22 Şub 2011 14:23
Son Güncelleme: 23 Kas 2018 12:04
NEDİM ŞENER, SONER YALÇIN VE ZAMAN HAKKINDA NEDEN SUÇ DUYURUSUNDA BULUNACAK?
Binlerce haber, hepsi yargılanıp aklanmış 10 kitap, onlarca ödül almış 20 yıllık muhabir olarak korumam gereken bir şerefim ve onurum var.
Soner Yalçın ve ZAMAN hakkında suç duyurusu
Tam 20 yılı bulan muhabirlik hayatımda düşene hiç vurmadım ve vurmayacağım. Ancak gelinen noktada onurumu korumak zorundayım.
Abdi İpekçi ve Hrant Dink’in de aralarında olduğu 60 kişilik ‘Dünya Basın Özgürlüğü Kahramanı’ listesinde adım var. International Press Institute, Hrant Dink’ten sonra ‘Oxfam Novib PEN Düşünce Özgürlüğü Ödülü’nü bana verdi. 20 yıllık onurlu bir gazetecilik geçmişine sahibim. Bu temiz geçmişimi korumak için Soner Yalçın ve ZAMAN Gazetesi hakkında bana iftira attıkları gerekçesiyle suç duyurusunda bulunacağım. Soner Yalçın ve arkadaşlarının tutuklandığı Ergenekon soruşturması kapsamında Odatv’ye yapılan baskında, bir bilgisayarda “Ulusal Medya 2010” başlıklı klasör bulunuyor. Klasörün içinde Orgmu, Hanefi, Toplantı, Nedim, Sabri gibi dökümanlara rastlanıyor.
Yine aynı dökümanda “Hanefi’nin kitabı ne durumda? Referandum öncesine yetiştirilmeli. Nedim’i sıkıştırın, Nedim’in Emniyet ile bağlantıları önemli, devam ettirsin. Nedim ile Hanefi’nin görüş ayrılığı gündem yapılmamalı” gibi cümleler bulunuyor. Soner Yalçın mahkemede bu dokümanın kesinlikle kendisine ait olmadığını söylüyor.
Sonra da kendisine ait olmadığını söylediği dokümanda geçen ‘Nedim’ için “Gazeteci Nedim Şener olabilir” diyor! Soner Yalçın ile hayatımda hiç karşılaşmadım. Tanımam. Soner Yalçın, sarf ettiği bu cümleyle beni zan altında bıraktı. Soner Yalçın hakkında iftira iddiasıyla suç duyurusunda bulunacağım. Bunu hapiste olan Soner Yalçın’a vurmak için yapmıyorum. Sessiz kalırsam aleyhime hukuki sonuçları doğurabilecek bir durumu açıklığa kavuşturmak istiyorum.
ZAMAN’dan eklemeler!
Suç duyurusunda bulunacağım ikinci kişiyse; ZAMAN’ın Sorumlu Yazı İşleri Müdürü Hayri Beşer. ZAMAN 20 Şubat’ta “Nedim’i sıkıştırın, Avcı’nın kitabı referanduma yetişsin” başlıklı bir haber yayınladı. Bu haber 19 Şubat’ta HÜRRİYET’te yayınlanan “Delil Virüs’ten” başlıklı haberden alıntılanmıştı. HÜRRİYET haberde ‘Nedim’ isminden bahsetmiş, ancak ‘Nedim Şener’ şeklinde bir ifade kullanmamıştı. ZAMAN alıntı yaptığı haberin altına şu cümleleri eklemiş: “Emniyet Genel Müdürlüğü eski İstihbarat Daire Başkanı Sabri Uzun, Hanefi Avcı’nın yakın arkadaşı. Avcı’nın kitabı için Ankara’da düzenlenen imza gününe de katılmıştı. Sabri Uzun, Hrant Dink cinayeti sırasında istihbarat daire başkanıydı. Nedim Şener’in yazdığı kitapla ilgili davada ise tanık olarak yer aldı. Altında görev yapan meslektaşlarını suçladı. Dönemin İstihbarat C Şube Müdürü Ali Fuat Yılmazer’di...” ZAMAN’ın bu haberin içine İstanbul Emniyet Müdür Yardımcısı (İstihbarattan Sorumlu) Ali Fuat Yılmazer’in adını neden karıştırdığını anlamadım. Bu arada bir yanlışı da düzelteyim: Hrant Dink öldürüldüğünde İstihbarat Daire Başkanı Sabri Uzun değil, Ramazan Akyürek’ti! Yukarıda görüldüğü gibi ZAMAN da benim adımı Soner Yalçın’ın ifadesinden yola çıkararak ilgim olmayan bir konuya bulaştırdı. ZAMAN hakkında da ‘iftira’ iddiasıyla suç duyurusunda bulunacağım. Dediğim gibi; binlerce haber, hepsi yargılanıp aklanmış 10 kitap, onlarca ödül almış 20 yıllık muhabir olarak korumam gereken bir şerefim ve onurum var.
Nedim Şener/Posta
Tam 20 yılı bulan muhabirlik hayatımda düşene hiç vurmadım ve vurmayacağım. Ancak gelinen noktada onurumu korumak zorundayım.
Abdi İpekçi ve Hrant Dink’in de aralarında olduğu 60 kişilik ‘Dünya Basın Özgürlüğü Kahramanı’ listesinde adım var. International Press Institute, Hrant Dink’ten sonra ‘Oxfam Novib PEN Düşünce Özgürlüğü Ödülü’nü bana verdi. 20 yıllık onurlu bir gazetecilik geçmişine sahibim. Bu temiz geçmişimi korumak için Soner Yalçın ve ZAMAN Gazetesi hakkında bana iftira attıkları gerekçesiyle suç duyurusunda bulunacağım. Soner Yalçın ve arkadaşlarının tutuklandığı Ergenekon soruşturması kapsamında Odatv’ye yapılan baskında, bir bilgisayarda “Ulusal Medya 2010” başlıklı klasör bulunuyor. Klasörün içinde Orgmu, Hanefi, Toplantı, Nedim, Sabri gibi dökümanlara rastlanıyor.
Yine aynı dökümanda “Hanefi’nin kitabı ne durumda? Referandum öncesine yetiştirilmeli. Nedim’i sıkıştırın, Nedim’in Emniyet ile bağlantıları önemli, devam ettirsin. Nedim ile Hanefi’nin görüş ayrılığı gündem yapılmamalı” gibi cümleler bulunuyor. Soner Yalçın mahkemede bu dokümanın kesinlikle kendisine ait olmadığını söylüyor.
Sonra da kendisine ait olmadığını söylediği dokümanda geçen ‘Nedim’ için “Gazeteci Nedim Şener olabilir” diyor! Soner Yalçın ile hayatımda hiç karşılaşmadım. Tanımam. Soner Yalçın, sarf ettiği bu cümleyle beni zan altında bıraktı. Soner Yalçın hakkında iftira iddiasıyla suç duyurusunda bulunacağım. Bunu hapiste olan Soner Yalçın’a vurmak için yapmıyorum. Sessiz kalırsam aleyhime hukuki sonuçları doğurabilecek bir durumu açıklığa kavuşturmak istiyorum.
ZAMAN’dan eklemeler!
Suç duyurusunda bulunacağım ikinci kişiyse; ZAMAN’ın Sorumlu Yazı İşleri Müdürü Hayri Beşer. ZAMAN 20 Şubat’ta “Nedim’i sıkıştırın, Avcı’nın kitabı referanduma yetişsin” başlıklı bir haber yayınladı. Bu haber 19 Şubat’ta HÜRRİYET’te yayınlanan “Delil Virüs’ten” başlıklı haberden alıntılanmıştı. HÜRRİYET haberde ‘Nedim’ isminden bahsetmiş, ancak ‘Nedim Şener’ şeklinde bir ifade kullanmamıştı. ZAMAN alıntı yaptığı haberin altına şu cümleleri eklemiş: “Emniyet Genel Müdürlüğü eski İstihbarat Daire Başkanı Sabri Uzun, Hanefi Avcı’nın yakın arkadaşı. Avcı’nın kitabı için Ankara’da düzenlenen imza gününe de katılmıştı. Sabri Uzun, Hrant Dink cinayeti sırasında istihbarat daire başkanıydı. Nedim Şener’in yazdığı kitapla ilgili davada ise tanık olarak yer aldı. Altında görev yapan meslektaşlarını suçladı. Dönemin İstihbarat C Şube Müdürü Ali Fuat Yılmazer’di...” ZAMAN’ın bu haberin içine İstanbul Emniyet Müdür Yardımcısı (İstihbarattan Sorumlu) Ali Fuat Yılmazer’in adını neden karıştırdığını anlamadım. Bu arada bir yanlışı da düzelteyim: Hrant Dink öldürüldüğünde İstihbarat Daire Başkanı Sabri Uzun değil, Ramazan Akyürek’ti! Yukarıda görüldüğü gibi ZAMAN da benim adımı Soner Yalçın’ın ifadesinden yola çıkararak ilgim olmayan bir konuya bulaştırdı. ZAMAN hakkında da ‘iftira’ iddiasıyla suç duyurusunda bulunacağım. Dediğim gibi; binlerce haber, hepsi yargılanıp aklanmış 10 kitap, onlarca ödül almış 20 yıllık muhabir olarak korumam gereken bir şerefim ve onurum var.
Nedim Şener/Posta