24 Tem 2015 10:13
Son Güncelleme: 23 Kas 2018 17:45
Nazlı Ilıcak kovulan o isim için yazdı! "Gazeteciler ya bu deveyi güdecek..."
Bugün gazetesi yazarı Nazlı Ilıcak, köşesinde Kadri Gürsel'in kovulmasını yorumlayan bir yazı kaleme aldı.
"Sonuncu kurban" başlıklı yazısında Ilıcak, Gürsel'in kişisel düşüncesini gazete köşesinden değil Twitter'dan yazdığını ama buna rağmen kovulduğunu anımsattı ve şöyle yazdı: "Medya öyle bir çizgiye getirildi ki, gazeteciler, ya bu deveyi güdecek, ya bu diyardan gidecek. Kadri Gürsel de haysiyetli birçok basın mensubunun kaderini paylaştı. “Çatlak ses” kabul etmeyen o diyardan sonunda gönderildi."
İşte Nazlı Ilıcak'ın yazısından dikkat çeken bölümler:
Kadri Gürsel Milliyet’ten atıldı. Bu dönemde vazifesine son verilenlerden olmak, sadece bir iftihar vesilesi. Gürsel, Suruç katliamı sonrası Tayyip Erdoğan’ı arayıp başsağlığı dileyenler hakkında tweet attı ve "Yabancı liderlerin Türkiye'deki IŞİD terörünün bir numaralı sebebini oluşturan kişiyi arayıp Suruç için başsağlığı dilemeleri utanç verici" dedi.
HDP’nin seçimlerdeki başarısını gölgelemek ve bu partinin ilerlemesini durdurmak amacıyla, siyasi iktidarın birtakım tertipler içinde olduğu şüphesi yaygın. Bu kanaat yanlış da olabilir. Ama faillerin bir türlü yakalanamaması, ciddi bir istihbarat zaafını ortaya koyuyor. Meselâ, Suruç bombacısı Abdurrahman Alagöz’ün ağabeyi tarafından işletilen ve IŞİD’çilerin merkezi haline gelen Adıyaman’daki İslâm Çay Ocağı, niçin MİT ya da Emniyet İstihbarat tarafından gözetim altına alınmamıştı? Hem Diyarbakır bombacısı hem de Suruç bombacısı bu ocağın müdavimleriymiş.
MİT Müsteşarı Hakan Fidan’ın Erdoğan ile yakınlığı da herkes tarafından biliniyor. Bu yüzden “Erdoğan ile işbirliği yapılarak HDP’ye tuzak mı kuruluyor” şüphesi doğmakta. Zaten, Kadri Gürsel de bu kuşkusunu dile getiriyor; başsağlığının adresinin yanlış olduğunu belirtiyor. Kaldı ki düşüncesini gazetesine de aksettirmemiş. Kişisel tavrını Twitter’da ortaya koymuş.
Medya öyle bir çizgiye getirildi ki, gazeteciler, ya bu deveyi güdecek, ya bu diyardan gidecek. Kadri Gürsel de haysiyetli birçok basın mensubunun kaderini paylaştı. “Çatlak ses” kabul etmeyen o diyardan sonunda gönderildi.
İşte Nazlı Ilıcak'ın yazısından dikkat çeken bölümler:
Kadri Gürsel Milliyet’ten atıldı. Bu dönemde vazifesine son verilenlerden olmak, sadece bir iftihar vesilesi. Gürsel, Suruç katliamı sonrası Tayyip Erdoğan’ı arayıp başsağlığı dileyenler hakkında tweet attı ve "Yabancı liderlerin Türkiye'deki IŞİD terörünün bir numaralı sebebini oluşturan kişiyi arayıp Suruç için başsağlığı dilemeleri utanç verici" dedi.
HDP’nin seçimlerdeki başarısını gölgelemek ve bu partinin ilerlemesini durdurmak amacıyla, siyasi iktidarın birtakım tertipler içinde olduğu şüphesi yaygın. Bu kanaat yanlış da olabilir. Ama faillerin bir türlü yakalanamaması, ciddi bir istihbarat zaafını ortaya koyuyor. Meselâ, Suruç bombacısı Abdurrahman Alagöz’ün ağabeyi tarafından işletilen ve IŞİD’çilerin merkezi haline gelen Adıyaman’daki İslâm Çay Ocağı, niçin MİT ya da Emniyet İstihbarat tarafından gözetim altına alınmamıştı? Hem Diyarbakır bombacısı hem de Suruç bombacısı bu ocağın müdavimleriymiş.
MİT Müsteşarı Hakan Fidan’ın Erdoğan ile yakınlığı da herkes tarafından biliniyor. Bu yüzden “Erdoğan ile işbirliği yapılarak HDP’ye tuzak mı kuruluyor” şüphesi doğmakta. Zaten, Kadri Gürsel de bu kuşkusunu dile getiriyor; başsağlığının adresinin yanlış olduğunu belirtiyor. Kaldı ki düşüncesini gazetesine de aksettirmemiş. Kişisel tavrını Twitter’da ortaya koymuş.
Medya öyle bir çizgiye getirildi ki, gazeteciler, ya bu deveyi güdecek, ya bu diyardan gidecek. Kadri Gürsel de haysiyetli birçok basın mensubunun kaderini paylaştı. “Çatlak ses” kabul etmeyen o diyardan sonunda gönderildi.