29 Eki 2019 10:11 Son Güncelleme: 29 Eki 2019 12:17

Nagehan Alçı'dan Cumhuriyet Bayramı yazısı!

Nagehan Alçı, Cumhuriyet'in 96. yılında köşesinde bir yazı kaleme aldı. Alçı, "Bugün Türkiye Cumhuriyeti Devleti Kürt kimliğini ret ile inkar ve asimilasyon politikalarını asla doğru bulmuyor. " dedi.

Nagehan Alçı, bugünkü "Cumhuriyetimiz ve hakikatler" başlıklı yazısında, "PKK terörü ve uzantılarıyla en sert şekilde mücadele ederken Kürt yurttaşlarımızın hakkını hukukunu sonuna kadar korumaya devam etmek şart. Bugün Türkiye’yi güçlendirecek ve toplumu bütünleştirecek tek çıkış yolu budur. " dedi.

İŞTE O YAZI

29 Ekim Cumhuriyet Bayramınızı kutluyorum. Cumhuriyetimiz bu topraklarda yaşayan 82 milyon insanın eşit ve ortak değeridir. Bu bayram hepimizin. 29 Ekim coşkusu millet olduğumuzu hatırlatan, ortaklık duygularımızı pekiştiren bir coşku.

Türkiye Cumhuriyeti tam anlamıyla özgürlükçü ve demokratik bir hukuk devleti haline geldiğinde daha da yücelecek. Ben bunu başaracağımıza inanıyorum.

Türkiye’nin PKK terör devletini önlemek için çok haklı olarak giriştiği Barış Pınarı Harekatı başladığından beri görüşlerimi net olarak açıklıyorum. Zaten ilk günden itibaren bu harekatı düzenleyen beyin takımı yetkililerimizle konuşuyorum.

Kimi faşistler sözlerimi kesip biçerek kasten operasyon yapıyor ve benim gerçek fikirlerimin aksine bir fotoğraf çizmeye çalışıyorlar. Bunlar son derece gülünç. Niye bu çarpıtmayı yaptıklarını bu yazıda anlatacağım.

HEPSİ PKK, HEPSİ GAYRİMEŞRU
Benim görüşlerim açıktır… PKK terör örgütünün bütün diğer ülkelerdeki uzantıları da terör örgütünün bir parçasıdır. YPG de bir terör örgütüdür. PYD de bir terör örgütüdür. PEJAK da bir terör örgütüdür. Tüm bu yapılar aslında PKK demektir zaten. Hepsi aynıdır.

PKK, terör yöntemlerini bırakmadıkça da bunların tamamı benim nezdimde gayrimeşrudur. Türkiye olarak bizim PKK terörüyle mücadelemiz çok haklı bir zemine dayanıyor.

Öte yandan bu terör örgütü ve uzantılarının bulundukları ülkelerde bir sosyal tabanı ve destekçisi yok mu? Maalesef var. Bu tespiti üzülerek yapıyorum ama söylediklerim gerçek.

BU İNKAR TAVRI PKK’YA YARIYOR
Kimileri bu hakikati inkar etmek istiyor ama böyle bir inkar tavrı sadece PKK terörünün ekmeğine yağ sürüyor. Benim söylediğim budur.

Zaten şimdi de Türkiye terörle mücadele ediyor ama bu bahsettiğim sosyal tabandaki insanları da kazanmaya ve bu örgütten soğutmaya gayret ediyor.

KUYRUKLU YALAN
Benim “Türkiye PYD ile görüşmeli ve anlaşmalıdır” dediğim gibi kuyruklu bir yalanı malum 28 Şubat kalıntısı kişiler yaymaya çalışıyor.

Düşüncem bunun tam aksi. PKK terör yöntemlerini bırakmadıkça PYD gibi güçler yok hükmündedir.

Bilakis PKK silahları gömmeden ve o gömülmüş silahların üstüne beton dökmeden yeni çözüm sürecinin anlamlı ve doğru olmadığını düşünüyorum. Böyle bir süreç imkansızdır.

GEÇMİŞTE MİT’İN ÖNCÜLÜĞÜNDEKİ SÜREÇ YÜZDE YÜZ YERLİ VE DOĞRUYDU

PKK önkoşulsuz ve süresiz olarak silahları toprağa gömmek zorunda. Bu örgüt silahlı yöntemleri tamamen bırakmadıkça tüm bunların konuşulması bile doğru değil. Şu an Türkiye olması gerektiği şekilde terörle kararlı bir mücadele yürütüyor.

Öte yandan dün de yazdığım gibi geçmişte Milli İstihbarat Teşkilatımız öncülüğünde gerçekleşen çözüm süreci çok doğru ve yüzde yüz yerli bir projeydi. Ben de haklı bir devlet projesi olan bu süreci sonuna kadar savundum ve o zaman yapılanları hala savunuyorum. Zaten kötü niyetli saldırı ve iftiraların da temel sebebi bu.

DEVLETİN FARKINDA OLDUĞU ORGANİZE İŞLER

Söz konusu iftiracılara dikkat edin. Barış Pınarı Harekatı’nda Milli İstihbarat Teşkilatı’nın çok önemli ve büyük rolünü de görmezden gelmeye çalışan isimler bunlar. Detaylarını bir başka yazıda açıklayacağım tuhaf organize işler dönüyor. Devlet de bunun farkında.

Öte yandan Barış Pınarı Harekatı’nı sonuna kadar desteklerken aynı zamanda Kürt yurttaşlarımıza yönelen ırkçı saldırılara karşı da net duruşumu bu köşeyi okuyanlar biliyor.

Söz konusu faşist güruh, bu özgürlükçü-demokrat tavrıma da tahammül edemiyor çünkü onlara göre Kürtler tamamen inkar ve asimile edilmeli. Yani devlet tıpkı 90’lardaki kafasıyla davranıp terör örgütünün ekmeğine yağ sürmeli. Bu zihniyet yüzünden PKK’nın sosyal tabanı yıllar içinde büyüdü.

Neyse ki bugün Türkiye Cumhuriyeti Devleti Kürt kimliğini ret ile inkar ve asimilasyon politikalarını asla doğru bulmuyor. PKK terörü ve uzantılarıyla en sert şekilde mücadele ederken Kürt yurttaşlarımızın hakkını hukukunu sonuna kadar korumaya devam etmek şart. Bugün Türkiye’yi güçlendirecek ve toplumu bütünleştirecek tek çıkış yolu budur.