NAGEHAN ALÇI ''FEVKALADE ŞAHSİ BİR MESELE''Yİ KÖŞESİNE TAŞIDI; HESAPLAŞACAĞIM!
Nagehan Alçı, Milliyet'teki köşesini bugün "Hiç kimsenin yaptığı yanına kâr kalmayacak" diyerek özel bir konuya ayırdı.
Milliyet köşe yazarı Nagehan Alçı, Kanal D’den Fox TV’ye transfer
olan "Bırakın Konuşalım" isimli programının yayından kaldırılması
iddialarıyla ilgili olarak bakın ne yazdı...
Fevkalade şahsi bir mesele
Son günlerde Nietzsche’nin şu sözü üzerine düşünüyorum: ‘Beni
öldürmeyen her şey beni güçlendirir.’ Zira iki aydır öyle yalanlar
duydum ki.... Artık son derece şahsi bir meseleyi bu köşeye taşımak
farz oldu. İlk kez bütün süreci burada anlatacağım.
* * *
Her şey geçen ilkbaharda başladı. Artı Film’in sahipleri ve aynı
zamanda dostlarım olan Zeynep ve Onur Peker bana ilginç bir öneride
bulundular. Dediler ki ‘Senin siyaset yorumculuğun çok etkili.
Topluma dokunmayı biliyorsun. Samimisin ve iyi bir televizyoncusun.
Gel sabah kuşağında da kadınlara seslen.’ Önce çok yabancı geldi bu
fikir. Ama Zeynep ve Onur ısrar ettiler. Yeni bir formattan
bahsettiler. Rusya’da çok izlenen, toplumun farklı kesimlerini
konuşturmayı hedefleyen bir program... ‘Olabilir ama Milliyet
yazarlığım ve CNN Türk’teki yorumculuğum benim için esas’ dedim.
‘Peki’ dediler. Büyük ve deneyimli bir ekip kurdular. Kanal D’de
eylül başında başladık.
* * *
Ancak daha ilk gün bitti, hemen korkunç bir saldırı başladı.
Saldırı diyorum çünkü yıllardır bu tip şeyleri detaylı takip
ettiğim için biliyorum: Sanki tek bir merkezden çıkmışçasına
yapılan haberler eleştiri değil, itibarsızlaştırma kampanyasıydı.
Ve bu böyle devam edip gitti...
* * *
Bu arada şunu söyleyeyim: Başladığımız format yani toplumun farklı
kesimlerini konuşturma formatı kağıt üzerinde durduğu gibi iyi bir
şey olmadı. Ben de yaptığım işi beğenmedim. Kanal da haklı olarak
mutlu olmadı. Bu aşamada tabii ki eleştiri yapılmalıydı. Ama
yazılanlar eleştiri değildi. Büyük bir Schadenfreude’den
kaynaklanan saldırı haberleriydi... Medyanın önemli bir kısmının
benim programımın kötü gitmesinden ne kadar mutlu olduğunu, hatta
bunun için atmaca gibi beklediğini gördüm.
* * *
Sonra formatta bir değişiklik yaptık. Bence iyi ettik. Zira izlenme
oranlarında hemen bir toparlanma oldu. Hatta Kanal D’deki son hafta
39. sıraya kadar yükseldik. Ancak zannediyorum önceki haftalara
bakarak kanal programı bitirme kararı aldı. Bu son derece
anlaşılır.
* * *
Bütün bunlar olurken Fox TV’den Zeynep ve Onur’a bu programı
onların sabah kuşağına taşıma fikri geldi. Ne yalan söyleyeyim önce
kabul etmek istemedim. Buna bütün ekip şahit. Zira her gün hem de
sabah kuşağında program yapmak insanın bütün hayatını etkiliyor.
Sabahın körü kalk, bizim pıtırları bırak, bir de süt verdiğim için
ayrı dert. Evden çıkarken süt ver, stüdyoda sağ, çıkışta koşa koşa
eve yetiş... Mahvoldum. Bir de üstüne hakaretler, saldırılar... Ve
tüm bunlar zaten iddialı olmadığım, yalnızca önüme geldiği için
denediğim bir şey uğruna!
* * *
Her neyse... Yeni teklife sıcak bakmadım. Ta ki Kanal D’de
programın bittiğini haber alıp içlerindeki bütün çirkinlikleri
kusanları görene kadar... Cuma günü program bitti, kendi
başarısızlıklarının, çapsızlıklarının ve kaybedişlerinin hıncını
benden almak isteyenler iğrenç saldırılara başladılar ve ben pazar
günü Fox’ta başlamaya karar verdim. Bu kararda ekip de etkili oldu.
Sonuçta yalnız değildim. Bu işten etkilenecek 22 aile vardı...
* * *
Nitekim pazartesi başladık. Herkes şok oldu. Salı günü hemen kendi
kuşağında ikinci olduk. Uzatmayayım: Cuma öğlen telefonum çalmaya
başladı. Arayanlar ‘geçmiş olsun’ diyorlardı... Meğer internet
siteleri ballandıra ballandıra ‘yine kovulduğumu’ yazıyorlarmış.
Tıpkı Kanal D’de programın üçüncü haftasında çıkan yalan ‘kovuldu’
haberleri gibi...
* * *
Dostlar, bu haber doğru değil yarın yine ekranda olacağım ama ben
hakikaten çok yoruldum. Son dönemde bu kadar saldırılan, bu kadar
kötü niyetle yaklaşılan kimse yok galiba buralarda... Artık biraz
öğrendim bu işleri: O haberler sırf beni üzmek, yıpratmak için
yapılmış... İlk 100’e giremeyen birçok program oluyor mesela o
kuşakta, hiç konu edilmiyor. Ya da biz aynı kuşakta farklı
kanalları defalarca geçtik, bu da kimsenin umurunda değil...
* * *
Ancak şunu atlıyorlar: Ben burada tutunsam ne olur, tutunmasam ne
olur? Zaten iddialı değilim ki... Olsa da olur, olmasa da...
Kazandığım parayı pıtırların geleceğine yatırır, kaldığım yerden
devam ederim. Üstelik sizlere çok teşekkür ederim: Bu süreçte
kendinizi öyle açık ettiniz ki, kim dost kim düşman gayet net
biliyorum artık! Size kin tutmuyorum ama hepinizi not ediyorum.
Açıkça hukuku çiğneyenlerle derhal, arka plandaki organizatörlerle
de zamanı geldiğinde hesaplaşacağım. Hiç kimsenin yaptığı yanına
kâr kalmayacak!
YAZININ TAMAMINI OKUMAK İÇİN TIKLAYINIZ