AHIRDAKİ MÜHİMMAT
Cinayet mahalli olduğu düşünülen bölgedeki ahırda mühimmat bulunmasına ilişkin de değerlendirmelerde bulunan Güleç, “Salim Güran Whatsapp görüşmelerini o sebeple sildiğini söylüyor. İddianame de silahla ilgili bir husus olmadığı için başka bir yargılama konusu olabilir. Başka bir soruşturma konusu olabilir. Davaya dönüşürse de yargılanır. Duruşmaya ve yargılamaya bir katkısı olacaksa onunla ilgili tespit yapılacaktır. Gerekirse sanıklardan bunu sorarlar” ifadelerini kullandı.
‘GİZLİ TANIK’ İDDİALARINA İLİŞKİN
“Bu duruşmada gizli tanık olacağı iddialarına ne diyorsunuz?” sorusunu da yanıtlayan Güleç, “Çıkabilir mi çıkar. Çünkü 200 kişinin yaşadığı bir köyde gündüz ortası yaz koşulları da dikkate alındığında bunu gören bilen, duyan kişiler olduğunu düşünüyorum. Bu gizli tanık mı olur, açık tanık mı olur? Onu bilemem. Ama vicdanlı insanlar olduğuna da inanıyorum. Bir çocuğun öldürülmesine, bu toplumun nasıl sessiz kalmadığını görüyoruz. Eminim ki o köyde de belki Narin’in ailesinden, belki de o köyde ikamet edenlerden, belki komşu köyler, ya da o yolu kullananlar vicdanlı davranırlar ve adalete yardımcı olurlar. Narin’in katillerine ulaşmasına katkı sağlarlar. O konuda umutsuz değilim. Umutluyum. Bir çocuğun ölümüne yaşam hakkının elinden alınmasına göz yumacak kadar vicdansız olmadık. Bugün çıkmadı, ileride çıkmayacak anlamına gelmez” dedi.
SANIKLARIN İŞKENCE GÖRDÜĞÜ İDDİASI
Mahkemede tutuklu sanıkların, işkence gördüğünü iddia etmelerine ilişkin de ifadeler kullanan Güleç, “Nahit başkan baroya başvurabilmelerini önerdi. Ben de bir daha söylüyorum. Böyle bir iddiaları varsa baroya müracaatları olursa biz bunun takipçisi oluruz” diyerek sözlerini şöyle sürdürdü:
“Daha önce de söyledik. O işkenceye maruz kalan kim olursa olsun ona bakmayız, onun kimliğine bakmayız. İşkence bir insanlık suçudur. Herkese karşı işlenebilir. Diyarbakır Barosu asla tarafsız kalmaz. İşkence mağdurunun yanında yer alır. Bizim bir gündemimizde işkenceye karşı mücadele etmektir. Ama bize henüz yapılan bir başvuru yoktur.”