Nejat İşler ilk kez konuştu; Meyhaneler benim evim!
Nejat İşler, kadınlar ve aşk hakkında söylediği iddia edilen ve internette dolaşan sözlerle ilgili konuştu.
Septik şok nedeniyle 95 gün yoğun bakımda kalan, daha sonra iki
parmağını kaybeden Nejat İşler; son dönemde internette dolaşan ve
kendisine ait olduğu iddia edilen sözlerle gündemde. OT dergisinden
Ercan Mehmet Erdem'in anılarını anlatan İşler, Eyüp'te doğduğu
evden aşka bakışına, sevdiği filmlerden gençlik yıllarına kadar
birçok farklı konuda konuştu.
İşte Nejat İşler'in anılarından ara
başlıklar...
"MEYHANELER BENİM EVİM"
- Benim için ev; ilkel insan için mağara ne ifade ediyorsa, o...
Hatta o bile değil; benim evim çocukluğum, sevgilim, dostlarım,
kitaplar, müzik, sinema, tiyatro... Fenerbahçe evim, meyhaneler
evim... Dünyanın bir yerindeki vicdanlı birisi de evim.
"KADINLARI ANLAMAYI DEĞİL SEVMEYİ TERCİH
ETTİM"
-Geçenlerde gazeteci bir arkadaşım aradı. İnternette benim adıma
bazı özlü sözler dolaşıyormuş. Özellikle de kadınlarla ilgili...
'Sana mı ait?' diye sordu. Kadınlarla ilgili ahkam kesecek biri
değilim. Yaşadıklarımla ilgili bir şeyler paylaşabilirim, onu da
arkadaşlarımla... Shakespeare'in güzel bir lafı varmış; zamanında
çok güzel şeyler paylaştığım bir kadın söyledi: 'Kadınları ya
anlayın, ya sevin; ikisini birden denemeyin.' Ben sevmeyi tercih
ettim hep. Anlamayı deneseydim, nafile bir projeyi yürütürken ölen
zavallı bir bilim adamı olurdum.
'KAN İÇİNDEYDİM KALKTIM SİGARA YAKTIM'
- Yıllar evvel Kaş'ta, bir kız arkadaşımla gece gece motosikletle
geziyorduk. Devrildik bir süre sonra. Bende türlü dikişli yaralar,
onda ameliyatlık bir kol yarası... Kan içindeyiz yani... Herhalde
şoktan, kalktım bir sigara yaktım. Bu sırada bize doğru tıpır tıpır
bir ses geliyor; sesin geldiği yöne bakıyorum, bir şey görmüyorum.
Bu arada kız arkadaşım seslendi; "Nejat, beni kaldırmayacak mısın?"
diye. Gittim kaldırdım ama aklım hâlâ seste. Kız kalktı, havaya
baktı ve "Yağmur!" dedi. Bir bulut bizi ıslattı ve gitti. Ortamda
korku filmlerini aratmayacak kadar kan ve soğukkanlılık vardı. Bana
döndü; "Bu anı güzel hatırlarsan, güzel anlatacaksın" dedi.
"EVİM YANARKEN BEN ÇAY İÇİYORDUM!"
"Bir kış günü Eyüp'teki evde ders çalışıyorum. Dayadım odunu
sobaya, gürül gürül yanıyor. Sobanın üstünde çay, arka arkaya
içiyorum. Sonra itfaiye geldi. Camı açtım, itfaiye eri "Sizin ev mi
yanıyor?" dedi, "Yooo" dedim. Komşumuz Mürvet Hala çıkıp "Şuna bak,
evi yanıyor, o durmuş çay içiyor" dedi. Meğer odunları sobaya
cehennem zebanisi gibi attığım için baca tutuşmuş. Onlarca adam
içeri girip bacayı söndürdü."