12 Mar 2011 16:49
Son Güncelleme: 23 Kas 2018 12:07
''NASIL YALAKA OLUNUR!'' AHMET KEKEÇ'E FENA ÇAKTI!
Cüneyt Ülsever, Star Gazetesi yazarı Ahmet Kekeç'i 'Git başımdan Cüneyt' başlıklı yazısının ardından eleştiri bombardımanına tuttu!
Millet parası ile yolunu bulan liberal!
Ahmet Kekeç;
Bugünkü yazını okudum. (Star-10.03.2011)
Yalaka olmak için araya aracı koymak gerektiğini ilk kez senden öğreniyorum. Sen kimi aracı kılmıştın?
Benim bildiğim; yalaka gazeteci olmak için köşende hükümete yağını çekiyorsun, onlar da seni ellerindeki bir kamu TVsinden, hiç seyredilmeyen bir programa monte ederek, beslemeye başlıyorlar. Oluyorsun yalaka
Sen öyle yapmadın mı?
• • •
Önce beni patronuma şikayet ettin. (24.02.2011) "Örtmenim, örtmenim!" kıvamında patronuma hitaben yazdığın yazıda aynen şöyle söyledin:
"Ki, ben de, ikide bir ’yandaşlar’ diye saydıran adamınızın, hangi mecburiyetlerle ’iktidar karşıtı’ kesildiğini anlatayım. Kamuoyu da öğrensin ortadaki tıyneti..."
• • •
2. sınıf yazar olduğun için o yazını ciddiye almadım. Sen de zaten lafının ardında duramadın.
Ancak, bu yazı bana Habertürk’te (7.03.2001) bir canlı yayında hatırlatılınca seni "Zerre kadar şerefi varsa açıklasın!" diyerek tutarlı olmaya davet etim.
Bugünkü yazında zülfüyari kurtarmak için açıklama yapma ayağına yatıyorsun ama hâlâ açıklama yapamıyor, lafının arkasında duramıyorsun.
Ne biçim adamsın sen Ahmet Kekeç?
Bugünkü yazında:
"...yandaş olabilmek için hangi kapıları çaldığını, hangi genel yayın yönetmenine ’Başbakanla aram bozuldu... Niçin bozuldu, ben de anlayamadım’ diye şekvada bulunduğunu açıklasana...", diye yazarak topu yine bana atıyor, araziye uyuyor, üstüne üstelik kendi şerefini kurtarmayı benden bekliyorsun.
Seni mı kıracağım be Ahmet? Ben yediğim herzeyi kendim açıklıyorum!
Senin Star’ın Genel Yayın Yönetmeni olduğun dönemde Star TVyi ziyaretimde yaptığımız konuşmayı kastediyorsun. Eser Karakaş ve Mehmet Altan ile bir program yaptıktan sonra seninle baş başa konuşmuştuk. Sen bana "tüm liberalleri Star’da toplamak istediğini" söyleyerek beni de gazeteye almak istediğini açıkladın. Ben de sana istihza ile "Başbakan beni affeder mi?" diye sordum. Esasında sana Baş-bakan’ın buyruğu olmadan böyle bir adım atamayacağını ima etmiştim. O günden sonra ne sen beni aradın, ne de ben seni! Ben istihzayı anladın zannetmiştim. Heyhat! Meğer anlamamışsın!
• • •
Ahmet, tekrar ediyorum, yalaka olmak için ar a-cıya ihtiyaç yoktur. İnsanın midesi kaldırsın, zaten yeterli koşullar kendiliğinden oluşur.
Ancak, eğer Başbakanla yakınlaşmak ihtiyacı duysam ve aracı arasam Başbakan’ın ciddiye alacağı insanlara başvururum. Hükümette bir sürü arkadaşım var. Örneğin, Cemil Çiçek yakın arkadaşımdır. Tanıdığım bir sürü AKP milletvekili de var.
Onları aracı kılarım.
Zurnanın son deliğini değil!
• • •
Ahmet; milletin parası (TMSF) ile yayın yapan Cine 5’te çalışmanı eleştirmemi de hazmedememişsin.
"İyi de birader, polis misin, savcı mısın, denetçi misin, Maliye müfettişi misin, hükümet komiseri misin, TMSF yetkilisi misin, ahlak zabıtası nusın?" diyerek utanmadan ve arlanmadan beni sana hesap sormaktan men etmeye çalışıyorsun.
Ahmet. Ben TC vatandaşıyım. Cine 5’in patronu TMSF, benim malıma sahip çıkmak için kuruldu. Sen milletin parasmı alıp millete yalakalık yapmıyorsun ki!
Tabu ki hesap soracağım. Zamanı gelince sen de hesabım vereceksin.
Hadi diyelim yolunu buluyorsun ama bari kendine liberal süsü verme.
Millet parası ile yolunu bulan liberal!
Ahmet, tekrar ediyorum, zerre kadar şerefin varsa bari benim açıklamamı köşende yayımlarsın!
* Cüneyt Ülsever’in Ahmet Kekeç’e yolladığı ancak Kekeç’in yayımlamadığı yazısıdır.
Ahmet Kekeç;
Bugünkü yazını okudum. (Star-10.03.2011)
Yalaka olmak için araya aracı koymak gerektiğini ilk kez senden öğreniyorum. Sen kimi aracı kılmıştın?
Benim bildiğim; yalaka gazeteci olmak için köşende hükümete yağını çekiyorsun, onlar da seni ellerindeki bir kamu TVsinden, hiç seyredilmeyen bir programa monte ederek, beslemeye başlıyorlar. Oluyorsun yalaka
Sen öyle yapmadın mı?
• • •
Önce beni patronuma şikayet ettin. (24.02.2011) "Örtmenim, örtmenim!" kıvamında patronuma hitaben yazdığın yazıda aynen şöyle söyledin:
"Ki, ben de, ikide bir ’yandaşlar’ diye saydıran adamınızın, hangi mecburiyetlerle ’iktidar karşıtı’ kesildiğini anlatayım. Kamuoyu da öğrensin ortadaki tıyneti..."
• • •
2. sınıf yazar olduğun için o yazını ciddiye almadım. Sen de zaten lafının ardında duramadın.
Ancak, bu yazı bana Habertürk’te (7.03.2001) bir canlı yayında hatırlatılınca seni "Zerre kadar şerefi varsa açıklasın!" diyerek tutarlı olmaya davet etim.
Bugünkü yazında zülfüyari kurtarmak için açıklama yapma ayağına yatıyorsun ama hâlâ açıklama yapamıyor, lafının arkasında duramıyorsun.
Ne biçim adamsın sen Ahmet Kekeç?
Bugünkü yazında:
"...yandaş olabilmek için hangi kapıları çaldığını, hangi genel yayın yönetmenine ’Başbakanla aram bozuldu... Niçin bozuldu, ben de anlayamadım’ diye şekvada bulunduğunu açıklasana...", diye yazarak topu yine bana atıyor, araziye uyuyor, üstüne üstelik kendi şerefini kurtarmayı benden bekliyorsun.
Seni mı kıracağım be Ahmet? Ben yediğim herzeyi kendim açıklıyorum!
Senin Star’ın Genel Yayın Yönetmeni olduğun dönemde Star TVyi ziyaretimde yaptığımız konuşmayı kastediyorsun. Eser Karakaş ve Mehmet Altan ile bir program yaptıktan sonra seninle baş başa konuşmuştuk. Sen bana "tüm liberalleri Star’da toplamak istediğini" söyleyerek beni de gazeteye almak istediğini açıkladın. Ben de sana istihza ile "Başbakan beni affeder mi?" diye sordum. Esasında sana Baş-bakan’ın buyruğu olmadan böyle bir adım atamayacağını ima etmiştim. O günden sonra ne sen beni aradın, ne de ben seni! Ben istihzayı anladın zannetmiştim. Heyhat! Meğer anlamamışsın!
• • •
Ahmet, tekrar ediyorum, yalaka olmak için ar a-cıya ihtiyaç yoktur. İnsanın midesi kaldırsın, zaten yeterli koşullar kendiliğinden oluşur.
Ancak, eğer Başbakanla yakınlaşmak ihtiyacı duysam ve aracı arasam Başbakan’ın ciddiye alacağı insanlara başvururum. Hükümette bir sürü arkadaşım var. Örneğin, Cemil Çiçek yakın arkadaşımdır. Tanıdığım bir sürü AKP milletvekili de var.
Onları aracı kılarım.
Zurnanın son deliğini değil!
• • •
Ahmet; milletin parası (TMSF) ile yayın yapan Cine 5’te çalışmanı eleştirmemi de hazmedememişsin.
"İyi de birader, polis misin, savcı mısın, denetçi misin, Maliye müfettişi misin, hükümet komiseri misin, TMSF yetkilisi misin, ahlak zabıtası nusın?" diyerek utanmadan ve arlanmadan beni sana hesap sormaktan men etmeye çalışıyorsun.
Ahmet. Ben TC vatandaşıyım. Cine 5’in patronu TMSF, benim malıma sahip çıkmak için kuruldu. Sen milletin parasmı alıp millete yalakalık yapmıyorsun ki!
Tabu ki hesap soracağım. Zamanı gelince sen de hesabım vereceksin.
Hadi diyelim yolunu buluyorsun ama bari kendine liberal süsü verme.
Millet parası ile yolunu bulan liberal!
Ahmet, tekrar ediyorum, zerre kadar şerefin varsa bari benim açıklamamı köşende yayımlarsın!
* Cüneyt Ülsever’in Ahmet Kekeç’e yolladığı ancak Kekeç’in yayımlamadığı yazısıdır.