Ne o baba gay mi oldun? Kızı Fatih Altaylı'yı nasıl şoke etti?
TV8'de ekrana gelen Aramızda Kalsın'a konuk olan Fatih Altaylı samimi açıklamalar yaptı.
İşte programdan satır başları;
Salih çok yaşlanmış
Açtım TV8'i bakıyorum bakıyorum Salih'in programı başlamıyor. Oysa
izlediğim kişi Salih'miş. Çok yaşlanmış tanıyamadım. Ben Salih'i
siyah saçlarıyla hatırlıyordum en son.
Gayriresmi olmayı severim
Ben işimi yaparken ciddiyeti severim ama normal yaşamımda gayri
resmi olmayı tercih ederim. Bana sorsanız politika hiç olmamalı
bence gazetelerde. Hayatın özü gırgır şamata zaten. Eğlenmiyorsak
ne anlamı var yaşamanın. Magazini severim ben.
Deniz Seki'den özür diledim
Deniz Seki'den 'Deniz Anası' manşeti için özür diledim. Kötü bir
manşetti o. Köşemde yazdım üzüntümü kendisine de mesaj ilettim. En
fırlama başlıklar bizde. Gazetemizin tarzı biraz fırlama.
Bize robot muamelesi yapılıyor
Yaptığınız her şeyle ilgili bin tane komplo teorisi kuruluyor. Ama
bizim de insan olduğumuzu bazen yanlışlar yapabileceğimizi kimse
farketmiyor. Bize robot muamelesi yapılıyor olması ve hep benzer
tavırlar sergilememiz beklenmesi hakikaten çok riskli. Ortamda öyle
bir kamplaşma var ki herkes kendi kampında olmamızı istiyor. Oysa
ben ortada bir duruş sergiliyorum.
Twitter'a girmeyi bilmiyorum. Instagram hesabım var sadece o da
kapalı bir hesap. Ufak bir arkadaş grubuyla paylaşımlarım
oluyor.
Şuursuzluğu seviyorum
Şuursuz bir adamımdır. Daha doğrusu şuursuzken daha keyifli
oluyorum. Ama son zamanlarda şuursuzluğumu iç cebime koyup
saklıyorum. Ne zaman yayın yönetmenliğim biterse o zaman
şuursuzluğumu ortaya çıkaracağım tekrar.
Beyoğlu'nda 3 gençle kavga
Bir gün bizim gazetenin sponsor olduğu bir olay vardı. Beyoğlu'nda
eşimle arkadaşlarımla dolaşıyoruz. Karşımıza 3 tane genç çıktı.
Geldiler karşımda durup bana bakmaya başladılar. Çocuklar dik dik
bakmaya devam ettiler bana. Sonra bana leblebi atmaya başladılar.
Yine sesimi çıkarmadım. Bir tanesi bana doğru geldi ve 'bir şey
söyleyebilir miyim sana?' dedi. Ben de 'delikanlı şu an ben burada
eğleniyorum, tartışacak ya da konuşacak bir şeyin varsa yarın
gazeteye gel konuşalım' dedim. O da bana 'ne o rahatsız mı oldun'
diye çıkıştı. Bunun üzerine 'bak delikanlı sen benimle bu tarz
konuşamazsın evet rahatsız oldum' dedim. Uzaklaştırmaya çalıştım
elemanı o sırada diğer arkadaşı bana doğru koşmaya başladı. Ben de
bira şişesini kafasına çarptı. Bir anda kavgaya tutuştuk gençlerle
son manzara hepsi yerlerdeydi. Ben ise ayakta. Eşim Hande de bütün
olayı yaşadı benimle ve kavganın ardından bana 'ellerine sağlık'
dedi.
Sezen Aksu en büyük şairlerden birisi
En beğendiğim kadın sanatçılar Zeynep Tanbay ve Sezen Aksu. Bence
en büyük şairlerden birisidir Sezen Aksu. Ajda Pekkan'a saygım var
çok. Oyuncu olarak Nurgül Yeşilçay'ı çok beğeniyordum ama o da
benim gibi şuursuz.
Acun tam bir yetenek avcısı
Hemen hemen hiçbir diziyi seyretmiyorum. Arada bir O Ses Türkiye'ye
bakıyorum. Süper bir program gerilim, heyecan her şey var içinde.
Acun tam bir yetenek avcısı. Gökhan ilk çıktığında ne alaka
demiştim ama hepimizi şaşırttı. Yetenek Sizsiniz izliyordum ama
beat box'çılar yüzünden seyretmiyorum artık. Okan'ı izliyorum zaman
zaman. Magazin programlarını arada bir izliyorum ama oradaki dış
sesten nefret ediyorum.
Karizma = Güçlü, zengin ve tipsiz
Karizma güçlü veya zengin ama tipsiz erkeklere 'karizman var'
diyerek durumu idare etmektir. Kendimi yakışıklı bulmuyorum. Brad
Pitt gibi yakışıklılarla kıyas yapamayacağıma göre neden yakışıklı
bulayım kendimi.
Kimseye yalakalık yaptığım yok
Türkiye'de bir kesim var. Her fırsatta eleştiri yapmaya yer arayan.
Yok Başbakan'a yalakalık yapıyor falan der. Kimseye yalakalık
yaptığım yok. Gereksiz eleştiri yapan insanları o nedenle dikkate
almıyorum.
Benim dönemimde kulübü iyi yerlere getirdik
11 yaşımdan beri Galatasaray Kulübü'nün içerisindeyim. Son olarak
2001 yılında Faruk Süren'in istifa etmesiyle kulübü üç kağıtçı bir
yönetime kaptırmamak için aday oldum. Kulübü aldık iyi yerlere
getirdik. Borçları falan azalttık. Yaklaşık 14 milyon dolar borçla
devrettik takımı, alırken de 100 milyon dolardan fazla borcu vardı
takımın. Bugün ne halde olduğu biliniyor.
Şimdiki başkanı ben 65 yaşında zorla üye yaptım kulübe
Futbolcularla diyaloğumuz iyiydi. Hepsini çocukluğundan beri
tanıyordum. Fatih Terim'le dostluğumuz 40 yılı aşmıştır mesela. Bir
gün çok önemli bir maçımız vardı. Başkan, bir yemek organizasyonu
yapalım dedi. Hep beraber yemek yedik arkadaşlarla. Dediler ki
Fatih Abi yapsın konuşmayı. Konuştuk çocuklarla. O dönemin takım
kaptanı da Bülent Korkmaz'dı. Konuşmamdan sonra Bülent şöyle dedi:
'Merak etmeyin. Biz gerekeni yapacağız. Çünkü bizim saha dışında
tekmeye kafa uzatan bir yönetimimiz var ve biz de saha içinde
tekmeye kafamızı uzatırız.'
Futbolcu bilecek ki yönetim her zaman onun yanında ve haklarını
yedirmemek için mücadele ediyor. Çünkü 'kulüp' bu. Kulüp ne
demektir? Ortak amacı, ortak eğlencesi, ortak keyfi olan insanların
bir araya geldiği yerdir. Paylaşmıyorsanız ve sadece kulübü başka
amaçlarla kullanıyorsanız olmaz. Bugünkü Galatasaray Kulübünün
temel problemi bu zaten. Bugünkü Galatasaray Başkanı'nı Galatasaray
Kulübü'ne 65 yaşındayken ben üye yaptım. Kulüp ruhu 65 yaşındayken
ortaya çıkmaz. Biz on yaşından itibaren bu kulübün içerisinde niye
bulunduk. Amacımız yönetici olmak değildi ortamı seviyorduk.
Rahmetli Mehmet Ali Birand getirdi Ünal Aysal'ı yanıma üye yapayım
diye. Sınıf arkadaşım dedi üye yapmamı rica etti, ben de amatör
branşlara yardım ve Galatasaray Adası'nın imarı karşılığında üye
yaptım kendisini. Herkes Başkan olabilir ama sevmek, tanımak,
bilmek bambaşka bir şey. O nedenle anlamaz kulübü, o havayı
bilemez. 65 yaşında 'ben bir de Galatasaralı olayım' demekle olmaz
bu iş.
Magazin Türkiye'de çok zor
Magazin Türkiye'deki en zor iş. Dizisi çıkacak arkadaş ortaya atar
kendini haber olmak için. Daha sonra dizi tutar havalanır,
kendisini haber yapanlara bambaşka davranmaya başlar. Bir gidip
baksınlar Amerika'ya da görsünler paparazzi nasıl. Türkiye'de
paparazziler çok kibar. Orada prensesin evinin önüne çadır kurup
günlerce bekleyenler var. Bizim magazinimizde yakıştırmalar çok
fazla oluyor ama. Dişinin yanında erkek, erkeğin yanında dişi
olursa hemen 'sevgili' damgasını yapıştırıyorlar.
Evde Hande'nin sözü geçer
İnsan sevdikleri için özellikle hayat arkadaşı için böyle
düşünmeli. İlişkilerdeki becerinin çoğu kadınlara ait bence.
Hande'nin en büyük özelliği sıkıcı olmaması. Bir imza attık diye
kimse kimsenin sahibi değil. İki tane özgür birey birbirleriyle
olmayı tercih ettikleri için verilen bir karar sonuçta. Evde
Hande'nin sözü geçer. Bir evde kadının sözü geçmiyorsa o evde
sıkıntı vardır zaten. Aldatmayla ilgili hiçbir şey söylemem. Niye
söylemem çünkü bu tamamen o tarafları ilgilendiren bir şey. Benim
karşı olduğum tek şey aldatmanın bir marifet gibi sunulmasıdır.
Oyuncu olmayı çok istiyorum
Oyuncu olmayı çok istiyorum. En büyük ideallerimden birisi
oyunculuk yapmak. Ölümsüz olabiliyorsun. Alıyorum dvd yi 50-60 yıl
önce yaşamış insanlar karşımda. Keyifli bir iş. Sanatçılar ve
sporculara bayılıyorum. Özellikle Rock şarkıcılarına. Bir yandan
eğleniyorsun, bir yandan şarkı söylüyorsun, insanlar sana bayılıyor
ve sevdiğin işi yaparak büyük paralar kazanıyorsun. Sporculuk da
öyle. Biz bir sahada oynamak için halı saha kiralayıp üzerine para
veriyoruz, onlar aynı sahada oynasın eğlensin diye milyonlarca
eurolar alıyorlar.
Arda zamanla yakışıklı oldu
Arda yetenekli ve sempatik bir çocuk. Başarı insanı yakışıklı
yapıyor galiba. Arda mesela kısa boylu, koca kafalı bir oğlandı.
Şimdi bakıyorum oldukça yakışıklı olmuş, lafları da iyi gırgır bir
oğlan. Allah nazarlardan saklasın. Şart mıdır evlenmesi Arda'nın?
Bize ne Arda'nın evliliğinden. Evliliğe hazır hissetmiyorsan anlamı
yok. 20 yaşında evlenip 25 yaşında gözün dışarı bakacaksa bir
anlamı yok bence. Arda da kariyer yapıyor, eğleniyor şart mıdır
evlenmek? Bu karar onların kararı sonuçta.
Yeşil pantolon hikayesi
Bir gün satış görevlisinin gazına gelip yeşil pantolon aldım. Evde
bir köşeye attım pantolonu. Cumartesi günüydü evden çıkarken dedim
giyeyim bari. Yeşil pantolon üzerine de beyaz tişört giydim. Tam
kapıdan çıkacakken kızım Zeynep girdi eve. Beni baştan aşağı bir
süzdü 'ne o baba gay mi oldun?' dedi. Şok oldum soru karşısında
'Hayır' cevabını verdim. 'O zaman yaş bunalımına girmişsin' dedi.
Ben de pantolonu çıkarıp attım.
Dövme yaptırmayı düşünüyorum. Omuzlarımdan koluma kadar olan bir
dövme yaptırmak istiyorum. Dövme güzel bir şey yakışana çok güzel
yakışıyor.
Kürkü severim. Elbetteki doğadaki önemli hayvanların kürk için
katledilmesine karşıyım. Bazı hayvanlar bu amaca hizmet eder. Kürk
giyilmesin diyenler et de yemesin, ayakkabı da giymesin.
Marjinaller olmasaydı medeniyet olmazdı
Ben dozunu aşan insanların hastasıyım, bayılıyorum. Herkes ortalama
olursa hayatın ne anlamı var. Marjinallik iyi bir şeydir. Toplumu
ileri taşıyanlar marjinallerdir. Ben çok severim marjinal
insanları. Bugün marjinal olan yarı değildir. Marjinaller olmasaydı
medeniyet olmazdı.
Ellerime bakım yaptırırım
Eskiden insanlar sürekli yıkanmazmış. Vücut oluşturduğu yağ
tabakasıyla cildi korur ve nemli tutarmış. Şimdi çok duş alıyor
insanlar o nedenle kremler nemlendiriciler kullanılıyor. Ellerime
bakım yaptırırım, cildim için de krem kullanıyorum o nedenle.
En önemli şey el lezzeti
Bıraksalar her gün girerim mutfağa. Zaman zaman düşünüyorum ufak
bir yer açmayı. Mutfaktaki en önemli şey el lezzetidir. Yaprak
sarmasını iyi yaparım, karnıyarığı çok iyi yaparım. Fransız
yemeklerini çok güzel yaparım. Benim yaptığım ördeği yapan başka
yerde ördek yiyemez. Yoğurdumu da kendim yaparım. Piyasadaki
yoğurtlar ekşimiyor. Her yemeği yapmaktan keyif alırım. Tost
yaparken bile zevk alırım ve tostu bile çok güzel yaparım. Hande
yemek işleriyle pek uğraşmaz. Genelde mutfak bana aittir. Ben ya da
yardımcımız yapar yemekleri.
Bir Türk'ün gurme olma olasılığı çok düşüktür. Çeşitlilik çok değil
çünkü Türkiye'de. Mesela Türkiye'de iyi un yok. Yabancı ülkelerdeki
unun kalitesi de bizde yok.