Nazlı Ilıcak'ı korkutan kadın öldü!
İlerici Kadınlar Derneği'nin kuruluşundan, kapanışına kadar genel başkanlık görevini yürüten Bakiye Beria Onger yaşamını yitirdi.
Türkiye'nin en etkili kadın derneklerinden biri olan İlerici
Kadınlar Derneği'nin kuruluşundan, kapanışına kadar genel başkanlık
görevini yürüten Bakiye Beria Onger yaşamını yitirdi.
12 Eylül öncesinde yasadışı olan Türkiye Komünist Partisi'nin
desteklediği ve o sırada İlerici Kadınlar Derneği başkanlığını
yürüten Bakiye Beria Onger, 15 Ekim 1979 tarihinde yapılan ara
seçimlerde istanbul bağımsız senatör adayı olarak seçimlere
girmişti.
22 bin oy alan Onger tek başına, 1974 yılında kurulan ve Behice
Boran'ın lideri olduğu Türkiye İşçi Partisi'nin ülke genelinde
aldığı oydan çok daha fazlas oy almıştı.
Bakiye Beria Onger, 1975 yılında kurulan İlerici Kadınlar
Derneği'nin ( İKD ) 1980 darbesiyle kapatılana kadar Genel
Başkanlığını yapmıştı.
1921 yılında Çanakkale'de doğan ve hukuk eğitimi alıp avukat
olan Bakiye Beria Onger, 12 Eylül 1980 darbesinden sonra yurtdışına
kaçmıştı. Eski edebiyatçılardan Fahir Onger’in eşi olan Bakiye
Beria Onger'in cenazesi 14 Şubat Pazar günü toprağa verilecek.
NAZLI ILICAK'I KORKUTAN KADIN
Nazlı Ilıcak, 15 Ekim 1979 ara seçiminden sonra Tercüman'daki köşe
yazısında, İstanbul'daki her oy sandığının başında Bakiye Beria
Onger için bir sandık görevlisi olduğuna dikkat çekmiş ve komünizm
tehlikesinden dem vurmuştu.
Ara seçimlerde İstanbul bağımsız senatör adayı olan Beria Onger'in
seçim kampanyası, gerçekten de TKP'nin yasallaşma çabasının bir
örneği olarak sürdürülmüştü. Kampanyasında, liderleri yurt dışında
olan ve özellikle DİSK çevresinde örgütlenen TKP'nin savunusunu da
yapan Onger, "TKP'siz demokrasi, TKP'siz seçim olmaz" diyordu.
Onger, seçimleri antidemokratik kılan diğer nedenleri sıraladıktan
sonra neden aday olduğunu şöyle açıklamıştı:
NEDEN ADAY OLDUM?
"Bu seçimlere bağımsız aday olarak katılıyorum. Bağımsızım. Ama
tarafsız değilim.
Yolum işçi sınıfının devrimci yoludur.
İşçi sınıfının örgütlü gücünün gösterdiği yoldur.
Türkiye'de ve Dünya'da sosyalizmin zaferi için savaşsız sömürüsüz
sınıfsız bir dünya kurulması için savaşım veriyorum.
Seçim çalışmalarını bu savaşımın bir parçası olarak görüyorum.
Seçim çalışmalarını işçi sınıfının siyasi hareketini güçlendirmek,
bağımsız programını devrimci çıkış yolunu geniş yığınlara duyurmak,
onun yığınlar içindeki etkinliğini ve örgütlülüğünü artırmakta,
* İşçi sınıfının birliğini, ulusal demokratik güçlerin eylem
birliğini güçlendirmekte,
* Gerici faşist güçleri geriletmekte,
* Genel olarak emperyalizme, tekellere, faşizme, şovenizme karşı
savaşımı, özel olarak da yoğun toplu sözleşmeler döneminde işçi
sınıfının savaşımını güçlendirmekte,
* Parlamenter savaşımı, yığın savaşımına bağlamakta araç olarak
görüyorum.
Eğer seçilirsem, savaşımımı parlamento içinde de yürüteceğim.
Parlamentoda işçi sınıfının, emekçilerin, halkımızın ve emekçi
kadın hareketini sesi, gözü, kulağı olmaya çalışacağım."