02 Kas 2010 09:32 Son Güncelleme: 23 Kas 2018 11:45

NAGEHAN ALÇI İLE SEVGİLİSİ RASİM OZAN KÜTAHYALI'NIN ARASINA OKTAY EKŞİ GİRDİ!

Akşam yazarı Nagehan Alçı, Oktay Ekşi'yi ekranda yerden yere vuran sevgilisi Rasim Ozan Kütahyalı'ya çattı!

Oktay Ekşi’yi de vicdanlar susturmalıydı

Bir tek kez karşılaştım Oktay Ekşi ile. Geçtiğimiz yıl bu zamanlar. Hürriyet’teki odasında röportaj yapmak için randevulaşmıştık. Müthiş zarifti Oktay Bey. Yaklaşık iki saat süren sohbetimizde ’Siz okunmayan bir yazarsınız’ dediğimde bile yaptığı esprileri, beyefendiliğini, alçak gönüllüğünü unutamam. Birçok yazısına hiç katılmasam da, Ahmet Kaya’yı, Mehmet Ali Birand’ı, Akın Birdal’ı hedef gösterişini unutamasam da o akşam odasında sohbet etmeyi sevdim Oktay Bey’le. O nedenle bu yazı vicdanım ve duygularım arasında kaldığım ve duygularıma yenik düşmemeye çalıştığım bir yazı...

Ekşi’nin ’Bunlar analarını da satarlar’ ifadesi, kimsenin savunmaya kalkamayacağı kadar ağır bir ifade. Ancak... Hepimiz biliyoruz ki Ekşi, tek başına bu ifadeden dolayı istifa etmek zorunda kalmadı. O, yıllarca vicdanları yaralayan, halkı küçümseyen ve ayrımcılık içeren yazılarından dolayı zaten kredisini tüketmişti. ’Analarını satarlar’ lafı sallanmakta olan bir çınarı devirdi.

Ben bu çınarın bu şekilde devrilmesini içime sindiremiyorum. Bekir Coşkun’un Habertürk’teki yazılarına son verildiğinde gösterdiğim gerekçeyle aynı gerekçeyi gösteriyorum burada da: Bence Oktay Ekşi’nin yazılarını zamanında vicdanlar susturmalıydı. Aydın Doğan değil! Meslektaşlarını hedef gösterdiğinde, Ahmet Kaya için ’Bugün PKK’lılar para dağıtsa PKK’lı, yarın travestiler dağıtsa ondan..’ diye yazdığında, Ergun Babahan’a ’Bacaksız seni doğduğun yere kadar kovalayacağım’ dediğinde... Tüm bu nefret suçlarını işlediğinde neredeydi bu kamuoyu? Neredeydi bu duyarlı insanlar? Cumartesi akşamı Mehmet Barlas’ın evinde küçük bir grup ile yemek yerken gördüm ki bu ülkenin ilkeli ve vicdanlı aydınları da bu soruları soruyorlar birbirlerine. Geç kalmış bir vedanın cevabını arıyorlar.
Benim şimdi vicdanım sızlıyor, çünkü yine güce ve iktidara tapınılarak bir vicdansızlığa son verildi. Hak ve adalet arayarak değil.

Benim şimdi vicdanım sızlıyor, çünkü zamanında bedel ödeyen Akın Birdal’lar, Birand’lar, yaşamını yitiren Ahmet Kaya’lar için hesap sorulmadı.
Benim şimdi vicdanım sızlıyor çünkü ırkçılık, ayrımcılık değil, namus belası, bu ataerkil toplumun kadına hastalıklı bakışının ürünü olan bir söz koydu noktayı!

Bir lafım da teslim olduğu halde Ekşi’ye ısrarla kurşun sıkmaya devam eden Taraf gazetesi yazarı Rasim Ozan Kütahyalı’ya. Cuma günü Beyaz TV’deki programında yayına bağlanan Ekşi’yi adeta dövdü Kütahyalı! Bunu ona o gece de söyledim. Hele Dürzilerle ilgili o korkunç çıkışı! Konuşturmadı, şiddet dili kullandı Kütahyalı. Belki de bu şiddet dili Ekşi’nin istifasını hızlandırdı. Yani yine vurarak kırarak vardık sonuca...
Fikirleri sakıncalı da olsa Ekşi çalışkan, fırsatçılıktan uzak ve prensipli bir gazeteciydi. Vurulup, kırılarak adeta kovularak gitmeyi hak etmedi. Ama ülkenin en önemli gazetecilerinden biri olmayı da hak etmedi...

Nagehan ALÇI / AKŞAM