Nagehan Alçı'dan Sözcü ve Cumhuriyet tepkisi: Hakimlere ve savcılara yalvarıyorum Gülen'in oyununu bozalım
Milliyet yazarı Nagehan Alçı, FETÖ soruşturmaları kapsamında Sözcü ve Cumhuriyet gazetelerine yapılan operasyonlara tepki gösterdi.
Milliyet yazarı Nagehan Alçı, iki haftadır köşesinde işlediği
konuyu bir daha kaleme aldı. Alçı, FETÖ soruşturmaları kapsamında
Sözcü ve Cumhuriyet gazetelerine yapılan operasyonları eleştirdi ve
“hakimlere ve savcılara yalvarıyorum” diyerek “Fethullah Gülen’in
oyununu bozalım” dedi.
Nagehan Alçı’nın “Bu oyunu bozalım” başlıklı
yazısı şöyle:
“FETÖ hepimizin ortak düşmanı. Marjinal bazı isimler hariç, bu
ülkede yaşayan 80 milyonun nefret etmekte ittifak ettiği tek konu
Fetullah Gülen meselesi. Fakat hepimizin birleştiği bu konuda bile
toplum olarak birbirimizi yiyerek Gülen’in ekmeğine yağ sürüyoruz.
Türkiye içinde onu ve örgütünü toplumun tamamı mahkûm etti. Bu iş
bitti. Ama yurt dışında, içeride yaşanan yanlışlıklar yüzünden
Gülen yeniden toparlandı ve yine kara propaganda faaliyetlerini
artırarak yeni bir oyun kuruyor. Bu oyunun millet ve devlet olarak
farkına varmak zorundayız...
Son iki haftadır ısrarla yazıyorum: Sözcü operasyonu ve
tutuklamaları gibi işler Fetullah Gülen’in şu anki örgütsel
stratejisi bağlamında tam istediği gelişmeler. Oğuz Güven, Musa
Kart, Turhan Günay gibi insanların FETÖ’den tutuklu olması Gülen’i
bayram ettiren olaylar. Hâkimler ve savcılara bir kez daha
sesleniyor hatta yalvarıyorum: Lütfen hep birlikte Türkiye’nin
yararını, Gülen’in zararını gözetelim, düşünelim, hesap edelim...
Onların oyununu bozalım. Bu ülkede gerçek bir devlet aklına
ihtiyacımız var.
YENİ HSK’DAN UMUTLUYUM
Kuvvetli bir şekilde ‘Evet’i desteklediğim 16 Nisan referandumu
sonucu oluşan HSK’nın yeni üyelerinden bu konuda umutluyum... Yaşar
Şimşek, Mehmet Ademoğlu, Alp Arslan, Cafer Ergen, Ali Cengiz
Köseoğlu, Songül Yazar, Hamit Kocabey, Mehmet Yılmaz, Halil Koç,
Hüseyin Şahin ve Mehmet Akif Ekinci’ye yeni görevlerinde başarılar
diliyorum. FETÖ ile mücadele gibi hayati bir görev çok özenli
götürülmeli ki Gülen’in ekmeğine yağ sürülmesin. Yeni HSK’nın,
hâkimleri ve savcıları doğru yöne sevk edeceğine inanıyorum. Bundan
önceki HSYK’nın Başkanvekili sıfatı ile Mehmet Yılmaz’ın FETÖ ile
hukuk içinde kalarak kararlı ve cesur mücadelesine tanık olduk.
Gerçek bir hukukçu olan Yılmaz yeni dönemde de HSK’da devam ediyor.
Türkiye’nin FETÖ’yü mağlup ederek gerçek bir hukuk devletine
dönüşmesine katkıda bulunacağına inanıyorum.
Hem HSK’nın, hem de hâkimlerin ve savcıların örgütün güncel
stratejisini ve oyun planını iyi takip etmesi görevlerinin bir
parçası olmalı. Örneğin Gülen’in şu anda bütün yurt dışı propaganda
faaliyeti “FETÖ diye uydurma bir bahaneyle tüm muhalifleri
tutuklayacaklar” cümlesiyle özetlenebilecek bir strateji. Bu tuzağa
düşmemek gerek! 15 Temmuz vahşetini organize etmiş Gülen ve
örgütünün elinden tüm kozları almak tamamen Türk yargısının
elinde...
GİDİŞATTAN ENDİŞELİYDİM VE MAALESEF...
Bu gün geldiğimiz toplumsal durumu 12 Ekim 2016’da maalesef aynen
yazmıştım. O yazının başlığı “Gidişattan endişeliyim “ idi.
Muhalefetin sorumsuzca başlattığı “FETÖ’den Ak Parti mensuplarını
içeri attırma” kampanyasına karşı tepkilerin geleceğini ve işin çok
kötü yerlere gideceğini ifade etmiştim. Haklı çıktığım için çok
üzgünüm. Bu yazıdan kritik bazı yerleri alıntılamak isterim...
“FETÖ ile mücadele gibi hepimiz için hayati önemde bir konu hem
siyaset hem medya camiasında her geçen gün sulandırılıyor ve bu
işin sonu kötüye gidiyor.”
“Fakat maalesef uyarıları dinleyen yok. Hem Ak Parti hem de CHP
aktörleri ortak zeminde buluşup FETÖ’ye karşı beraber mücadele
ruhunu çoktan kaybettiler ve birbirlerini avlama ve tutuklatma
yarışına girdiler.”
“Peki, bu birbirini ‘içeri attırma kampanyası’ çılgınlığı nasıl
ortaya çıktı? Ağustos ortasından itibaren CHP’li siyasetçiler ve
muhalif çizgideki medya aktörleri Ak Parti’yi ve çevresini
FETÖ’cülükle suçlamaya ve 2013 öncesi yaptıklarından ötürü en
nihayet tutuklanacaklarını ima etmeye başladılar.”
“FETÖ’den ülkeyi kurtarmış lider Tayyip Erdoğan’ı bile FETÖ’den
tutuklatmayı isteyecek bu çılgınlık ortamı, Ak Parti nezdinde de
karşılığını buldu. Bu sefer de CHP’nin ve Erdoğan muhaliflerinin
2013-16 arası FETÖ ile ortaklığı somut kanıtlarıyla hükümete yakın
medyada yayımlanmaya başlandı. Bu sefer de Ak Partili siyasetçiler
ve muhafazakâr gazeteciler savcılara sesleniyor ve isim isim
tutuklama istiyordu.”
“Peki, böyle giderse ne olur? Eğer hepimiz hukukun temel ilkesi
olan usul, esastan üstündür çizgisinde ittifak etmezsek, maalesef
postmodern bir iç savaşa gideriz. Bu iç savaşta da iktidar kanadı
öbür tarafı feci şekilde ezer ama Türkiye bu süreçten çok yara
alır.”
Bundan 7.5 ay önce yazdığım bu cümleler maalesef teker teker gerçek
oluyor. Geç olmadan bu gidişe ‘dur’ demek şart...”