Nagehan Alçı'dan Ertuğrul Özkök'e 'kontrollü darbe' mesajı: Filler tepişirken taraf olan...
Habertürk yazarı Nagehan Alçı "dostça uyarı"sına teşekkür eden Ertuğrul Özkök'e yeni "dostça tavsiyeler"de bulundu.
Habertürk yazarı Nagehan Alçı önceki gün Ertuğrul Özkök ve Mehmet
Yılmaz'ı, 15 Temmuz darbesiyle ilgili yazılarıyla "kontrollü darbe"
söylemine destek verdikleri için uyarmış, Özkök de dün, "Madem konu
bu kadar 'hassaslaşmış'... Bazı bünyelerde bu kadar zona etkisi
yaratmış... Sevgili Nagehancığım... Mesajı aldım... Dostça uyarına
teşekkürler." diye cevap vermişti.
Alçı bugünkü yazısında "Madem o 'mesaj alma' olayına girdi,
ben kendisine Binbaşı O.K.’nın 'darbeyi 9 saat önceden haber
verdiği' iddiasının arkasını önünü daha dikkatle irdelemesi
gerektiği mesajını vereyim" dedi.
Nagehan Alçı'nın "Alternatif gerçekler ve devlet içi
kavgada taraf olmak" başlığıyla yayımlanan yazısının
ilgili bölümü şöyle:
Ertuğrul Özkök, bana cevap verdiği dünkü yazısında “kontrollü
darbe” iddiasının mantıksızlığını vurgulayarak çok doğru bir iş
yapmış. Hepimizin ortak akıl noktasında buluşması gerekiyor. Darısı
Kemal Kılıçdaroğlu’nun başına... Umarım ülkenin anamuhalefet
liderini, Özkök gibi gazeteciler etkilemeyi başarırlar.
Madem o “mesaj alma” olayına girdi, ben kendisine Binbaşı
O.K.’nın“darbeyi 9 saat önceden haber verdiği” iddiasının arkasını
önünü daha dikkatle irdelemesi gerektiği mesajını vereyim.
Devletin, MİT’inden Genelkurmay’ına ve tüm diğer istihbarat
unsurlarına kadar ne ihmaller içinde olduğunun fotoğrafı geçen
yazımda anlattıklarımdır.
Ben O.K. olayından bağımsız olarak o haberlerin bazı gazetelerde
neden çıktığını ve devletin zirvelerinde neler döndüğünü hem
Özkök’ün hem Hürriyet’in daha akıllıca incelemesi gerektiğini
söylüyorum. Çağdaş akademik literatürde şu an çok konuşulan
“alternatif gerçek” kavramı boşuna çıkmadı. Her “gerçek”in bir
işlevi vardır, işlevi olmayan hiçbir “alternatif gerçek” yoktur
sevgili Özkök...
Eğer “gerçek” kavramına bugünün gazetecileri böyle bakmazsa
devletin zirvelerinde olan ya da olabilecek bir kavgada taraf
olmaktan başka bir işlev görmezler. Sadece Türkiye’de değil, tüm
dünyada bunun böyle olduğunu düşünüyorum.
Devlet içi istihbarat ve güvenlik aktörleri arası kavgada taraf
olmak, gazeteciyi ya da o medya grubunu fillerin tepişmesi
sırasında bir filin yanında taraf olan çimenden başka bir şey
yapmaz. Maalesef özellikle Mehmet Yılmaz’ın yazıları -sanırım 53
tane idi- bu işlevi görmek dışında bir işe yaramadı. İnşallah o da
bir özeleştiri yapar...