"SANKİ YER YARILDI İÇİNE GİRDİ BU KIZ"
Kendini arayan bir başka köylüye, “Vallahi bu kız sanki yer yarıldı içine girdi. Kayıptır yav” diyor. “Hiç gören olmamış mı” diye soran köylüye “Görenler var bakkala gitmiş. Sonra gelmiş okulun orada görmüşler, ama yok işte yok. Bakmadığımız yer kalmadı ama yok. Küçük de değil hani 7-8 yaşında çocuk nereye gider ki” diyor. Bir başka aramada ise, “Gidin kanala bir bakın kanala. (DSİ sulama kanadını kast ederek) Şimdi AFAD’da geldi. Gidip kanala bakacaklar. Jandarma, AFAD, korucular, bütün köy herkes ayakta ama kız yok. Akıllı bir kızdır da, yani nereye gider anlamadım. Şimdi köpekleri de getirdiler. Termal cihazlarla her yerde arama yapılıyor. Bakılmadık yer kalmadı. Karakol ilgileniyor” diye cevap veriyor. Kızın saat 3,5-4 gibi kaybolduğunu, arayan farklı kişilere de saat 17.00-17.30’a kadar görüldüğünü belirtiyor.
"YA KANALA DÜŞMÜŞ YA DA KAÇIRILMIŞ"
Salim Güran kendisini arayan ve “kaçırılmış olabilir mi?” diye soran kişiye de,
“Vallahi köyün giriş çıkışları tutulmuş. Araçlar, plakalar, devlet üzerinde duruyor. Her tarafa dağılmışlar, komandolar her yere bakıyoruz diyorlar ama nasıl bakıyorlar bilmiyorum. Belki kendi yöntemleri vardır ne bileyim. Benim evim, kendi evi, Fuat’ın evi bir de bahçeler var. Başka nereye gidebilir ki. Geriye ya kanala düşmüştür, ya da kaçırılmıştır, başka da bir şey gelmiyor aklıma. Bir ihtimalde bir yerde uyumuş olabilir diyorlar” diye cevaplıyor.
DSİ’DEN ARAYAN GÖREVLİYİ DE YANILTIYOR
Amca Salim Güran, küçük kızın köyün yakınlarındaki Devlet Su İşlerine ait sulama kanalına düşmüş olabileceği ihbarı üzerine kendisini arayan DSİ görevlisini de yanıltıyor. Görevlinin, “Siz neye göre kanala düştüğünden şüpheleniyorsunuz?” sorusuna, “Evimiz kanala yakın ya, zaten iki şüphe var. Bir kanal, bir de kaçırılma” diyor. Görevlinin, “Kanala düşseydi çıkardı abi ya” demesi üzerine bu kez, “Acaba sulama kanalına düşüp ızgaranın altına takılmış olamaz mı?” diye soruyor. Görevli ise Narin’in yaşını soruyor. Amca Salim, “8-9 yaşında kız çocuğu. Suyun şiddetiyle, ya da Çingeneler kaçırmıştır” diyor. Görevli de, “Ben şimdi suyu kafama göre kesemiyorum. Savcılık bir yazı yazarsa şayet ben hemen suyu keserim” diyor. Salim de “Hele bir bakalım AFAD’la bir toparlanalım, konuşuruz” diyerek geçiştiriyor.
ŞÜPHELENDİKLERİ BİR İPUCU VARSA BİZE DE SÖYLESİNLER
Salim Güran kendisini arayan bir başka kişiyle yaptığı görüşmede ise, AFAD ve Jandarma görevlilerini kast ederek, “Sizin köyün korucuları da geldi arıyor herkes. Yalnız bildikleri bir şey varsa eğer bunu bize de söylesinler. Bir şüphe varsa, ya da şüphelendikleri bir durum varsa bizim de bilgimiz olsun yani. Bir ipucu buldularsa eğer bizim de haberim olsun bundan. Yüzbaşı, bölük komutanı kendisi bizzat aramalara katılıyor” diyerek aileden şüphelenip şüphelenilmediğini de merak ediyor.
Sözcü'de yer alan habere göre; köylülerin “Mısır tarlasına baktınız mı? Biz de oraya bakalım” demesine öfkelenen Salim Güran, “Yav çocuğun mısır tarlasında ne işi olur ki Allah için. Ben hiç inanmıyorum oraya gittiğine. Gidiyorsanız gidin ama ben inanmıyorum. Mümkün değil oraya gitmesi. Ben de şimdi köprünün üzerindeki kanalın oraya geldim. Jandarmalar burada. Kanala bakıyorlar” diye cevap veriyor.