“Söz konusu telefonun incelenmesi ile de görüleceği üzere davalı hem söz konusu telefonu hem de aktif kullanmakta olduğu diğer hat ve telefonları kullanarak kendisini ‘polis’ olarak tanıtmakta, ‘Rasim Ozan 3’ şeklinde kaydettiği telefonda profil fotoğrafını polis amblemi yaparak ve açıkça ‘Sayın Mustafa Ertekin Başkanım şu anda sizi izliyorum KRT kanalında ve hayran oldum dik duruşunuza. Ben Yunanistan İstanbul Başkonsolosluğunda görevli bir polis memuruyum. Koruma Şubede görevliyim. Bu mesajı sizi Nagehan Alçı denen Yunan yandaşı sözde gazeteciyle aynı programda görünce yazmak istedim. Nihal Bengisu da vatan haini, Nagehan Alçı da vatan haini’; ‘Nagehan Alçı da bu Yunan ajanına uzun zamandır angaje olmuş durumda. Tamamen Chrissodoulis'in kontrolünde. Yunan menfaatleri tarafından Nagehan Alçı yönlendiriliyor’ demek suretiyle ülkesine, milletine ve vatanına en derin kalbi hislerle bağlı müvekkili ‘vatan haini’ olmakla suçlamakta, müvekkil aleyhine en çirkin şekilde iftira ve hakaret suçlarını işlemekte, kendisini hukuka aykırı şekilde kamu görevlisi olarak tanıtarak yine ayrı bir suçun konusu olmaktadır. Davalının söz konusu fillerinin tamamı davacı müvekkilin kişilik haklarına açıkça ağır ve telafisi imkansız zarar vermiştir.”
'TEHDİT EDEREK KREDİ KARTINI KULLANMAYA DEVAM EDİYOR' İDDİASI
Rasim Ozan Kütahyalı’nın Nagehan Alçı’yı "avukatlarım sana medya savaşı başlatmamı söylüyor" şeklinde mesajlar göndererek tehdit ettiği ve bu yolla Alçı adına olan kredi kartlarını kullanmaya devam etmeyi sağlamaya çalıştığının ileri sürüldüğü şikayet dilekçesinde şunlar kaydedildi:
“Açıkladığımız tüm nedenler ve işbu dilekçemiz ekinde sunacağımız bir kısım WhatsApp mesaj çıktılarında da görüleceği üzere uzun süredir davalının hakaret ve tehditlerine maruz kalan müvekkilin kişilik hakları davalının haksız ve ağır filleri neticesinde zarara uğramış, aile yaşantısı ve toplumsal itibarı olumsuz yönde etkilemiştir. Müvekkil, davalının tehditleri nedeniyle işini dahi huzurlu bir şekilde yerine getirememektedir. Aynı şekilde davalının, kişilik haklarına aykırı eylemleri neticesinde müvekkilin itibar ve saygınlığı zedelenmiştir.
Maalesef ki müvekkil bu yaşanılanlar neticesinde derin bir üzüntü, elem, ızdırap ve keder yaşamış, sürekli olarak davalı tarafından kendisine zarar verileceği korkusuna maruz bırakılmıştır. Bu nedenlerle manevi tazminat talepli işbu davayı açma zorunluluğumuz doğmuştur.”