Nevşin Mengü'nün avukat kardeşi 'kaçırıldım' demişti; Gerçek ortaya çıktı!
Gazeteci Nevşin Mengü'nün kardeşi avukat Burak Mengü'ye suç uydurmaktan işlem yapıldı
Avukat Burak Mengü geçtiğimiz Cumartesi günü, Twitter’dan “Polis
kimliği gösterilmeden gözaltı kararı gösterilmeden sivil ekiplerce
gözaltına alındım. Nereye diyorum kimse söylemiyor. Kim aldı
bilmiyorum neden aldı onu da bilmiyorum” paylaşımı yaptı.
Hürriyet'te yer alan habere göre: Burak Mengü'nün Twitter'dan
yaptığı paylaşımın ardından Gazeteci Nevşin Mengü, "Bir grup polis
olduğunu söyleyen kişi, gün ortasında bir avukatı alıp götürüyor.
Tepki gelince tartaklayıp yol ortasında bırakıyor. Emniyetin
içerisinde kanun tanımaz bir grup, bir yapı mı var?" mesajı
attı.
DARP EDİLDİĞİNİ İDDİA ETTİ
Konuyla ilgili polise şikayette bulunan Burak Mengü polis
kimliği gösteren kişilerce gözaltına alınmak üzere araca
bindirildiğini ve Avrupa yakasından Anadolu yakasına götürüldüğünü,
araç içerisinde darp edildikten sonra Ümraniye, Dudullu’da boş
araziye bırakıldığını söyledi. Oradan da toplu taşıma aracı ile
döndüğünü iddia etti.
MÜVEKKİLİ İLE GÖRÜŞMÜŞ
Asayiş Şube Gasp Büro Amirliği ekipleri, Avukat Burak Mengü’nün
gözaltına alındığını iddia ettiği gün, kaçırıldığını söylediği
güzergahtaki tüm kameraları inceledi. Polisin verdiği bilgiye göre
Nişantaşı’ndaki evinden çıkan Burak Mengü, bir müvekkilinin aracına
bindi. Buradan Anadolu yakasına geçti. Daha sonra müvekkiliyle
birlikte Zincirlikuyu’ya döndü. Adım adım incelenen görüntülerde
darp edilme ve boş araziye bırakılmaya rastlanmadı. Bunun
üzerine ifadesi alınan Mengü’nün müvekkili de polisin yaptığı
incelemeleri doğruladı. Müvekkil H.K.T, “Bütün gün
beraberdik. Neden öyle bir şikayette bulunmuş anlamadım” dedi. Aynı
gün Burak Mengü şikâyetini geri çekti. Polis, Mengü hakkında,”Suç
uydurmaktan” işlem yaparak dosyayı savcılığa gönderdi.
Görüşünü almak için aradığımız Burak Mengü telefona cevap vermedi.
Nevşin Mengü bugün Birgün gazetesinde yayınlanan yazısında olayla
ilgili şu ifadeleri kullanmıştı:
"Bundan birkaç ay önce, bir grup polis ya da polis olduğunu
sanıyoruz diyelim, Burak’ı duruşma arasında, ifadenizi alacağız
diyerek Silivri’den aldı; Vatan caddesindeki Emniyet Müdürlüğü’nde
bir avukat görüşme odasına götürdü. Avukat görüşme odalarında
kamera olmadığını hatırlatmış olayım. O odadan çıktıktan sonra
Burak günlerce kan işedi, yürüyemedi. Sorgusuz sualsiz, hakkında
bir gözaltı kararı vb. olmadan, bir grup, polis olduğunu sandığımız
kişi tarafından darp edildi.
Burak, o dönem sessiz kalmayı tercih etti. ‘Olur böyle şeyler
geçer, büyütmeyelim’ dedi. Ama bu son olay, yaşananların olup
geçecek gibi olmadığını gösterdi. Burak cumartesi öğleden sonra
bana “eve geldiler” diye mesaj attı. Polis mi? diye sordum, “evet”
dedi. Burak’a bir tür rozet gibi bir şey göstermişler. Burası
aslında bana sorarsanız ilginç, Burak’ın telefonunu almadılar.
Hyundai Accent tipi bir arabaya bindirip yola koyuldular. Burak,
davaları nedeniyle gerginliğe alışkın ama bu sefer farklı
hissettiğini yazdı bana “galiba beni öldürecekler bu sefer” diye
mesaj attı. Ben hep Burak’ı sakinleştirmeye çalıştım. “Vatan’a
gitmiyoruz ikinci köprüden geçtik” deyince, hemen tweet atmamız
gerektiğini söyledim. Olay sosyal medyaya taşınınca siyasilerin
haberi oldu, milletvekilleri araya girdi, İstanbul Emniyet
Müdürü’ne ulaşıldı. O sırada Burak bana mesaj attı “tartakladılar
attılar” diye. Dudullu civarlarında bırakmışlar. Sırtına kemerle
birkaç kez vurmuşlar.
'KAMERANIN ÇALIŞMADIĞI ORTAYA ÇIKTI'
Olay duyuldukça büyüdü, bana sorarsanız iyi ki de büyüdü. Emniyet
Müdür Yardımcısı Ali Tuna Coşkun, beni de bizzat aradı, Burak
hakkında bir gözaltı kararı olmadığını, bu kişilerin polis
olamayacağını, belki de para koparmak peşinde olan bir grup
olabileceğini söyledi.. Burak’ın Gayrettepe’ye gelip şikâyetçi
olmasının en doğrusu olduğunu söyledi. Burak, Tuna’nın dediği gibi
yaptı.
Burak’ı “almaya gelen” üç kişinin Burak’ı aldığı yerde UKOME
kamerasının çalışmadığı ortaya çıktı. Bırakıldığı yer UKOME
kameralarının kör noktasına denk gelmiş. Burak’ı alan araç,
İstanbul’u adım adım takip edebilen kameralarda bulunamadı. Buna
rağmen Burak ifadesini verdi, şikâyetçi oldu."