31 Tem 2019 11:12 Son Güncelleme: 31 Tem 2019 12:01

Netflix Ruslar'ı da kızdırdı...'The Last Czars' dizisinde hatanın sonu yok!

Netflix’e bir eleştiri de Ruslardan geldi. Ancak onlar Netflix’te yayımlanan bir dizideki tarihsel hataları yazdılar.

Hükümete yakın medya bir süredir Netflix’de yayımlanan içeriklere eleştiriler yükseliyor. Netflix’in yayımladığı içeriklerin “eşcinselliği özendirdiğini” iddia eden hükümete yakın isimler, platformun izlenmemesi gerektiğini savundu.

RUSLAR DA ELEŞTİRDİ AMA…

Netflix’e bir eleştiri de Ruslardan geldi. Ancak onlar Netflix’te yayımlanan bir dizideki tarihsel hataları yazdılar.

Netflix’in “The Last Czars” isimli dizisindeki tarihsel hatalarının ardı arkası kesilmedi.

Sputnik, Russia Beyond The Headlines (RBTH) sitesindeki orijinalinden yararlanılarak hazırlanan metinle, bu hataları gözler önüne seriyor.

Sputnik’in yayımladığı haber şöyle:

“Netflix’in ‘The Last Czars’ isimli, tarihçilerin yorumları ve dramatize edilmiş sahnelerin bir araya geldiği 6 bölümlük dizisi, geçtiğimiz günlerde yayımlandı.

Dizide Şubat 1905’e gidildiği bir karede Kızıl Meydan’daki Kremlin’in yanında, o dönem hayatta olan Bolşevik lider Vladimir Lenin’in, tahnit edilmiş naaşının bulunduğu Lenin Mozolesi de yer aldı. Ancak Lenin Mozolesi, Ekim 1930’da tamamlanmıştı.

Özellikle Rusya’daki izleyicilerin tepkisini çeken bu hata ne yazık ki dizideki son hata olmadı. Mini dizide yapılan büyük hatalar şöyle:

BÖLÜM 1

ÇAR, KİLİSEDE ALKOL TÜKETMEZDİ

Dizinin bu bölümünde Çar İkinci Nikolay, babasının kilisedeki cenaze merasimi esnasında alkol tüketirken görülüyor. Ancak Nikolay’ın kilisede çekilmiş gerçek fotoğraflarından birisine göz attığımız vakit, etrafının her daim yüksek rütbeli yetkililer olduğunu görürüz. Böyle bir durumda çarın bir köşeye çekilip alkol tüketmeye pek de vakit bulamayacağı aşikâr. Bunun yanında kendisinin mevkisi ve cenazenin resmi doğası göz önünde bulundurulursa, çarın böyle bir şeye yönelmeyeceğini kolaylıkla tahmin edebiliriz.

SERGEY ALEKSANDROVİÇ’İN ‘CESET BERBAT KOKUYOR’ DEMESİ İMKÂNSIZ

Sergey Aleksandroviç’in merhum çar hakkında ‘berbat kokuyor’ demesi söz konusu bile olamaz. Böylesine bir durum, aile içerisinde büyük kargaşaya neden olurdu.

ÇAR, HER ŞEYİ KONTROL ETMEZDİ

Dizinin anlatıcılarından Simon Montefiore dizide çarın her şeyi kontrol ettiğini söyleyerek bir hata yapıyor. Kendi tabiriyle çar, hem papa hem başbakan hem de devlet erkânında geriye kalan herkesin işini yapmaktadır. Oysa ki Çarİkinci Nikolay danışmanlarına güvenir ve devlet yönetimine dair her tür kararda onlardan fikir alırdı. Çar’ın tüm eylemleri Rus hanedanına yaraşır biçimdeydi, aksi halde elinde gerçek bir güç barındırması söz konusu olamazdı. Çarın hanedanın başında olduğu bir gerçek olsa da, ülke tek bir elden yönetilmiyordu.

ÇARIN ANNESİ, EŞİ ALEKSANDRA FYODOROVNA’YA TACINI GİYDİRMEDİ

Dizide Çar’ın annesi Maria Fyodorovna, Aleksandra Fyodorovna’nın başına tacını koyarak ‘sen de bizden birisin’ diyor. Ancak gerçekte böyle bir şeyin gerçekleşme imkânı yok, çünkü taç giyme töreni halka açık olarak gerçekleştirilir. Bunun yanında, yalnızca iktidarda olan çar eşine tacını giydirebilir.

YANLIŞ YAZI TİPİ

Dizide Rasputin, İncil okurken görülüyor. Buraya kadar sorun yok, ancak İncil’e biraz yakından göz attığımızda Bolşevik devrimi sonrasında kullanılmaya başlanan yeni alfabeyle yazıldığını görebiliyoruz. Üstelik bu da yetmezmiş gibi Rasputin, İncil’i okuduktan sonra bariz biçimde Katoliklerinkine benzeyen bir haçın önünde dua ediyor.

KHODYNKA VE TAÇ GİYME TÖRENİ AYNI GÜNDE YAŞANMADI

Dizide Khodynka trajedisi, taç giyme töreni esnasında yaşanmış gibi yansıtılıyor. Oysaki tören 14 Mayıs’ta düzenlenirken, trajedi bundan dört gün sonra 18 Mayıs’ta yaşanmıştı.

VERHOTURYE MANASTIRI YANLIŞ GÖSTERİLİYOR

Dizide Verkhoturye Manastırı yerine, Ermenistan’daki Hor Virap Manastırı gösteriliyor. Bu da işleri iyice karıştırıyor, zira ikisinin çevreleri birbirinden tamamen farklı. Sibirya dizine gösterilene hiç benzemiyor.

SADE BİR TAÇ GİYME TÖRENİ DEĞİLDİ

Dizide taç giyme törenleri de gerçeklikten uzak ve tamamen kurgusal bir biçimde yansıtılıyor. İkinci Nikolay ve Aleksandra’nın taç giyme töreni, belki de Rusya tarihinin en görkemli etkinliğiydi. Ancak diziye bakılırsa bu tören, aile arasında ve kilisede düzenlenen sıradan bir etkinlikten fazlası değil.

YANLIŞ NİŞAN

İkinci Nikolay’ın taç giyme töreni esnasında taktığı Aziz Andrew Nişanı kolyesinin boynundan düştüğü bir gerçek. Ancak esas sorun şu ki, kolyenin dizide gösterilene benzer bir yanı yok. Bunun yanında kimse, çarın kendisi dahi, dizide Nikolay ve Aleksandra’nın yaptığı gibi nişanın üzerinden yürüyüp geçemez.

ÇAR, KHODYNKA TRAJEDİSİ SONRASI EŞİYLE BERABER HASTANELERİ ZİYARET ETTİ

Dizinin anlatıcılarından Simon Montefiore, Khodynka trajedisi ardından Çar İkinci Nikolay ve eşinin hastaneleri ziyaret etmesi gerektiğine değiniyor. Ancak aslına bakarsanız, etmişlerdi de. Çar ve Çariçe, yaralılara 80.000 ruble ve 1000 şişe Madeira şarabı armağan ederek, 19-10 Mayıs tarihlerinde yaralanan vatandaşların yatmakta olduğu iki hastaneyi ziyaret etmişti.

Dizide Grandük Sergey Aleksandroviç’i canlandıran oyuncu, Grandük’ü biraz olsun andırmıyor bile

Dizide Grandük Sergey Aleksandroviç; kısa boylu, sert mizaçlı ve oldukça tutucu birisi olarak yansıtılıyor. Hatta diziye göre, bir otokrasi timsali olduğundan ötürü öldürülüyor. Ancak gerçekte grandük dizide yansıtıldığından çok farklı ve muhtemelen çok daha karmaşık biriydi.

İlk olarak, kendisi demokratik reformlara şiddetle karşıydı. Bunun yanında hem dış görünüşü hem de davranışları bundan daha farklıydı. Grandük, çardan uzun, oldukça yumuşak yüz hatları olan, sarışın bir adamdı. Sert mizaçlı ve sivri dilli oluşundan ötürü kimse onu pek sevmezdi.

Bunun yanında o dönem, grandükün eşcinsel olduğuna dair söylentiler de vardı. Eşinin hiç çocuk sahibi olmaması da bu konudaki şüpheleri arttırır nitelikteydi.

TAÇ GİYME TÖRENİ ÇARIN SALTANATININ İLK GÜNÜNDE DÜZENLENMEMİŞTİ

Dizinin anlatıcılarından de Orellana’nın aktardığının aksine; taç giyme töreni de Khodynka trajedisi de Çar İkinci Nikolay’ın saltanatının ilk gününde değildi. Çarın tahta çıkışı, 21 Ekim 1894 tarihinde babasının ölümünden hemen sonraydı. Taç giyme töreni ise bundan bir buçuk yıl sonra, Mayıs 1896’da yapılmıştı.

BÖLÜM 2

ÇAR, SAROV’DA EŞİYLE BAŞ BAŞA DEĞİLDİ

Dizide Nikolay ve Aleksandra, çariçenin çocuk sahibi olması için dua etmek üzere Sarov’a gidiyordu. Ancak esasen bu gezi, Sarovlu Aziz Seraphim’in aziz ilan edildiği güne denk getirildi. Bu sebeple gezi, Nikolay’ın en etkileyici siyasi hamleleri arasında görülüyor zira Seraphim Ruslar arasında büyük saygı görüyor. Gezinin fotoğraflarına bakıldığında,çar ve çariçenin hiçbir şekilde yalnız başlarına ve sade kıyafetlerle dua etmelerine imkân olmadığı görülüyor. Dizide gösterildiği gibi, gezi esnasında herhangi bir cinsel münasebet kurulması da pek olası durmuyor. Aynı zamanda çar veçariçe, öylesine basit ve sade kıyafetlerle yatak odalarından dışarı çıkmazlar.

GRANDÜK, ÇAR’IN SAVAŞ SÖZ KONUSU OLDUĞUNDA İLK DANIŞTIĞI İSİM DEĞİLDİ

Grandük Sergey Aleksandroviç, çarın savaşa dair meseleleri görüştüğü birisi değildi. Japonya ile savaşa girmenin kârlı olacağını söyleyen, ancak ülkenin İçişleri Bakanı Vyaçeslav Plehve olabilirdi.

NİKOLAY, PARTİDE OĞLUNU TANITMADI

Dizide Aleksandra ve Nikolay, uzun süre bekledikleri oğulları ve varislerini sarayda verdikleri bir kokteylde tanıtıyor. Hatta çarın kendisi, oğlunu kucağında taşıyarak ailesine gösteriyor. Bu durumun ne kadar gerçeklikten uzak ve komik olduğunu söylemeye gerek dahi yok. Varisin sağlık ve sıhhatiyle yakından ilgilenilirdi ve kamuoyu önünde görülmesi bir törenle olurdu.

ÇAR, ‘SİGARA’ İÇMEZDİ

Çar İkinci Nikolay’ın çokça tütün tükettiği gerçek olsa da kendisi hiçbir zaman dizide görüldüğü sigaralardan içmez, yalnızca papirüs bitkisine sarılmış özel bir filtreli tütün tüketirdi. Dizide herkesin içtiği sigaralarda ise çağaşım sözkonusu.

NİKOLAY, HENÜZ KAZANMADIĞI BİR NİŞANI TAKIYOR

Dizide Nikolay’ın göğsünde Aziz Georgiy Nişanı görülüyor. Çar, bu nişanı 1915 tarihinde kazanmış olmasına rağmen dizinin en başından beri takıyor.

YANLIŞ PANTOLON SEÇİMİ

Dizi boyunca tüm ordu komutanlarının çizgili mavi pantolonlar giydiği görülüyor. Bu durum da her birinin Kazak Ordusu’na dâhil olduğu izlenimini uyandırıyor. Zira bu üniforma Ruslara değil, onlara ait. Rusların yüksek askeri yetkilileri ise siyah pantolon giyerlerdi.

NİKOLAY, BU DENLİ MÜTEVAZI GİYİNMEZDİ

Çar İkinci Nikolay, modaya oldukça uyan bir adamdı. Hatta kendi döneminde Avrupa’nın en zengin ve şık adamıydı denilebilir. Hükümdarlığı süresinde pek çok alayın başında olduğundan ötürü, günlük yaşantısında da bu alayların üniformalarından her birini giyebilirdi. Ancak çar, sıradan bir asker gibi tüm diziyi yalnızca tek bir üniformayla geçirdi.

SERGEY ALEKSANDROVİÇ’İN KORUMALARI VARDI

Çarın amcası Grandük Sergey Aleksandroviç, belki de ülkenin en nefret edilen insanıydı. Bu sebeple de oldukça sıkı koruma altında tutulurdu. Ancak dizide alelade bir at arabasında gidiyor ve hatta onu gören halk camlarını yumrukluyor. Gerçek hayatta böyle bir şeyin yaşanması mümkün dahi değil.

Ayrıca dizide Sergey Aleksandroviç, sıradan bir adam gibi eşiyle sokakta yürürken görülüyor. Kapıda ise tek bir koruma görülüyor. Bu durum en hafif tabiriyle diziyi komik kılıyor.

NİKOLAY, KANLI PAZAR’IN ÖNCESİNDEKİ GÜNLERDE ST. PETERSBURG’DA DEĞİLDİ

Sonradan Kanlı Pazar olarak anılacak olan 9 Ocak 1905 tarihinde, Çar’ın Petersburg’da kalıp kalmayacağına dair bir şüphe yoktu. Zira can güvenliğinden endişe ettiğinden ötürü günler evvel şehri terk etmişti. Nitekim 6 Ocak’ta (İsa’nın Vaftiz edilişinin kutlandığı gün) Neva Nehri kıyısında yapılan bir tören sırasında çarın canına kast etmeye yönelik bir girişim olmuştu.

ÇAR İKİNCİ NİKOLAY HER ŞEYİ ANNESİ VE EŞİNE DANIŞMAZDI

Çar İkinci Nikolay’ın St. Petersburg’dan taşınmak ya da orada kalmak gibi bir meseleyi annesine ya da eşine danışması gerçeği yansıtmayan bir durum. Zira çarın güvenliği bir devlet meselesidir ve bu gibi kararlar tamamıyla onun güvenliği gözetilerek alınır.

ÇAR’IN SORUMLULUĞU AİLESİNE DEĞİL, ÜLKESİNE KARŞIYDI

Dizide Aleksandra’nın çarın yönelttiği ‘ilk önceliğin ailen olmalı’ sözleri de gerçeği yansıtmaktan uzak. Hem çarın hem de ailesinin ilk önceliği, her daim halkı olmak zorundadır. Eğer çarın önceliği ailesi olsaydı, tüm bu olanlar yaşanmadan evvel birlikte Avrupa’ya kaçabilirlerdi. Ancak çar, bunu yapmadı ve halkına olan sorumluluğundan kaçınmadı.

KANLI PAZAR KEYFİ YORUMLANDI

Dr. de Orellana dizide ağaçta oturan birkaç çocuğun kurşunların isabet etmesi sonucunda öldüğünü söylüyor. Ancak ne yazık ki, de Orellana’nın bu sözlerinin teyit edilebileceği hiçbir tarihi kayıt yok. Dizide 9 Ocak’ta binlerce kişinin öldüğü toplu bir ayaklanma gerçekleşti, hem halktan hem de ordudan ölenler oldu. Dizide ise Kanlı Pazar ufak çapta bir ayaklanma gibi görülüyor.

KURBANLARIN SAYISI AZALTILMIŞ

Dr. de Orellana, 9 Ocak’ta kaç kişinin hayatını kaybettiğine dair yanlış bir ifade kullanıyor. Esas sayı belirsiz olsa da, 2 ya da 3 binden fazla insanın öldüğü tahmin ediliyor. Bu durum da Orellana’nın tahminlerini oldukça az kılıyor.

DUMA, HÜKÜMET GÖREVİ GÖRMÜYORDU

Muhtemelen dizideki en gülünç hata, Dr. Philippa Hetherington’ın Duma’dan seçilmiş hükümet olarak söz etmesiydi. Oysa Duma, seçilmiş bir ‘yasama meclisiydi.’

KALYAYEV KURŞUNA DİZİLMEMİŞ, ASILMIŞTI

İvan Kalyayev idam mangası tarafından kurşuna dizilememiş, asılarak idam edilmişti.

BOLŞEVİK DEVRİMİ, 1905 DEVRİMİ’NİN HEMEN ARDINDAN OLMADI

Dizide 1905 devriminin ardında, Rusya tamamen kontrolden çıkmış gibi yansıtılıyor. Ancak 1905 ve 1917 devrimleri arasında ülkede böyle bir hava hâkim değil. Rus hükümetinin bu dönemde işleri kontrolünde tuttuğu yıllar oldu, Duma kuruldu ve seçimler yapıldı. Bunun yanında Rusya, endüstriyel, kültürel bir güç olarak kalkınıyordu.

TSUSHİMA MUHAREBESİ YANLIŞ YANSITILDI

Dr. de Orellana, Tsushima Deniz Muharebesi’nin 40 dakika sürdüğünü söylüyor olsa da; aslında iki gün sürmüştü. Bunun yanında bu savaşta görev alan filo Baltık değil, Pasifik filosuydu.

BÖLÜM 3

NİKOLAY, POGROM’A MADDİ DESTEK SAĞLAMADI

Dizide Nikolay, Yahudi karşıtı hareketleri finanse etmiş gibi gösteriliyor. Nikolay’ın hükümdarlığı süresince Yahudi karşıtı hareketlerin güç kazanmış ve hem ordu hem de polis teşkilatı içerisinde anti-semitik akımlar baş göstermeye başlamıştı. Bu durum da, pogrom faaliyetlerini bastırılmasını güçleştiriyordu. Rus hükümetinin pogrom’u bastırmak konusunda gönülsüz olup olmadığı ise oldukça tartışmalı bir konu.

BAŞBAKAN DAHİL KİMSE ÇARA SESİNİ YÜKSELTEMEZ

Dizi boyunca pek çok karakter gibi Pyotr Stolipin’in de çara sesini yükselttiğine şahitlik ediyoruz. Ancak gerçekte bunun yaşanması pek de mümkün değil. Rusya’daki toplumsal sınıf sistemine göre, en azından tahtta olduğu müddetçe çar toplumun en saygın kimsesidir.

STOLİPİN, PATLAMADAN YARA ALAMADAN KURTULDU

Dizide Daça’daki patlamanın ardından Stolipin’in binadan yara bere içerisinde çıktığı görülüyor. Ancak gerçekte Stolipin hiç yara almamış, yalnızca başından aşağı bir mürekkep kavanozu boşalmıştır.

RASPUTİN, STOLİPİN’İN KIZINI TACİZ ETMEYE ÇALIŞMADI

İşte bu raddede dizi, kurgunun da ötesine geçiyor. Stolipin’in Rasputin’den oldukça şüphelendiği ve onun izlenmesi talimatını verdiği bir hakikat. Ancak kızı ile Rasputin arasında herhangi bir temas olup olmadığı bilinmiyor.

BÖLÜM 4

‘GRANDÜK NİKOLAŞA’ TABİRİ OLDUKÇA YANLIŞ BİR KULLANIM

‘Grandük Nikolaşa’ tabiri, bir tarihçinin ağzından duymayı en son bekleyeceğiniz şeylerden birisidir. Zira bu, tam olarak ‘Kraliçe İkinci Elizabeth’ yerine ‘Kraliçe Lizzy’ demeye benziyor. ‘Nikolaşa’ ismi, Grandük Nikolay Nikolayeviç’in aile içerisindeki lakabıdır, bu sebeple de unvanı ile birlikte normal bir isimmiş gibi kullanılamaz.

ÇARİÇE ALEKSANDRA, ÜLKEYİ YÖNETMİYORDU

Dizide Rusya çarlığı, çar savaştayken eşinin devralabileceği alelade bir ofis işi gibi yansıtılıyor. Öyle ki Aleksandra eşi Nikolay’a, savaş sanki başka bir ülkede yaşanıyormuşçasına “Sen savaşa odaklan, yurdumuzdaki meselelerde ben ilgilenirim” diyor. Nikolay savaşa gittiğinde Aleksandra, eşinin masasına oturup ‘yönetmeye başlıyor’, bu yersiz bir durum Zira çarlığın kendi hükümeti, Duma’sı, senatosu, çok sayıda devlet yetkilisi ve görevlisi bulunuyor. Çariçe, hiçbir zaman resmi olarak devleti yönetmedi.

ÇARLIĞIN AFRİKA KÖKENLİ BİR HİZMETKÂRI YOKTU

Dizide Çar’ın annesi Maria Fyodorovna, görevden alınan oğlunu ziyaret etmek için Mogilyo’ya gittiğinde, kendisine kapıyı Afrika kökenli bir hizmetkâr açıyor. Ancak Rusya Çarlığı, özel makamlarında hiçbir zaman Afrika kökenli hizmetkâr çalıştırmamıştır.

RASPUTİN’İN VURULDUĞU SİLAH DÖNEME UYGUN DEĞİL

Prens Felix Yusupov’un dizide Raputin’e doğrulttuğu silahın ne kadar modern olduğu kimsenin gözünden kaçmamıştır. Ancak Rasputin, kuvvetle muhtemel tedarik etmesi pek de zor olmayan 455 kalibre bir Webley tabancayla öldürüldü.

BÖLÜM 5

DR. DE ORELLANA, GERÇEK OLMAYAN OLAYLAR ANLATIYOR

Dizide Dr. de Orellana, Kışlık Saray’ın dibinde acınası bir halde kurşunlanan bir küçük çocuktan söz ediyor. Ancak bu durumun gerçekle bir alakası yok, zira bu efsaneyi Ruslar dahi hiç duymamış.

RUSYA’DA DONANMA MUHAFIZI YOKTU

Dizide Çar İkinci Nikolay, ailesinin güvenliğini sağlamak gayesiyle bir donanma muhafızını görevlendiriyor. Ancak ne yazık ki, Rus ordusunda böyle bir pozisyon yoktu.

BÖLÜM 6

KRALİYET AİLESİ O KADAR DA ZAVALLI HALDE DEĞİLDİ

Dizide Romanovlar, Yekaterinburg’daki İpatiev Evi’ne yerleştiklerinde eski püskü kıyafetlerle görünüyor, ancak o zaman çok daha varlıklılardı.

YİNE BİR YAZI TİPİ HATASI

Nikolay gizemli bir hayırseverin mektubunu okurken görülüyor. Ancak burada da yazı, Rusların güncel alfabeleriyle kaleme alınmış.

ÇARİÇE, BOLŞEVİK ASKERLERİNİN GÖZLERİ ÖNÜNDE DİZ ÇÖKMEZ

Dizide Bolşevik askerleri İpatiev Evi’nde hanedanın kişisel eşyalarını ararken Çariçe Aleksandra’nın diz çöküp dua etmeye başladığı görülüyor. Ancak böyle bur durumun yaşanması hiç gerçekçi değildir zira kendisi eski de olsa hâlâ bir çariçedir.

ÇAR, ‘TANRI’NIN YERYÜZÜNDEKİ GÖLGESİ’ DEĞİLDİ

Dizinin anlatıcılarından Dr. Hetherington, Nikolay’ı Tanrı’nın yeryüzündeki gölgesi olarak tanıtıyor. Ancak çarın rolüne dair bu tabir çarpıtılmış bir ifade. Taç giyme töreni esnasında Rus çarları, bir rahibinkine benzetilen çarlık görevini, yani Tanrı’ya hizmet etme görevini üstlenmek için ikinci bir kez vaftiz edilirlerdi.”