NELER OLUYOR, ÖZGÜR GÜNDEM'İN NESİ VAR?
Yurt yazarı Mustafa Sönmez: Özgür Gündem'i, daha fazla kırıp dökmeden, demokratik, devrimci çizgiye davet ediyorum
“Özgür Gündem okuyorum” diyordu, Abdullah Öcalan, 28 Şubat tarihli İmralı buluşmasında ve devam ediyordu; “ Kendilerini yormuyorlar, biraz kendilerini yorsunlar. İmzalar zenginleşsin.”
O günden bu yana Özgür Gündem(ÖG), kendini yoruyor ,ama biraz tuhaf yoruyor. Ne kadar bazı Kürt hevaller itiraz etse de, ÖG üstünden bir Türk-Kürt Sünni ekseninin imarı için “yoruyor” bazıları kendini. O tarihten beri Esat’a tutum değişti, Alevilere tutum değişti, CHP iyice faşist ilan edildi, son olarak Maliki-Barzani uzlaşması Şii-Kürt anlaşması diye “esefle” karşılandı. Neler oluyor, ÖG’nin nesi var?
SURİYE POZİSYONU
İmralı Süreci’yle birlikte PKK’nın Suriye’deki ‘kardeş partisi’ PYD’nin de Esad yönetimine karşı tavrındaki ani değişim dikkatlerden kaçmadı. Önceleri, Esad yönetimiyle Özgür Suriye Ordusu (ÖSO) arasındaki saflaşmada taraf tutmayan PYD, İmralı Süreci’nin başlamasından kısa süre sonra tavır değiştirdi. Bu tavır değişikliğine paralel olarak Özgür Gündem’in Suriye’yle ilgili haberlerinde de hissedilir bir değişiklik gözlendi.Daha önce, “Rojava’da özgür yaşam” gibi başlıklarla, Suriye’de Kürtlerin kazanımlarına dair haberler yapan, ÖG, sürecin ardından Esad yönetimini hedefleyen haberlere yer vermeye başladı. 6 Nisan tarihli ÖG’nin birinci sayfasında başlık; “Rojava’ya Esat pususu!..” ve haber; “ Halep’te sıkışan ve her gün Kürt mahallelerini bombardımana tutarak Kürtlere yönelik de katliamlarına hız veren kanlı Esad ordusu, YPG komutanlarına da pusu kurarak suikast yapıyor. Esad kanlı ve kirli savaşı Qamişlo’ya da yaydı. YPG misilleme eylemleriyle yanıt veriyor”…
Ve 7 Nisan tarihli ÖG’den aslı astarı olmayan bir haber; “Esad kimyasal silah da kullanıyor.”
CHP’YE YAYLIM ATEŞ
Kürt siyaseti , bir yandan, barış süreci CHP katılmadan olmaz, diye gündemde yer alırken ÖG, CHP’yi “faşist , eli kanlı, ağzından kan damlayan” diye yaftalamaktan kendini bir türlü alamıyor. En yenisi 6 Mayıs tarihli ÖG’den; Başlık: “Ağzından kan damladı”..Kimin mi? CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun ve devam ediyor ÖG haberi; “Demokratik çözüm sürecini berhava etmek için çırpınan ve çözüm süreci ilerledikçe de ağzından çıkanı kulağı duymaz hale gelen CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, dün de ırkçı savaş kışkırtıcısı ajitasyonu sürdürdü. Adeta ‘son ırkçı ölmedikçe’ barışı bozmak için çalışacağını ilan etti” Bu, bir “yorum, köşe yazısı” değil, ÖG türü “haber”…
İmralı süreci sonrası Türk-Kürt Sünni ekseninde pozisyon almakla eleştirilen ve Alevi Kürtlerin, sol-sosyalist kesimin eleştirilerine maruz kalan Kürt siyaseti, Dersim katilamının yıldönümünde Alevilerin gönlünü almaya çabalarken CHP’ye çakmaktan da geri durmuyor ve RTE ile aynı ağızdan konuşup Dersim’in hesabının bugünkü CHP’den sorulması gerektiğini ÖG manşetlerine şöyle taşıyor; “Katliamcı CHP’yi terk edin”. ÖG’ye bakılırsa, anma töreninde konuşan DTK Eşbaşkanları Tuğluk ve Türk, “Dersim Katliamı’nın altında CHP’nin imzası var. Bu katliamı yapanların yanında durmanız hak ettiğiniz bir durum değil” demişler. Aynı konuda RTE’nin demeçlerini bulun okuyun, fark bulabilecek misiniz?
‘Şİİ-KÜRT’ HAYIFLANMASI
ÖG’de yer alan 6 Mayıs tarihli müstear bir ad olduğu muhtemel M.Ali Çelebi imzalı makale ise Irak’ta olan bitenlere hayıflanıyor ve gelişmeleri “Şii-Kürt Anlaşması” başlığıyla veriyordu. Hayıflanılan gelişmeler şöyleydi; Kürdistan Bölgesi Başbakanı Neçirvan Barzani, gittiği Bağdat’tan bir anlaşmayla dönmüştü. 1 Mayıs’ta açıklanan anlaşma, “soykırım döneminde zarar görenlere tazminat, Kürt bakan ve milletvekillerinin yeniden Bağdat’a gidip Meclis/Bakanlar Kurulu toplantılarına katılmaları, petrol-doğalgaz yasası ve enerji gelirlerinin ödenmesi konusunda güvence, Kerkük başta olmak üzere sorunlu bölgelerdeki illerin sınırları konusunda diyalog, Kürtsüz geçirilen 2013 bütçesinin yeniden ele alınması…ÖG yazarı, bu anlaşmada Mart ayında Bağdat’a giden ABD Dışişleri Bakanı Kerry’in yönlendirmelerini etkili görüyordu. ABD, Maliki’den çelme yemek istemiyordu. İran’a müdahale öncesi Irak’ta çatışmaların derinleşmesi ABD’nin işine gelmiyordu. Washington, Esad sonrası olası radikal Sünni oluşumlara karşı yedekte Şii kartı tutmak da istiyordu. ABD, enerji pastasındaki payı için Erbil(Hewler)-Ankara enerji politikasına karşı Maliki’nin enerji politikasını destekliyordu.
Bütün bunlar, hem AKP rejiminin hem de Türk-Kürt Sünni eksen üstüne bina edilen yayılmacı senaryolar için hoş gelişmeler sayılmazdı…Ama çıkmadık candan umudunu kesmiyordu ÖG yazarı ve şöyle bitiriyordu yazısını; “Suriye’deki Selefi gruplarla Irak aşiretleri bağlarını güçlendirirse anlaşma Maliki’nin beklediğinin aksine Sünni özerkliği/ayrılığı ise engelleyemez.” Irak ve Suriye Kürdistanlarının ayrılıp Türkiye’ye eklemlenmeleri senaryosuna aklı yatmış bazı Kürt siyasetçilerinin güvendikleri dağlara kar yağmaya başladı. Bakalım bu gelişmeler RTE’nin PKK’ye karşı pozisyonunda ne tür değişimlere yol açacak…
Barışın dili içte de dışta da ötekileştirici olmamalıdır. Türkiye’nin Ortadoğu politikası emperyal ve mezhepsel odaklı olmamalı, bu niyetlerden Kürt hareketi uzak durmalıdır. Özgür Gündem’i , daha fazla kırıp dökmeden, demokratik, devrimci çizgiye davet ediyorum.
Mustafa Sönmez/Yurt Gazetesi