Nihal Bengisu Karaca Baransu'yu topa tuttu! "Düğün şarkıcısı, psişik şantöz"
Twitter hesabı hacklenen Habertürk yazarı Nihal Bengisu Karaca, bugünkü köşe yazısında Mehmet Baransu'ya isim vermeden yüklendi.
Twitter hesabı hacklenen gazeteci Nihal Bengisu Karaca, "dm'den
yazacaklarını açıktan yazdı" iddiasında bulunanlara bugün
köşesinden cevap verdi. Karaca, özellikle Twitter'dan kendisiyle
iddialarda bulunan Mehmet Baransu'ya da sert çıktı.
Mehmet Baransu için "Dolayısıyla bu zevzekliği konu etmemin nedeni
münferit hadise değil. Beni düğün değil, düğün şarkıcısı
ilgilendiriyor. Sahneye davet eden psişik şantöz" diyen Nihal
Bengisu Karaca, Erdoğan ve Davutoğlu arasında oluşturulmaya çalışan
kamplaşmaya dikkat çekti.
İşte Karaca'nın o yazısından çarpıcı satırlar:
Bir süredir Twitter'ı sadece yazı paylaşmak ve olanı biteni izlemek
için kullanıyordum. Yeter derecede önlem aldığımı sanıyordum,
meğerse tedbir sandığım önlemleri aşmak çocuk oyunuymuş. Ve şimdi
yazımı yazmak için cep telefonumu kullanmak zorundayım.
....
Hangi toprağın solucanı olduğunu kestiremediğim biri/birileri,
hesabımı hack'leyip "fare düşse başı yarılır" denilecek türde ıssız
bir ortama duhul ettiklerini anlayınca doğaçlama yapmışlar. Özetle
milletvekili olmak isteyen ama teklif almadığı için(!) Davutoğlu'na
ithamlarda bulunan bir profil 5 dakika döktürüp şahsi bilgiler de
vermiş. Aptalca görünen ama dikkatle bakıldığında yarım kalmış bir
amaca mebni olduğu anlaşılan bir girişim. Erdoğan- Davutoğlu
arasında yaratılmaya çalışılan suni kamplaşmayı "Bakın bakın iş
koltuğa pastaya filan gelince nasıl da çözülüyorlar" imajıyla
perçinleme hırsı köşe yazarlarının kıyılarına vuracak denli şedit.
Amatör heveskâr harf karakterlerini uyduramamış ve hazırladığı
senaryoyu tam aktaramamış ama üzülmesin. Pırıltı var.
....
Muhafazakâr kadın köşe yazarlarının çoğu aynı durumda ve hepsi
durumun farkında olmanın serinkanlılığı içinde, sabredip yollarına
devam ediyorlar.
Dolayısıyla bu zevzekliği konu etmemin nedeni münferit hadise
değil. Beni düğün değil, düğün şarkıcısı ilgilendiriyor. Sahneye
davet eden psişik şantöz.
Ne zaman ne türden bir zemin oluşursa oluşsun ismimi Kabataş'ın
üzeri çıplak deri eldivenli erkek fotoğraflarının yanına yapıştıran
ruh emici birkaç arsız"görevli"nin bitmek bilmeyen motivasyonunu
manidar buluyorum. Günün sonunda üzerimizde tepinenin israrla aynı
muhteris kişiler olması ile onlara karşı yaptığımız suç
duyurularının asla davaya dönüşemiyor olması arasında bir illiyet
bağı olsa gerek.
Ayrıca biliyorlar ki ülkede diktatörlük filan yok. Biliyorlar ki
hiçbirimiz hukuk dışında herhangi bir yolla hesap sormaya, bu
seksist saldırganlara kendi imkânlarımızla bedel ödetmeye
yeltenecek insanlar değiliz.
O halde modaya uyalım. Kendi edebimizi bize karşı koz haline
getirenlere bir mülaane de biz önerelim diyorum. Ama yeni sürüm
olsun, konu Kabataş. İçinden"Deri eldivenli üzeri çıplak adamlar
geliyordu" ifadesi geçen tek bir cümlemi gösterebiliyorsanız Allah
beni kahretsin. Gösteremiyorsanız siz yine de sağlık ve afiyette
olun.
Bakın, siz hiçbir şey kaybetmiyorsunuz.
Açıkçası ben de "Büyüklük bende kalsın" türünde old school tarzı
bir ağırlık yarışına girmek için yapmıyorum bunu.
Sadece bir şey deniyorum. Az da olsa utanma kalmış mı, şerefe,
onura dair bir gölge? Onu merak ediyorum.
YAZININ TAMAMI İÇİN
TIKLAYIN