01 Şub 2014 09:45
Son Güncelleme: 23 Kas 2018 15:54
Nazlı Ilıcak yeni gazetesinde ilk gün neler yazdı?
Nazlı Ilıcak bugün yeni gazetesinde okuyucusuyla buluştu.
Sabah gazetesindeki işine son verilen Nazlı Ilıcak Bugün'ün yazar
kadrosuna katıldı.
Ilıcak, bugün ilk yazısıyla gazete okuyucusuyla buluştu.
Nazlı Ilıcak'ın Bugün'deki köşe yazısı şu şekilde:
Cumhurbaşkanı ne dedi?
Star Gazetesi'nde bir manşet... Cumhurbaşkanı, İtalya'ya giderken söyledikleri bakın nasıl aktarılıyor: "Paralel yapı var... Müdahale doğru..."
Oysa durum farklı. Abdullah Gül, bir soru üzerine herkesin söylediğini tekrarlıyor. Demek istiyor ki, devlet hiyerarşisine uymayan, amiri yerine başka merkezlerden talimat alanlar varsa, bu kabul edilemez. "Bürokraside hukuk dışı dayanışma olmaz" cümlesinin anlamı bu.
Peki başka ne diyor Gül: "Bir hukuk devletinde herkesin sadakati önce Anayasa ve kanunlara olur. Bunun dışında başka şekilde bir dayanışma olursa HUKUK ÇERÇEVESİ İÇİNDE müsaade edilmez."
Ve ilâve ediyor: "Bu müdahale gerçekleşirken, yanlış yapılmış, hukuk dışına çıkılmışsa, yine mekanizmalar var."
Ama Türkiye'de olanlara bakınız! Her şey Abdullah Gül'ün çizdiği "hukuk devleti" çerçevesinde mi gerçekleşiyor? 5 bine yakın polis, haklarında bir soruşturma açılıp, bir kusur isnad edilmeden oraya buraya sürüldü... Soruşturma dosyaları savcıların elinden alındı... İzmir'de Adalet Bakanı'ndan müsteşarına, hatta Emniyet Müdürü ve Vali'ye kadar herkes, İmbad operasyonunun savsaklanması için seferber oldu. Bu baskıları yapanlar yerine, direnen savcılar ve polisler yerlerinden edildi.
Evet... Abdullah Gül'ün dediği gibi, hukuk sistemimizde bu hatalı uygulamalara karşı da mekanizmalar mevcut: İdare Mahkemesi'ne gidebilirsiniz. Lâkin, yanlış uygulamaların telâfisi uzun sürebilir ve bu zaman zarfında yolsuzlukların üzerini örtme çabaları bir hayli mesafe alır.
Acaba amaç, 30 Mart mahalli seçimlerine kadar halkın gerçeklerden haberdar olmasını engellemek mi?
Yazının tamamını okumak için tıklayınız.
Ilıcak, bugün ilk yazısıyla gazete okuyucusuyla buluştu.
Nazlı Ilıcak'ın Bugün'deki köşe yazısı şu şekilde:
Cumhurbaşkanı ne dedi?
Star Gazetesi'nde bir manşet... Cumhurbaşkanı, İtalya'ya giderken söyledikleri bakın nasıl aktarılıyor: "Paralel yapı var... Müdahale doğru..."
Oysa durum farklı. Abdullah Gül, bir soru üzerine herkesin söylediğini tekrarlıyor. Demek istiyor ki, devlet hiyerarşisine uymayan, amiri yerine başka merkezlerden talimat alanlar varsa, bu kabul edilemez. "Bürokraside hukuk dışı dayanışma olmaz" cümlesinin anlamı bu.
Peki başka ne diyor Gül: "Bir hukuk devletinde herkesin sadakati önce Anayasa ve kanunlara olur. Bunun dışında başka şekilde bir dayanışma olursa HUKUK ÇERÇEVESİ İÇİNDE müsaade edilmez."
Ve ilâve ediyor: "Bu müdahale gerçekleşirken, yanlış yapılmış, hukuk dışına çıkılmışsa, yine mekanizmalar var."
Ama Türkiye'de olanlara bakınız! Her şey Abdullah Gül'ün çizdiği "hukuk devleti" çerçevesinde mi gerçekleşiyor? 5 bine yakın polis, haklarında bir soruşturma açılıp, bir kusur isnad edilmeden oraya buraya sürüldü... Soruşturma dosyaları savcıların elinden alındı... İzmir'de Adalet Bakanı'ndan müsteşarına, hatta Emniyet Müdürü ve Vali'ye kadar herkes, İmbad operasyonunun savsaklanması için seferber oldu. Bu baskıları yapanlar yerine, direnen savcılar ve polisler yerlerinden edildi.
Evet... Abdullah Gül'ün dediği gibi, hukuk sistemimizde bu hatalı uygulamalara karşı da mekanizmalar mevcut: İdare Mahkemesi'ne gidebilirsiniz. Lâkin, yanlış uygulamaların telâfisi uzun sürebilir ve bu zaman zarfında yolsuzlukların üzerini örtme çabaları bir hayli mesafe alır.
Acaba amaç, 30 Mart mahalli seçimlerine kadar halkın gerçeklerden haberdar olmasını engellemek mi?
Yazının tamamını okumak için tıklayınız.