NEDİM ŞENER'DEN VİRÜS SORUSU; "O VİRÜSLERİ KİM YERLEŞTİRDİ"
Posta yazarı Nedim Şener, 18 ay sonra TÜBİTAK'ın Odatv davasına gönderdiği raporu irdeledi..
O bilgisayara virüslü notları kim
yerleştirdi?
TÜBİTAK’ın Odatv davası raporu ile ilgili kimi “Virüs iddiası
çöktü” diyor kimisi ise “Bu raporla dava çöktü...”
Benim de yargılandığım Odatv davasının görüldüğü İstanbul 16. Ağır
Ceza Mahkemesi Başkanı Başkanı Mehmet Ekinci’nin iki cümlesini hiç
unutmuyorum:
“Burada olgularla yakıştırmaları ayıracağız” ve “Varsa bu komployu
kuranları da ortaya çıkaracağız.”
Yıldız’ın notları virüslü
Mahkeme Başkanı’nın ilk sözünü tutması için dava sonucunu beklemek
gerekli. Ama TÜBİTAK’ın raporu ikinci sözünü tutması için iyi bir
şans.
Evet bu rapor “...dosyaların zararlı yazılımlar vasıtasıyla
geldiğine dair veya gelmediğine dair kesin bir yargıya
varılmamıştır.” gibi muğlak bir cümle ile bitiyor ama çok önemli
tespitleri içeriyor.
Örneğin 16 ay tek başına hapishanede kalan Müyesser Yıldız’ın
bilgisayarındaki suçlamaya neden olan notlar dışarıdan zararlı
(virüslü) yazılım ile gönderilmiş.
Rapor bu konuda son derece net olarak şu ifadeleri kullanıyor:
“Delil 3’teki (Yıldız’ın bilgisayarı) dosya sistemi üstveri
uyumsuzlukları ve bu bilgisayarın kullanıcısına başarılı bir
şekilde gerçekleştirilmiş olduğu değerlendirilen hedefli zararlı
yazılım gönderme saldırısının zamanlaması, Delil 3 bilgisayarındaki
dosyaların zararlı yazılım vasıtasıyla gönderilmiş olma ihtimalini
güçlendirmektedir.”
Eğer Yıldız’ın bilgisayarına bu notlar zararlı yazılımla yani virüs
yoluyla geldiyse bunu kim yaptı? Bunu yapanlar başka neler yaptı?
Mahkemenin şimdi bunu da ortaya çıkarması lazım.
Bir diğer önemli tespit ise kullanıcısı “Soner” olarak
belirtilen Odatv’in bilgisayarı ile Barış Pehlivan’ın
bilgisayarıyla ilgili.
Rapor “Odatv ve Barış Pehlivan’ın bilgisayarında da özel hedefli
sosyal mühendislik saldırıları ile gönderilen uzaktan dosya atma
özelliği bulunan zararlı yazılımların çalışmış olduğu tespit
edilmiştir. “ diyerek dışarıdan virüs gönderildiğini ortaya
koydu.
Raporda ayrıca “…Dosyalar üzerinde ilgili bilgisayar kullanıcıları
(Soner yalçın-Barış Pehlivan) tarafından bir işlem
gerçekleştirildiğine dair tatmin edici izlere rastlanmamıştır.”
denilerek bu dosyaların hiç açılmadığını yada üzerinde değişiklik
yapılmadığını ortaya koyuyor.
Köstebek mi var?
Ancak, aralarında “Ulusal Medya 2010” gibi suçlamaya konu olan word
dosyaların zararlı yazılımla Odatv’nin bilgisayarına geldiğine dair
bir bilginin de elde edilmediği anlatılıyor.
Buna rağmen rapor şu sözlerle kapıyı açık, takdiri mahkemeye
bırakıyor:
“….Bu dosyaların zararlı yazılımlar vasıtasıyla geldiğine dair veya
gelmediğine dair kesin bir yargıya varılmamıştır.”
Madem bu bilgisayarların kullanıcıları yani Soner Yalçın ile Barış
Pehlivan’da bu notları hiç açmamış veya üzerinde değişiklik
yapmamış o zaman bu notlar orada ne arıyor ?
Peki o notları bu iki kişinin bilgisi yoksa o notları oraya kim
koydu.? Rapora göre bu notlar USB Bellek DVD yada CD’den
kopyalanmış olabilir. Eğer öyleyse bunu kim yaptı?
Ya dışarıdan birisi kimse yokken bunu gerçekleştirdi yada Odatv’da
bir köstebek var.
Kim bu köstebek?
Raporu 18 ay sonra çıkan dava
Ergenekon davası kapsamında 14 Şubat 2010’da Soner Yalçın’a ait
Odatv’ye baskın düzenlendi. Soner Yalçın ile birlikte Barış
Terkoğlu, Barış Pehlivan ile Ayhan Bozkurt gözaltına alındı. Oda
Tv’nin bilgisayarında yapılan incelemede “Ulusal Medya 2010”,
“Hoca’dan notlar“, “Toplantı”,“Nedim.doc”, Hanefi.doc” ve “Sabri
Uzun.doc” adlı imzasız word dokümanları bulundu.
16 Şubat’ta Odatv avukatları bu belgelerin bilgisayarlara dışarıdan
virüsle geldiğini iddia ederek teknik inceleme istediler. 18
Şubat’ta nöbetçi hakim “Ben teknik işlerden anlamam, derdinizi
mahkemede anlatırsınız” deyip Yalçın, Terkoğlu ve Pehlivan’ı
tutukladı. Hakkında daha sonra takipsizlik kararı da verilen Ayhan
Bozkurt ise savcılık tarafından serbest bırakıldı. 3 Mart’ta
operasyonun ikinci dalgası yapıldı. Bu arada soruşturma savcıları
Zekeriya Öz ve Cihan Kansız iddianamenin hazırlık aşamasında
bilgisayar hard disklerinde inceleme yaptırmadı. Kasım’da mahkemeye
çıkıldığında aradan 9 ay geçmesine rağmen hâlâ inceleme yoktu. Peki
rapor ne zaman çıktı? Önceki gün!!! Yani Odatv operasyonu
yapıldıktan 18 ay sonra...
Hiç açılmamış dokümanlardaki emirler bize nasıl
ulaştı?
Davanın bir de benim, Ahmet Şık’ın, Hanefi Avcı’nın, Kaşif
Kozinoğlu boyutu var. Bizler Odatv ile bir ilgimiz olmadığımız
halde, Soner Yalçın’ın talimatıyla kitap yazan veya yazdıran
kişiler olarak yargılanıyoruz. Yargılanmamamıza neden olan ise
“Nedim.doc”, “Hanefi.doc”, Sabri Uzun.doc” ve “Ulusal Medya
2010.doc” isimli “word” dokümanlar.
Ben mahkemedeki savunmamda, TÜBİTAK tarafından incelenen hard
disklerdeki virüs iddialarının üzerinde hiç durmadım.
‘Gerçek kabul ettim’
Elbette virüs iddiası davanın geneli olarak önemliydi ama benim
açımdan önemli olan virüsle gelsin yada gelmesin talimat adı
verilen “Nedim.doc”, “Hanefi.doc” veya “Sabri Uzun.doc” adlı word
dokümanlara bağlı bir eylemimin olup olmadığıydı.
Ben duruşmada word belgelerin hepsini gerçek olarak kabul ettiğimi
söyledim. Ardından da delil durumuna bakarak, benim bu
notlardaki talimatlara göre bir eylememim olup olmadığının ortaya
konmasını istedim.
Yani bu virüslü olduğu iddia edilen talimatlar (word belgeler) bana
ulaşmış mı, ulaştıysa ben bu talimatlara göre ne yapmışım. Bir
eylemim olduğuna dair tek bir telefon görüşmesi, e-posta yazışması
veya başka bir delil olup olmadığını sordum. Yoktu.
Ne Soner Yalçın’la ne de başka bir Odatv çalışanıyla söz konusu
word dokümanların içeriği ile ilgili bir konuşmamıştım. Ne Ahmet
Şık ne de Hanefi Avcı ile bu konuda bir görüşmemiz veya başka türlü
bir delil de yok dosyada.
Talimat gelmedi
Rapora göre bu dokümanlar kullanıcısı “soner” olan bilgisayarda
yazılmamış, bu dokümanlar kullanıcısı “soner” olan bilgisayarda
hiçbir zaman açılmamış.
O zaman kullanıcısının bile haberi olmayan word dokümanlardaki,
“Nedim Ahmet’i çalıştırsın…” gibi talimatlar bana/bize kadar nasıl
ulaşmış.
Elbette ulaşmadı tüm bunlar mahkemede ortaya çıkacak.
Nedim ŞENER / POSTA