Nagehan Alçı'dan olay yazı: Ciddi bir yol ayrımındayım... Benim ve ailemin tutsaklığını istiyorsa...
Hakkında FETÖ soruşturması başlatıldığı ileri sürülen ve iddiaları yalanlayan Habertürk yazarı Nagehan Alçı, bugün çok tartışılacak bir yazı kaleme aldı.
17-25 Aralık sonrası AKP'nin yanında yer aldığını söyleyen Alçı,
Sözcü ve Cumhuriyet gazetelerine yapılan operasyonlara karşı
çıktığını ve ciddi bir yol ayrımının başında olduğunu yazdı. Alçı,
"Devletle ters düşmek pahasına özgürlüklerini savunduğum çevreler,
benim ve ailemin tutsaklığını istiyorsa ne yapacağım?" diye
sordu.
Odatv, Nagehan Alçı ve eşi Rasim Ozan Kütahyalı hakkında bir ihbar
üzerine FETÖ soruşturması başlatıldığını duyurmuştu. Sitede yeralan
habere göre soruşturma, İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı Terör ve
Örgütlü Suçlar Soruşturma Bürosu’ndan Cumhuriyet Savcısı İsmet
Bozkurt tarafından yürütülüyor. Bu iddia Alçı tarafından "kurgu ve
yalan" denilerek yalanlanmıştı.
İşte Nagehan Alçı'nın "Faşist çetelere de özgürlük
istenebilir mi?" başlıklı bugünkü yazısı:
Çelişkili duygular içindeyim. Ciddi bir yol ayrımının başında
bekliyorum sanki. Bugün siz okurlarımla bu karışık hislerimi
paylaşmaya çalışacağım...
Siyasi tavrını saklamayan, görüşü açık bir gazeteciyim. Menderes -
Özal- Erdoğan geleneğinin Türkiye için doğru yol olduğuna
inanıyorum ve AK Parti’yi destekliyorum. Siyaset kurumuna karşı her
türlü askeri darbe ve çete vesayetine karşı mücadele etmiş bir
insanım. 17-25 Aralık darbe teşebbüsü sürecinde ana akım medyanın
çok büyük çoğunluğu Erdoğan’ı devirsin diye Gülen’i desteklerken
ben FETÖ’ye karşı kamuoyu önünde savaştım. Bunu, beni takip edenler
bilir...
KARŞI ÇIKTIKLARIM...
Öte yandan 17-25 sürecinde fırsatçılık yapıp Gülen’i destekleyen
herkesin “FETÖ” çuvalına atılmasına karşı çıktım. Siyasi
hasımlıktan ötürü yapılan bu yanlışın suç olarak görülmemesi
gerektiğini ifade ettim. Şu an FETÖ kapsamında yargılanan Sözcü,
Cumhuriyet ve Berberoğlu gibi davalara ve tutukluluklara karşı
tavır aldım. Bu noktada devlet ve yargıyla ters düştüm.
Ben bu davalara karşı çıktığım için devlet ve yargı üst düzey
yetkilileri tarafından “saf olmak”la, yanlış davranmakla itham
edildim. Söyledikleri şuydu: “Eğer güç onlarda olsa bize çok daha
beterini yaparlar. Bu adamlara taviz verilemez. Sırası geldikçe
hepsi tutuklanacak.”
17-25 Aralık sürecinde devletiyle, yargısıyla, medyasıyla beraber
savaşmışsak, şimdi de o dönem karşımızda olanlara karşı bu davaları
beraber desteklemeliydik bu teze göre...
ACABA?
Bildiğiniz gibi ben hep itidalden ve özgürlükten yana tavrımı
koydum. Ancak geldiğim noktada maalesef kendimi sorguluyorum...
Devletle ters düşmek pahasına özgürlüklerini savunduğum çevreler,
benim ve ailemin tutsaklığını istiyorsa ne yapacağım? Ben
demokratım ama karşıdakiler faşist ise nasıl davranmalıyım?
Karşımda ırkçı bir çete mantığıyla iftira fabrikası gibi hareket
edenler için de “özgürlük” mü savunacağım? Devletin daha önce Sözcü
ve Cumhuriyet’e yaptığı operasyon gibi yeni operasyonlar olduğunda
yine karşı mı çıkacağım?
AYAKLI YALAN MAKİNESİ
Dedim ya, çelişkili duygular içindeyim... İşte daha dün 17-25
Aralık darbesinde FETÖ’nün yanında durmuş bir faşist çetenin yayın
organı, tamamen kendi kurguladığı hayali bir haber yapıyor. Tek
amaç kara propaganda. Önce kendi çete elemanları yalan bir ihbar
gönderiyor. Sonra “Soruşturma açıldı” diye uydurma bir şey
yazıyorlar. Tam FETÖ taktiğiyle çalışan faşist bir çete!
Bakın yargı içinden, Çağlayan Adliyesi’nden önemli bir kaynağımın
gösterdiği bir yazıyı sizinle paylaşayım... Bu çete lideri, 24
Aralık 2013’te yani FETÖ’nün Erdoğan’ı öldürmek için operasyon
yaptığı günlerde şöyle yazmış:
“Cam evde oturup başkasına taş atmayacaktınız. Sonuçta, ‘elin oğlu’
paçanızı böyle aşağıya alır... ABD, İsrail size, ‘İran’a ambargo
var, ticaret yapmayın’ diyecek ve ‘cam evde oturan’ siz kurnazlıkla
dolambaçlı yollara girip cebinizi dolduracaksınız. En tepedeki
‘seyrek bıyıklı asabi adam’ dahil, bunlar kavramlarla düşünmeyi
bilmiyor.”
ONLARI HERKES BİLİYOR
Yazıda açıkça görüldüğü gibi, bu satırları yazan, “seyrek bıyıklı
asabi adam” diye hakaret ettiği Recep Tayyip Erdoğan’ın FETÖ
tarafından indirilmek istenmesinden çok memnun. 17-25 Aralık
sürecinde kendisinin ve çetesinin bu tip çok icraatı var. “Kayıp
Sicil” başlıklı Cumhurbaşkanı Erdoğan ve ailesine dair baştan sona
FETÖ tarzı kumpaslarla dolu kitabı başlı başına bir skandal!
Aslında bunların nasıl bir suç örgütü gibi çalıştığını medyada
herkes biliyor. Bunu bire bir konuştuğunuzda kabul etmeyen yok.
Fakat iftiraya uğrayan insanlar, genelde mücadele etmek yerine
istedikleri bir tavizi vererek uzlaşmayı ya da bunları kendi pis
işleri için kiralamayı tercih ediyor. Onlar da bu şekilde suç
örgütü mekaniğiyle iş görmeye devam ediyorlar.
Bu suç örgütleri var oldukça Türkiye özgürlükçü demokratik bir
hukuk devleti olamayacak. Çünkü bunların faşizmi, başka faşizmleri
tetikleyecek ve bu döngü hiç bitmeyecek...