Nazım Hikmet'in yayımlanmamış mektubu ortaya çıktı: Telgraf çekecek adresim yok!
Nazım Hikmet'in Moskova’dan eşine yazdığı, hiç yayımlanmamış mektubu ortaya çıktı
Araştırmacı - yazar Haluk Oral, #tarih dergisinin Temmuz sayısında
Nâzım Hikmet’in Yahya Kemal’in ölümünün ardından eşine Moskova’dan
yazdığı hiç yayımlanmamış mektubunu okurlarla paylaştı.
Yahya Kemal ve Nâzım Hikmet, Türk edebiyatında aralarındaki ilişki
hep tartışılan iki usta şair. Nâzım Hikmet henüz genç bir
öğrenciyken Yahya Kemal onun hocası olmuştu. Ancak bu ilişki hep
Nâzım Hikmet’in annesi Celile Hanım’ın gölgesinde kalmıştır: Nâzım
Hikmet Deniz Lisesi’nde öğrenciyken Celile Hanım ve Yahya Kemal
arasında duygusal bir yakınlık doğar. Nâzım’ın bir gün Yahya
Kemal’e “Hocam olarak girdiğiniz bu eve babam olarak giremezsiniz”
notunu iletmesi üzerine Yahya Kemal ve Celile Hanım ilişkisi sona
erer ve ikilinin Nâzım’ın ‘açlık grevi’ sırasında karşılaşma
sahnesi, edebiyat tarihinin en hüsranla dolu hikâyelerinden birine
döner.
İlk defa gün yüzüne çıkan bu mektupta Nâzım, hocası Yahya Kemal’in
ölümü üzerine duyduğu üzüntüyü, o dönem eşi olan Münevver Hanım’a
yazdığı mektupta dile getiriyor.
Telgraf çekecek adresim yok
Hürriyet'in haberine göre başka yazılarında Yahya Kemal’in
şairliğinden övgü ile bahseden Nâzım Hikmet’in 1 Kasım 1958’den
hemen sonra yazdığı mektupta hocasına dair söylediği sözler
şöyle:
“Canım karıcığım. Dün gece radyoda dinledim: Yahya Kemal ölmüş.
Büyük şair. Hocalarımdandı da, hem de çok şey öğrendiğim
hocalardan. 73 yaşındaymış. Bir hayli zaman uyuyamadım. Yahya Kemal
gençliğimdi biraz da. Büyük şair, usta. Telgraf çekeyim dedim…
Kime? Ne tuhaf şey ne garip hâldeyim, Yahya Kemal’in ölümünden
duyduğum acıyı, halkıma bildirmek için telgraf çekecek adresim yok.
İşte böyle. Hava bu sabah açtı. Günlük güneşlik. Senaryoya
başlıyacağım. Kafam bomboş, yüreğim keder dolu ağzına kadar, böyle
bir ruh hâliyle senaryo yazmağa başlamak nasıl olacak bilmiyorum,
ama başkaca çarem de yok, çalışmak lâzım, yaşamak için değil,
unutmak için, dalıp dalıp gitmemek için, düşünmemek için kötü kötü.
İşte böyle gülüm. Kusura bakma, senden uzaklık, sensizlik başta,
muhacirlik, hattâ benimkisi gibi kardeş evinde de olsa, sevdiğim,
inandığım bir dünyada da olsa, yazdımdı ya, ölümden beter. İşte
böyle, ömrüm seni sevmekle nihayet bulacaktır. Rahmet Yolları
Kesti’nin Fıransızcasını aldım. Hasretle.
Nâzım”