Nazlı Ilıcak'tan Ak Saray bombası! Gündemi sarsacak çok önemli bir haber duydum!
Bugün Gazetesi yazarı Nazlı Ilıcak, Çankaya Köşkü’nün boşaltılma sürecini dikkat çeken bir yazıyla köşesine taşıdı.
Atatürk Orman Çiftliği’ne Başbakanlık konutu olarak inşasına
başlanılıp sonradan Cumhurbaşkanlığı konutuna dönüştürülen ve
kamuyounun "AK Saray" olarak bildiği yapıyla iglil
tartışmalar tam gaz devam ediyor. Bugün gazetesi yazarı Nazlı
Ilıcak köşesinde Gündemi sarsacak çok önemli bir haber duydum
dedikten sonra şöyle devam etti:
"Haberi teyit ettirdim. Herkesin şaşıracağı bir “doyumsuzluk
manzarasıyla” karşı karşıya bulunuyoruz. Şimdi de Çankaya’nın bütün
eşyaları, tabloları, vazoları, porselen tabakları, gülabdanları,
laledanları, kristal kâseleri, halıları, seramikleri, bronz
heykeller, fermanlar, tombaklar, sedef kakmalı masalar, kahve
fincanları, her şey AKSaray’a taşınıyor. Devletin malı üzerinde
böylesine keyfi tasarruf olur mu? Çankaya Köşkü’nün içi
boşaltılıyor."
İşte Nazlı Ilıcak'ın köşesinden "Gündemi sarsacak çok önemli bir
haber" dediği o iddia ile ilgili yazdıkları:
Hayrünnisa Gül’ün hazırladığı “Çankaya Hazineleri” isimli kitabı
karıştırıyorum. Köşk koleksiyonundan seçme eserler bu kitapta yer
alıyor. Hayrünnisa Hanım, first lady olur olmaz büyük bir
restorasyon çalışmasına başlamıştı. Atatürk’ün ikamet ettiği Pembe
Köşk’te, çok sayıda tablo, porselen, seramik, cam, gümüş, halı gibi
değerli eşyalar mevcuttu. Bunların bir kısmı Osmanlı döneminde
saraylarda kullanılmış, cumhuriyetin ilanından sonraki yıllarda,
Dolmabahçe Sarayı’ndan Ankara’ya gönderilmişti. Aralarında 14.
yüzyılın sonundan 20. yüzyılın başına kadar geniş bir zaman
diliminde, Uzak Doğu ve Avrupa’da üretilmiş porselen ve seramik
vazolar, tabaklar, küpler, gümüş yemek takımları, kristaller, ipek
ve yün halılar, mobilyalar vardı. Bu eserler, zaman içinde
yıpranmış, bazıları kırılmıştı. Hayrünnisa Gül, Milli Saraylar’dan
uzmanlar davet etti; hasar tespiti yapıldıktan sonra, konularında
uzman ustalar ve restoratörler, bütün eserlerin, halı ve
mobilyaların bakım ve onarımını gerçekleştirdi. Bu sayede, Çankaya
Köşkü’nün her köşesinde, makam odalarında, koridorlarında,
toplantı, kabul ve resepsiyon salonlarında, yeniden gün yüzüne
kavuşturulan bu eserler, teşhir edilmeye başlandı. 350’den fazla
tablo, kimisi depolardan çıkarılarak restore edildi; duvarlara
asıldı, birçok kırık vazo tamir edilmek suretiyle, Köşk’ün herhangi
bir mekanında yerini aldı. Üstelik Cumhurbaşkanlığı koleksiyonunun
bu nadide parçalarının bir envanteri yazılmak suretiyle, kayıp ve
kaçak engellenmek istendi. Teşhir edilemeyen eşyalar ya da
aksesuarlar, çok özel depolarda muhafaza altına alınarak, yeniden
tahrip edilmeleri engellendi.
Bunca emek heba oldu. Çankaya tarumar. Bir tarihi yansıtan bu
eşyalar, artık Allah’a emanet. Kırılır mı? Kaybolur mu? Çalınır mı?
Bir başkasıyla değiştirilir mi? Kim mevcut envanterin izini sürüp
de kayıp ya da kaçağın hesabını soracak? Bütün bu değerlerin
üzerine bir bardak su içelim. Çok yazık…
Pembe Köşk’teki Uzak Doğu işi antika porselen vazolar, nasıl
kırılmadan, zarar görmeden AKSaray’a taşınacak? Kaldı ki,
Atatürk’ün anılarıyla dolu olan Pembe Köşk’ün, ayrıca daha sonra
yapılan Çankaya Köşkü’nün müze olarak halka açılması daha doğru
değil mi? Madem, her şey milletin malı, niçin müzede sergilemek
yerine AKSaray’a gönderiliyor?
Hayrünnisa Gül, Çankaya Köşkü’nün farklı odalarında birbirinden
güzel mekânlar yaratmıştı. Şimdi bu eşyaların hepsi ya AKSaray’a
gitti ya da gitmek üzere. Cumhuriyet geleneğinin bir sembolü olan
Çankaya Köşkü kaderine terk edildi.
Osmanlı-Beykoz 19’uncu yüzyılın 2’nci yarısında imal edilen opalin
gülabdanlar, hepsi Çankaya’nın özel vitrinlerinde teşhir ediliyor.
Ya bunlar AKSaray’a taşınırken kırılırsa… Çalınırsa… Daha az
değerli olanlarla değiştirilirse!!! Kim bunların izini sürecek?
Atatürk döneminde Milli Saraylar’dan Çankaya Köşkü’ne getirilen 12
adet gümüş tuzluğun 6’sını Hayrünnisa Gül, nikelle kaplanmış olarak
buldu. Özel bir restorasyon çalışması sonrasında, nikel kazındı ve
gümüş tuzluklar ortaya çıktı. Tuzluklar da AKSaray yolcusu.