızca olarak piyasaya sürüldü. Son
olarak 1952 yılında ABD’de yayınlanan kitap kısa sürede çok
satanlar listesine girdi. Otto Frank ise 1980 yılında hayatını
kaybetti.
Otto Frank günlükleri yayınlamadan önce bazı detayları gizledi.
Buna göre günlüklerin A ve B versiyonları bizzat Anne Frank
tarafından düzenlenmişti. Ancak Anne’nın hayatta olmadığı daha
sonraki yıllarda Otto Frank günlüklerden bir C versiyonu oluşturdu
ve bu versiyonu yayınladı.
Yani Otto Frank günlükleri yayınlamadan önce, Anne’nın cinsellikle
ilgili bazı ifadelerini, kendisi hakkındaki bazı yorumları ve uygun
bulmadığı birtakım şeyleri sansürledi. Günlüklerin Otto Frank
tarafından düzeltilen C versiyonunda, Anne’nın babasının tuvalete
gitmek veya gaz çıkartmak hakkında yaptığı konuşmaları iğrenç
bulduğu veyahut yine Anne’nın kendi cinselliğini keşfettiği ve
vajinasından bahsettiği bölümler yer almadı. Hollanda Savaş
Dokümanları Enstitüsü 1986 yılında söz konusu notları inceledi ve
tüm yazıların da olduğu eleştirel bir basım yayınladı.
Baba Otto Frank tarafından çıkarılan bölümlerin de olduğu
genişletilmiş baskı 1996 yılında yayımlandı. Carol Ann Lee
tarafından yazılan “The Hidden Life of Otto Frank” isimli kitapta
bu konuya da değiniliyor. Otto Frank, günlüklerin kendisi için bir
vasiyet niteliğinde olduğunu ve Anne gibi düşünmesi gerektiğini
ifade ediyor. Buna ek olarak Frank, bölümleri çıkarırken Anne’nın
da muhtemelen kendisi gibi davranacağını belirtiyor. 1998 yılına
gelindiğinde Anne Frank’ın günlüklerine ait beş sayfalık bir metin
daha ortaya çıktı. Ortaya çıkan bu sayfalar ise tarihlerine göre
günlüğün içine eklendi.
Örneğin, Can Yücel’in çevirisiyle İş Bankası Kültür
Yayınları’ndan Nisan 2017’de çıkan basımda Otto Frank
tarafından çıkarılan bölümler yer almıyor. Kitabın Epsilon
Yayınları’ndan Hakan Kuyucu çevirisiyle Şubat 2018’de çıkan
versiyonu ise daha geniş baskıyı içeriyor.
Sansürlenen bölümlerin günlüklere eklenmesi ise daha sonra
tartışmaları da beraberinde getirdi. The Guardian Gazetesi
tarafından yapılan 2 Mayıs 2013 tarihli bir haberde, ABD’de yaşayan
ve yedi yaşındaki bir çocuğun velisi olan Gail Horalek’in
günlüklerin okullarda okutulmasına tepki gösterdiği belirtiliyor.
Geçtiğimiz aylarda Anne Frank’ın Günlüğü’nde cinsel içerikli
fıkraların yer aldığı iki yeni sayfa daha bulunmuştu. Sayfalar ise
2019 yılında araştırmanın tamamlanmasından sonra yayımlanacak.
Anne Frank’ın hatıraları hakkında komplo teorileri ortaya
atıldı
Anne Frank’ın günlükleri hakkında bazı Neo-Nazi gruplar veyahut
Holokost inkarcılığı yapan sayfalar tarafından ortaya atılan
iddialar mevcut.
2005 yılında ABD’nin Virginia eyaletinde kurulan ve Neo-Nazi
organizasyon olarak bilinen National Vanguard’ın internet sitesinde
konu hakkında bir yazı bulunuyor. 18 Ocak 2015 tarihli yazıda
günlüklerin 1951’den önce yazılmadığına dair araştırmaların
yayınlandığı ifade ediliyor. Yazıda ayrıca Anne Frank’ın Yahudi
senaryosunda kilit bir rol oynadığı ve dokunaklı günlüklerin
Holokost propagandacıları tarafından aranan şey olduğu
belirtiliyor. Son olarak teknik uzmanların verdiği rapora göre
günlüklerin yazıldığı kalemin 1951’den önce üretilmediği de
ekleniyor.
1978 yılında kurulan ve Holokost’u inkar eden yayınlarıyla bilinen
“Institute for Historical Review” isimli kuruluşun internet
sitesinde de günlükler hakkında bir yazıya rastlanabiliyor. “Was
Anne Frank’s Diary a Hoax” (Anne Frank’ın Günlükleri Bir Düzmece
Mi) başlıklı yazıda Anne Frank’ın günlükleri hakkında bazı
şüphelerin bulunduğu ve günlüklerin propaganda olup olmadığının
düşünülmesi gerektiği ifade ediliyor.
Ancak tüm bunların komplo teorilerinden ileriye gidemediğini
söylemek mümkün. Anne Frank Vakfı’nın internet sitesinde yer alan
bilgilerde söz konusu iddialar da göz önünde bulundurularak bazı
bilgilere yer verilmiş. Buna göre 1986’da Hollanda Savaş
Dökümanları Enstitüsü’nün günlük üzerinde bilimsel bir araştırma
yaptığı ve günlüğün gerçek olduğunu ifade ettiği belirtiliyor. Aynı
zamanda yazıda Hamburg Bölge Mahkemesi’nin 23 Mart 1990’da aldığı
kararla günlüğün gerçekliğini doğruladığı açıklanıyor.
Anne Frank’ın günlüğünün gerçek olmadığına dair iddiaların
cevaplandığı “Holocaust Denial on Trial” isimli internet sitesinde
konu hakkında çeşitli yazılara rastlanabiliyor. Sitede yer alan bir
yazıda Anne Frank’ın günlüğünün savaş sonrasında üretilen bir
kalemle yazıldığına dair iddialara cevap veriliyor. Yazıda günlüğün
dolma kalemle yazıldığı savaştan sonra üretilen kalemle işaretlenen
yerlerin ise baba Otto Frank’a ait olduğu ifade ediliyor. Sitedeki
başka bir yazıda ise Anne Frank’a ait günlüklerin parasal kazanç
için babası tarafından yazıldığı iddialarına değiniliyor. Yazıda bu
iddianın doğru olmadığı ve Hollanda Savaş Dökümanları Enstitüsü’nün
günlüklerin doğruluğunu kabul ettiği ifade ediliyor.
Sonuç
Nilgün Bodur’un, bahsi geçen cümleyi Anne Frank’ın Hatıra Defteri
isimli kitabından aldığı iddiası doğru değil. Anne Frank’ın
kitabında böyle bir cümle bulunmuyor. Bahsi geçen söz ise uzun
süredir internet ortamında Anne Frank’a atfedilerek paylaşılıyor.
Ancak, yazar Nilgün Bodur’un kitabındaki söz ile Anne Frank’a ait
olduğu iddiasıyla paylaşılan sözün büyük oranda birbirine
benzediğini söylemek mümkün. Buna ek olarak Bodur’un kitabındaki
cümleler ile sosyal medyada paylaşılan diğer başka sözler arasında
da benzerlikler bulunuyor. Bu iddiayı incelerken Anne Frank ve
günlüğü hakkında başka iddiaların da olduğu fark edildi. Anne
Frank’ın notlarının gerçek olmadığı iddialarını ise antisemitist
kuruluşlar tarafından üretilen komplo teorileri olarak nitelemek
mümkün.