28 Eyl 2012 16:43 Son Güncelleme: 23 Kas 2018 14:12

NİHAT HATİPOĞLU HANGİ TAKIMIN TARAFTARINI NEDEN KUTLADI?

Sabah yazarı Nihat Hatipoğlu bugün köşesinden hangi takımın taraftarlarını teşekkür edip kutladı?

Tufanın çocukları tufanla gider

Söylenecek söz söylendi. Gökten son kez haber geldi. Kelam son kez yazıya dönüştü. Harfler son kez en güzel kıvrımlarına büründü. Ve gök söyleyeceğini söyledikten sonra işi yerdekilere bıraktı.
Şeytan sonsuz bir umutsuzluğa büründü. Çünkü evren Hz. Muhammed’in (sav) davetiyle hayat bulmuştu. Kartopu gibi büyüyen bu din, kâinatın göbeğine adını yazdırdı. Allah (cc) bu dine adını verdi; O’na "İslam" dedi. Ve diğer bütün dinlerden rızasını kaldırdığını şu ayetle ilan etti: "Bugün sizin için dininizi olgunlaştırdım. Size nimetimi tamamladım. Ve sizin için din olarak İslam’a razı oldum." (Maide, 3)

Hz. Muhammed’in (sav) misyonu
İlahi kitap son peygamberin görevini ve yerini şöyle haber veriyor: "Biz seni ancak bütün insanlara müjdeleyici ve uyarıcı olarak gönderdik." (Sebe, 28) Ve şöyle demesini de bizzat O’na emrediyor: "De ki; Ey insanlar! Ben sizin için apaçık bir uyarıcıyım." (Hacc, 49)
Artık dileyen dilediğine inanır. Dileyen Hz. Muhammed’in (sav) yoluna yol olur. Dileyen de savrulur ve ahirette kül olur.

Hz. Muhammed (sav) son şanstır
O’nun peygamberliğini ne tartışmaya, ve ne de ispata elbette ihtiyacımız yoktur. Her şey apaçık ortada. O son ve sonsuz bir şanstır. O’ndan sonra insanlığa elbette başka şans tanınmayacaktır. O, her cinse, her ırka, her akla, her çağa, her hastalığa, her çıkmaza, her savruluşa ışık olacak bir vahiyle geldi. Geldi ve son sözünü söyledi. O’ndan sonra söylenecek söze yer kalmadı. Ancak O’nun sözüne tercüman olacak söze yer vardır. O’nun sözü üzerine ne söz bildik, ne söz tanıdık ve ne söz tanıyacağız.

Babası babamdan, iffeti iffetimden öndedir
Büyük İslam şairi, Hz. Peygamber’in şairi Hassan bin Sabit’in (r.a) dediği gibi: "O’nun babası babamdan, O’nun ırzı ırzımdan önemlidir." O’na söylenecek her çirkin söz, O’na yönelecek her saygısızlık yüzüme indirilen bir tokattan daha ağırdır. Çünkü Kuran diyor ki: "Resul (Hz. Peygamber) müminler için kendilerinden daha önceliklidir." Evet bu aynen böyledir. Bunu okuduk, ezberledik, iman ettik ve gereğini de yapmaya elbette hazır olduk.

Hz. Peygamber’e saldıranlar mutlu olmayacaklar
Elbette Allah’ın peygamberine saldırıp leke atmaya çabalayanlar ne dünyada ve ne de ahirette istediklerini elde etmeyecekler. Elbette umutlu ve mutlu olmayacaklar. Dünyada rezil bir isim, ahirette de sonsuz bir pişmanlık onları takip edecek. Tarihin hiçbir döneminde peygamberlere karşı direnmiş olanlar hayırla, övgüyle, şerefle anılmamışlardır. Duadan, vakar ve şereften kendilerine bir yer bulamamışlardır.

Tufanın çocukları tufanla gider
Bu da sünnetullahtır. Yüce Rabb’in değişmez kuralıdır. Hz. Nuh’a baş kaldırıp tufana gömülenlerin ruh ikizleri, Hz. Musa’nın arkasından Kızıldeniz’e at süren firavunun torunları, işte tarihte olduğu gibi tufan olup giderler. Selin arkasındaki çerçöp gibi kalırlar. Köpük gibi olurlar. Ama su, mecrasında akmaya devam eder.

Hz. Zekeriya ve Hz. Yahya’yı katledenler hani?
Hani neredeler! Hz. Yahya’nın mübarek başını tepsi içinde zamanın zevk ve şehvetten kudurmuş azgın imparatoriçesine hediye eden peygamber katili bedbahtlar hani nerede? Hani nerede Hz. Zekeriya’yı ikiye bölenlerin güç ve kudreti? Kuran onları tanımlarken: "Gezinin mezarlarında. Orada ne bir ses, ne bir his duyarsınız" der.
Mekke yılları. Kâbe’nin yanında cüppesine bürünmüş secde eden mazlum peygamberin yanına gelen ve çektiği çileden artık alın damarları çatlamış olan Hz. Habbab bin Eret (ra) bir çıkış yolu ister. Çünkü zulüm artık sınırı aşmıştır. Çünkü artık direnecek yer kalmamıştır.
Secde ettiği yerden doğrulan Hz. Peygamber (sav) Hz. Habbab’a bakar ve şöyle buyurur: "Sizden öncekilerden bir mümin getirilirdi. ’Dininden dön’ denilirdi. Dönmezdi. Başının tam ortasına demirden bir tarak konulurdu. Ve eti kemiğinden ayrıştırılırdı. İşkence altında ölürdü. Ama o asla dönmezdi. Veya başına bir testere konulurdu. Vücudu ikiye ayrılırdı. Ama o yine de dönmezdi. Size ne oluyor ki? Niye sabırsızlanıyorsunuz? Vallahi bu din bu coğrafyanın tümüne hâkim olacak."
Hz. Habbab (ra) diyor ki: "Vallahi Hz. Peygamber vefat ettikten az zaman sonra işaret ettiği bütün yerler İslam’ın kontrolüne girdi."
"Bu hak din bütün dinlere hakikati gösterecek ve üstün olacak." (Tevbe, 33) Bundan hiç şüphe ve tereddüt etmeyin.

En güzel şekilde mücadele
Bizim mücadelemizde şiddete, teröre, zorlamaya, kan dökmeye, can almaya, intikama yer yoktur. Akıl vardır, vicdan vardır. Güven vardır, onurlu duruş vardır. En güzel şekilde mücadele vardır (Nahl, 125). Tebliğ vardır, güzele çağırma vardır.
Bizim mücadelemizde Hz. İbrahim vardır, Hz. Musa vardır, Hz. İsa vardır, Hz. Muhammed (sav) vardır. Tahrip ve tahrif edilmiş olan hakikati gün yüzüne çıkarma vardır.

Tribünlere teşekkür ederim, kutlarım
Hz. Peygamber’e (sav) yapılan çirkin saldırıya en güzel cevaplardan birini sporseverler verdi. Türk Telekom Arena Stadı’nda oynanan Galatasaray- Akhisar maçında asılan bir pankart dikkatimi çekti. Pankartta şu yazılıydı: "Ey Yüce Peygamber, senin hürmetine yaratıldı tüm âlemler, cezasız kalmaz o filmler, karikatürler." Teşekkür ederim hassasiyetinize. Sevgili gençler sizinle gurur duyuyoruz. Siz de emin olun ki Yüce Peygamber’in (sav) adı kıyamete kadar en şerefli yerinde kalmaya ve parıldamaya devam edecektir.

Not: 4 Ekim’den itibaren perşembe akşamları saat 23.45 civarında "Dosta Doğru" ve cuma sabahları saat 08.30’da Soru - Cevap programlarımız başlayacaktır. Sizleri ATV ekranına bekliyoruz.

Nihat Hatipoğlu/Sabah