Nagehan Alçı Kaldırıldı Gülben Ergen Direniyor!
CAMBAZ ELEŞTİRMENLER...
Bir Felsefe:
Eleştirmenlik hem kolay, hem de zor zanaattır. Kolaydır, çünkü elin oğlunun bin bir emek verdiği bir üretime, sen oturduğun yerden ve gözünün yaşına bakmadan sallarsın. Hani bir söz vardır, "Aslını olamazsan eleştirisini yaparsın" diye, işte öylesi...
Zordur, çünkü bu işi hakaniyetiyle yaparsan çok düşman biriktirirsin. Üstelik kılı kırk yaran biriysen benim gibi çok uğraşırsın.
İşin kolayını seçenler, eleştirmenliği rant ve çıkar kapısına dönüştürenlerdir. Bu türler, sağmayacağı ineğin önüne ot koymazlar. Ürün iyi de olsa, bir çıkarları yoksa yerden yere vurup, kara çalarlar. Amma velakin, bir çıkarları varsa kötü bir ürünü göklere çıkarırlar... İşn kötüsü bizin eleştirmenlik -özellikle de TV Eleştirmenliği- camiasında bu tür cambazlardan çokça vardır.
MEDYANIN HAL-İ PÜR MELALİ...
Bir Sonuç:
Ben işin kolayına kaçmayanlardanım. Ne görürse onu çalan hakemler gibi... Bu köşede doğru bilgi vardır. Dedikoduya değil, bilgiye dayanır yazılarım. Doğrulatmadığım bilgiler için kalem oynatmam. Neyse, gelelim medyanın "hal-i pür melali"ne.
FATİH, KANUNİ’NİN
TIRNAĞI BİLE OLAMADI!
Bir Hayal Kırıklığı:
Dizilerin, Eğlence Kanallarımızın lokomotifi olduğunu söylemiştik. Ama doğrusunu söylemek gerekirse, bazı diziler bırakın lokomotif olmayı, katarın son vagonu bile olamıyorlar. Örneğin Kanal D’nin "muhteşem"(!) dizisi Fatih! Yayınlandığı ilk bölümle tam bir hayal kırıklığı yarattı. Gerek oyunculuk ve gerekse senaryo açısından vasatın altında olan dizide mekan ve kostüm ise bir faciaydı. Zaten izlenme oranlarında sıradan yarışmalara bile geçildi. İzlenme payında ise, Hürremsiz Muhteşem Yüzyıl’ın yarısına bile ulaşamadı. Böyle giderse Fatih, pek uzun ömürlü olamaz!
NAGEHAN ALÇI KALDIRILDI
GÜLBEN ERGEN DİRENİYOR...
Bir Öngörü:
Ömür biçmekten söz açılınca, geçtiğimiz günlerde, kadın programlarından söz ederken; "Bence kanalları kendilerini bırakmadan, Gülben Ergen ile Nagehan Alçı, bu işi bıraksınlar. Gülben’in programını kurtarmak mümkün ama kadın izleyiciye sevimli gelmeyen Nagehan Alçı’nın programının ömrü, siparişçisinin ağırlığı kadar. Yarın kaldırılırsa şaşırmam!" Demiştim. Yanılmamışım. Aldığım haberlere göre Yenge Nagehan Alçı, Cuma günü son kez çıkacak kadın programına. Gülben’e gelince... Can havliyle "ajitasyon"un ipine sarılan Gülben, şimdilik direniyor...
ETEĞİN ALTINDAN HOŞ OLMAYAN
KOKULAR GELİYOR!
Bir Dost Uyarısı:
Geçenler bir dostum aradı. Kısa bir hal hatırdan sonra heyecanlı, heyecanlı:
- Keskin, sana Bi’şey soracağım... dedi.
- Sor bakalım.
- Bir TV kanalı yöneticisinin, aynı zamanda bir yapım şirketinin ortağı olması etik midir?
- Tabi ki değildir.
- O TV yöneticisinin, ortağı olduğu yapım şirketinin ürettiği programları, satın alıp, yöneticisi olduğu kanalda yayınlaması etik midir?
- Etik olmadığı gibi de haramdır!
- İskoç etekli adamın programı...
- Eeee?
- O eteğin altından pis kokular geliyor!
- Anlat o zaman!
Dostum bir an sustu ve sonra:
- Neyse, yanına geleceğim. Bütün bunları yüz yüze konuşuruz!
dedi ve telefonu kapattı.
En kısa zamanda gelecek ve ben bu bilmece gibi sözlerin ne anlama geldiğini öğrenip, sizlerle paylaşacağım!
Sağlıcakla Kalın!
KESKİN KALEM
Bir Felsefe:
Eleştirmenlik hem kolay, hem de zor zanaattır. Kolaydır, çünkü elin oğlunun bin bir emek verdiği bir üretime, sen oturduğun yerden ve gözünün yaşına bakmadan sallarsın. Hani bir söz vardır, "Aslını olamazsan eleştirisini yaparsın" diye, işte öylesi...
Zordur, çünkü bu işi hakaniyetiyle yaparsan çok düşman biriktirirsin. Üstelik kılı kırk yaran biriysen benim gibi çok uğraşırsın.
İşin kolayını seçenler, eleştirmenliği rant ve çıkar kapısına dönüştürenlerdir. Bu türler, sağmayacağı ineğin önüne ot koymazlar. Ürün iyi de olsa, bir çıkarları yoksa yerden yere vurup, kara çalarlar. Amma velakin, bir çıkarları varsa kötü bir ürünü göklere çıkarırlar... İşn kötüsü bizin eleştirmenlik -özellikle de TV Eleştirmenliği- camiasında bu tür cambazlardan çokça vardır.
MEDYANIN HAL-İ PÜR MELALİ...
Bir Sonuç:
Ben işin kolayına kaçmayanlardanım. Ne görürse onu çalan hakemler gibi... Bu köşede doğru bilgi vardır. Dedikoduya değil, bilgiye dayanır yazılarım. Doğrulatmadığım bilgiler için kalem oynatmam. Neyse, gelelim medyanın "hal-i pür melali"ne.
FATİH, KANUNİ’NİN
TIRNAĞI BİLE OLAMADI!
Bir Hayal Kırıklığı:
Dizilerin, Eğlence Kanallarımızın lokomotifi olduğunu söylemiştik. Ama doğrusunu söylemek gerekirse, bazı diziler bırakın lokomotif olmayı, katarın son vagonu bile olamıyorlar. Örneğin Kanal D’nin "muhteşem"(!) dizisi Fatih! Yayınlandığı ilk bölümle tam bir hayal kırıklığı yarattı. Gerek oyunculuk ve gerekse senaryo açısından vasatın altında olan dizide mekan ve kostüm ise bir faciaydı. Zaten izlenme oranlarında sıradan yarışmalara bile geçildi. İzlenme payında ise, Hürremsiz Muhteşem Yüzyıl’ın yarısına bile ulaşamadı. Böyle giderse Fatih, pek uzun ömürlü olamaz!
NAGEHAN ALÇI KALDIRILDI
GÜLBEN ERGEN DİRENİYOR...
Bir Öngörü:
Ömür biçmekten söz açılınca, geçtiğimiz günlerde, kadın programlarından söz ederken; "Bence kanalları kendilerini bırakmadan, Gülben Ergen ile Nagehan Alçı, bu işi bıraksınlar. Gülben’in programını kurtarmak mümkün ama kadın izleyiciye sevimli gelmeyen Nagehan Alçı’nın programının ömrü, siparişçisinin ağırlığı kadar. Yarın kaldırılırsa şaşırmam!" Demiştim. Yanılmamışım. Aldığım haberlere göre Yenge Nagehan Alçı, Cuma günü son kez çıkacak kadın programına. Gülben’e gelince... Can havliyle "ajitasyon"un ipine sarılan Gülben, şimdilik direniyor...
ETEĞİN ALTINDAN HOŞ OLMAYAN
KOKULAR GELİYOR!
Bir Dost Uyarısı:
Geçenler bir dostum aradı. Kısa bir hal hatırdan sonra heyecanlı, heyecanlı:
- Keskin, sana Bi’şey soracağım... dedi.
- Sor bakalım.
- Bir TV kanalı yöneticisinin, aynı zamanda bir yapım şirketinin ortağı olması etik midir?
- Tabi ki değildir.
- O TV yöneticisinin, ortağı olduğu yapım şirketinin ürettiği programları, satın alıp, yöneticisi olduğu kanalda yayınlaması etik midir?
- Etik olmadığı gibi de haramdır!
- İskoç etekli adamın programı...
- Eeee?
- O eteğin altından pis kokular geliyor!
- Anlat o zaman!
Dostum bir an sustu ve sonra:
- Neyse, yanına geleceğim. Bütün bunları yüz yüze konuşuruz!
dedi ve telefonu kapattı.
En kısa zamanda gelecek ve ben bu bilmece gibi sözlerin ne anlama geldiğini öğrenip, sizlerle paylaşacağım!
Sağlıcakla Kalın!
KESKİN KALEM