Örneğin 2023 yazında küresel sıcaklıkların rekor seviyelere ulaşması ve özellikle Avrupa ve Amerika'daki kuraklıklar, Grönland’daki buzulların hızla erimesi, Avustralya ve Kaliforniya’daki büyük orman yangınları gibi olaylar, filmin kurgusal anlatısının gerçeğe dönüşen unsurları olarak karşımıza çıkıyor.
Temel olarak ise tüm bu olayların arkasında insan eliyle yaratılan çevresel tahribat kâbusu ya da o tahribatın uzun vadede var ettiği sonuçları var.
Film, 1960'ların nükleer savaş korkularını anlatırken, çevreye verilen zararın sonuçları konusunda güçlü bir uyarı niteliği taşıyor. Günümüzün iklim krizi ise filmi daha da zamandan bağımsız ve anlamlı bir hale getiriyor.
Aslında genel olarak bilim kurgu filmlerinin geleceği öngörme yeteneği olduğu söylenir, ancak burada esas olan bu uyarıların ne kadar ciddiye alındığı.