Nedim Şener: Paralel devlet hükümetin suçu
Ergenekon davasından 1 yıl cezaevinde kalan gazeteci Şener, Başbakan Erdoğan'ın "paralel devlet" imasını yorumladı.
ODATV'ye yönelik Ergenekon operasyonu kapsamında tutuklanan ve 1
yıl cezaevinde kalan gazeteci Nedim Şener, "Bilal Erdoğan'a yönelik
suikast yapacak bir grubun içerisinde olduğum iddia edildi. Bu da
bir ihbar mailine dayandırıldı. Bu ihbar ise polis içerisindeki
Gülen Cemaati'ne bağlı polisler tarafından yapıldı" dedi.
Milliyet'ten Fırat Alkaç'ın haberine göre,'Rüşvet Operasyonu'nun
ardından Başbakan Tayyip Erdoğan'ın paralel devlet diye tarif
ettiği yargı ve polis teşkilatı içerindeki yapılanmanın Gülen
Cemaati olduğunu belirten Şener, şunları söyledi:
"PARALEL DEVLET HÜKÜMETİN SUÇU"
"Devlet ve hükümet kendi içerisinde özeleştiri yapmalıdır. 'Parelel
devlet' diye bir şey oluşmuşsa, bunda hükümetin suçu vardır. Ama
bundan daha tehlikeli olanı ise devletin içindeki çetenin
varlığıdır. Çünkü yolsuzluk kadar önemli olan şey devletin içindeki
çetelerin yaptığı hukuksuzluklardır. Yolsuzlukla halkın parası
çalınırken, bu çeteler halkın özgürlüğünü ve demokrasiyi
çalıyorlar. Bunu sabote edebiliyorlar."
"DİNK CİNAYETİNİN PERDE ARKASINI YAZMIŞTIM"
"Hrant Dink hakkında kitaplar yazarken, cinayetin arkasında söz
edilen bu çetenin de olduğunu söyledikten sonra hakkımda
soruşturmalar açıldı. Ben Ergenekon'la hiçbir şekilde
ilişkilendirilmedim ve hiçbir yerde adım geçmez. Hrant Dink
cinayeti hakkında yazdığım kitaplarda bu Cemaat'e bağlı polislerin
sorumluluğunun olduğunu ortaya çıkarmıştım. Daha sonra bunlar kendi
kendilerine bir ihbar maili yazdılar. Mektupta benim Başbakan'ın
oğlu Bilal Erdoğan'a suikast gerçekleştirecek ekibin içerisinde
bulunduğum iddia edildi. Bu mektubu Savcı Zekeriya Öz'e götürdüler,
o da soruşturma başlattı. Benim telefonlarım dinlenmeye başlandı. 6
ay boyunca dinlediler ama hakkımda bir şey bulamadılar. Bunun
ardından ise beni Odatv operasyonunda tutukladılar."
"PARALEL YAPILANMAYI HÜKÜMET YERLEŞTİRDİ"
"Polis ve yargı içerisinde paralel yapının oluşmasında hükümet de
sorumlu. Çünkü bu yapılanma emniyet veya yargıya yerleşmeye
başladığında hükümet bu kişilere göz yumdu. Bu yapılanmanın göreve
getirilmesine hükümet karar verdi. Kimin nereye getirildiği,
kimlere ne görevler verildiğinin farkındaydı. Bakın yolsuzluk
operasyonun ardından bu yapılanmanın üyeleri hemen görevden alındı.
Çünkü kimin ne göreve getirildiği bilinmekteydi."
"ÖNCE SAHTE DELİLLER TEMİZLENSİN"
"Yeniden yargılama konusunda süren tartışmalar yanlış. Ergenekon
veya Balyoz davası olsun ya da Hanefi Avcı'nın durumunu göz önüne
getirdiğimizde yeniden yargılama yapılması bir anlam ifade etmiyor.
Dosyalardaki gerçek dışı deliller ve ne olduğu belli olmayan gizli
tanıkların gözden geçirilmesi gerekmektedir. Çünkü bu davalarda
yüzlerce sahte delil var. Bunlar temizlenmeden yeniden yargılama
yapmanın bir anlamı yok."