Nagehan Alçı yaraya parmak bastı: "Arda Turan son derece sinsi bir şekilde 'karısına' ayar veriyor"
Nişantaşı'nda eşi Aslıhan Doğan ile görüntülenen Arda Turan bir soruya sinirlenip gazeteciyi, 'Senin kafanı, gözünü kırarım!' diyerek tehdit etmişti.
Habertürk yazarı Nagehan Alçı, eşi Aslıhan Doğan'a soru soran bir
gazeteciye, "Edepli ol, ne demek yasak. Senin kafanı gözünü
kırarım, karımla konuşuyorsun" diyen Başakşehirli futbolcu Arda
Turan'ı eleştirdi. "Şiddetin olabilecek en sinsi ve en tehlikeli
türü birkaç gün önce karşımıza çıktI" diyerek anlattığı olaya
ilişkin olarak, "Burada yalnızca muhabire değil tehdit, aynı
zamanda son derece sinsi bir şekilde 'karısına' da ayar veriyor.
Onu tanımlıyor, şekillendiriyor ve 'koruyor'. Aman dikkat, şiddet
ve baskı zaten hep bu 'koruma' kılıfıyla örtülür. Kanmayın!
Turan’ın yaptığı apaçık bir sindirme yöntemi!" yorumunda
bulundu.
Nagehan Alçı'nın, "Arda Turan ve kadına şiddet"
başlığıyla yayımlanan yazısının ilgili bölümü şöyle:
Üzerimizi kalın bir örtü gibi kaplayan, nefes almamızı engelleyen,
damarlarımızı tıkayan bir numaralı sorun “kadına bakış” sorunu. Kim
ne derse desin, bu ülkenin en derin yarası bu. Katman katman bir
yara.
Üst katmanları teşhis etmek kolay. Acı ama kolay. Kadına karşı
şiddet haberlerini tıklayın, orada her gün görürsünüz. Karısını
döven, bıçaklayan, öldüren erkekler... Hep de bir bahanesi olan
erkekler: Kıskançlık, işsizlik, bunalım...
Amaa... Daha aşağı katmanlara doğru gittikçe... Üstteki yaranın
iyileşmesine engel olan o alttaki tabakalara... O devamlı kanayan
ama üzerinde başka şeyler olduğu için görünmeyen sinsi kısma...
Ah orayı bütün çıplaklığıyla bir eşeleyebilsek. Erkek bakışının o
benmerkezci menzilinde normalleştirdikleriyle, her günkü hayatımıza
yavaş yavaş alıştırarak soktuklarıyla yüzleşsek... Bu ülkede kadına
karşı şiddetin sadece öldürülen ya da dövülen kadınlarla sınırlı
olmadığını görsek... İşte yara esas o zaman iyileşmeye
başlayacak!
"Bir erkeğin karısı" ile konuşmak
Şiddetin olabilecek en sinsi ve en tehlikeli türü birkaç gün önce
karşımıza çıktı. Ünlü futbolcu Arda Turan’ın bir magazin
muhabirini, sorduğu soruyu beğenmediği için dövmekle tehdit
etmesinden bahsetmiyorum. O zaten şiddetin olağanlaşmasının ne
boyutlara geldiğini gösteren apaçık ve utanç verici bir kanıt.
Benim bahsettiğim, Turan’ın “Ağzını burnunu kırarım” tehdidi
savurduktan sonra ağzından çıkan cümle: “Karımla konuşuyorsun!”
Burada yalnızca muhabire değil tehdit, aynı zamanda son derece
sinsi bir şekilde “karısına” da ayar veriyor. Onu tanımlıyor,
şekillendiriyor ve“koruyor”. Aman dikkat, şiddet ve baskı zaten hep
bu “koruma” kılıfıyla örtülür. Kanmayın! Turan’ın yaptığı apaçık
bir sindirme yöntemi!
Bu ülkenin en büyük sorunu, iyi eğitimlisinden başlayarak
erkeklerin çok büyük bir çoğunluğunun karılarını kendilerinden
gayrı bir varlık olarak görememe sorunudur!
Bu kılıflara dikkat
Maalesef bu çarpık bakışı sevgi, aşk gibi kavramlarla örtmeye
kalkıyorlar. Üzülerek görüyorum ki başarıyorlar... Kabul etmeyelim!
Başta kocalarımız dahil kimsenin bizim adına konuşmasını, bizi
şekillendirmesini, bizi yönetmesini normalleştirmeyelim.
Bu yumuşak totalitarizmin kökü kurumadıkça, biz kadınlar midemi
bulandıran “sahiplenici erkek”, “güçlü erkek” gibi laflarla bu
düzeni kabullendikçe, hayatlarımızdan şiddet eksik olmayacak!
“Kadına karşı şiddet” sadece gazete sayfalarında görüp “Bana uzak”
dediğiniz şiddet değil. Şiddet her günkü hayatlarınızın içinde fark
etmeden kocanızın cetvelle size çizdiği sınırların içine sığmaya
çalışmak da aynı zamanda...