28 Kas 2012 21:46
Son Güncelleme: 23 Kas 2018 14:26
NAMAZDAN ÇIKIP KOMÜNİST DÖVÜYORDUK! HÜSEYİN GÜLERCE ŞAŞIRTTI!
Zaman Yazarı Hüseyin Gülerce, Söz Sende'de Balçiçek İlter'e çarpıcı açıklamalarda bulundu.
"Ben de gençliğimde insanları çok ötekileştirdim." diyen Hüseyin
Gülerce, "Bana göre solcu herkes komünistti. Ve komünist dövmeyi
vatanseverlik zannediyorduk. şeklinde konuştu. Zaman yazarı
sözlerine şöyle devam etti: O kavgalarda bizim hazır sopalarımız
vardı. Bir de bu dövmeyi Allah rızası için yapıyorduk. Ama nefsimiz
karışmasın diye sopanın üzerine; "Allah için vur." yazarak
kendimizi uyarıyorduk. Kendimizi öyle rahatlatıyorduk. Halbuki
vurduğun bir insan, kim kafasına vurularak
değişmiştir?
NAMAZDAN ÇIKIP ADAM DÖVMEYE GİDİYORDUK
Derin devlet o günlerde bizi birbirimizle vuruşturdu. Orada bizim delikanlılığımızdan istifade ettiler. Sabah ülkücü bir genç, öğlen bir Dev-Gençli aynı silahla vurulurdu. Gençsiniz bir arkadaşınızı dövüyorlar, haber geliyor. Delikanlısınız ya, orayı basmaya gidiyorsunuz... Namazdan çıkıyorduk, adam dövmeye gidiyorduk. İşte dini anlamamak dediğimiz şey bu.
HOCAEFENDİNİN SÖZLERİ BENİ DEĞİŞTİRDİ
Balçiçek İlter’in "Peki ne zaman anladınız?" sorusuna ise Gülerce şöyle cevap verdi: 27 yaşında, Yalova Lisesine öğretmen olarak girince anladım. Öğrencileri karşımda görünce, "Eyvah!" dedim, "Bunlar bizim evlatlarımız. Ama asıl muhterem Fethullah Gülen Hocaefendiyle tanıştığım zaman anladım. Mesela, bir gün birisi bizim camimamız hakkında çok sert bir eleştiride bulundu. Hocaefendi de benim gençlik yıllarındaki sertliğimi bilir. Ben bir cevap yazacaktım, kendisine bunu söyledim. Böyle söyleyince boynunu büktü. "Hüseyin Bey, rica etsem bir arkadaşımızla kendisini ziyarete gider misiniz?" dedi. Benim değiştiğim, dönüştüğüm en önemli an budur.
GÜLEN İLE BİRLİKTE EKŞİ VE ÖZKÖK’Ü ZİYARETE GİTTİK
Ben diyaloğu çok önemsiyorum. Genel Müdürlük yaptığım zamanlarda, mesaimin yarısını diğer gazeteci arkadaşları ziyaret ederek geçirdim. 1995 Ekim’iydi... Sayın Gülen ile birlikte Hürriyet gazetesini ziyarete gittik. Oktay Ekşi, Ertuğrul Özkök başta olmak üzere 30-35 kişi toplandılar. O gün Oktay Ekşi dedi ki; "Gerçekten Fethullah Hoca siz misiniz?" Çünkü o zamana kadar kamuoyunda bir görüntüsü yoktu. Hoca Efendi de şaşırdı biraz. "Sarığınız yok, sakalınız yok." diye espri yaptı... Dışarı çıktık oradan, 2-3 adım attık. Hocaefendi döndü dedi ki; "Hüseyin Bey, gördünüz mü kabahat kimde? Bu arkadaşlara hiç gelmemişiz."
NAMAZDAN ÇIKIP ADAM DÖVMEYE GİDİYORDUK
Derin devlet o günlerde bizi birbirimizle vuruşturdu. Orada bizim delikanlılığımızdan istifade ettiler. Sabah ülkücü bir genç, öğlen bir Dev-Gençli aynı silahla vurulurdu. Gençsiniz bir arkadaşınızı dövüyorlar, haber geliyor. Delikanlısınız ya, orayı basmaya gidiyorsunuz... Namazdan çıkıyorduk, adam dövmeye gidiyorduk. İşte dini anlamamak dediğimiz şey bu.
HOCAEFENDİNİN SÖZLERİ BENİ DEĞİŞTİRDİ
Balçiçek İlter’in "Peki ne zaman anladınız?" sorusuna ise Gülerce şöyle cevap verdi: 27 yaşında, Yalova Lisesine öğretmen olarak girince anladım. Öğrencileri karşımda görünce, "Eyvah!" dedim, "Bunlar bizim evlatlarımız. Ama asıl muhterem Fethullah Gülen Hocaefendiyle tanıştığım zaman anladım. Mesela, bir gün birisi bizim camimamız hakkında çok sert bir eleştiride bulundu. Hocaefendi de benim gençlik yıllarındaki sertliğimi bilir. Ben bir cevap yazacaktım, kendisine bunu söyledim. Böyle söyleyince boynunu büktü. "Hüseyin Bey, rica etsem bir arkadaşımızla kendisini ziyarete gider misiniz?" dedi. Benim değiştiğim, dönüştüğüm en önemli an budur.
GÜLEN İLE BİRLİKTE EKŞİ VE ÖZKÖK’Ü ZİYARETE GİTTİK
Ben diyaloğu çok önemsiyorum. Genel Müdürlük yaptığım zamanlarda, mesaimin yarısını diğer gazeteci arkadaşları ziyaret ederek geçirdim. 1995 Ekim’iydi... Sayın Gülen ile birlikte Hürriyet gazetesini ziyarete gittik. Oktay Ekşi, Ertuğrul Özkök başta olmak üzere 30-35 kişi toplandılar. O gün Oktay Ekşi dedi ki; "Gerçekten Fethullah Hoca siz misiniz?" Çünkü o zamana kadar kamuoyunda bir görüntüsü yoktu. Hoca Efendi de şaşırdı biraz. "Sarığınız yok, sakalınız yok." diye espri yaptı... Dışarı çıktık oradan, 2-3 adım attık. Hocaefendi döndü dedi ki; "Hüseyin Bey, gördünüz mü kabahat kimde? Bu arkadaşlara hiç gelmemişiz."