Hiçbir şekilde kimseyle kavgasında değiliz. Hükümeti de devleti de halkı da bizim gün o gündür... Artık birbirimizi suçlamanın bir anlamı da yok” ifadelerini kullandı Naci Görür, "Depremi durduramıyoruz ama zararını azaltabiliriz" diyerek "Ben umutluyum. Bu kadar insanımızı toprağa verdikten sonra eskiye dönmeyeceğini kolay kolay unutmayacağını bu kadar insanların ölümünden az veya çok bir sorumluluğu olduğunu anlaması ve bilmesi lazım.
Özellikle bu genç kuşak, bunun farkında olacaktır. Halka güvenmek istiyorum. Bizim de ebediyen bu topraklarda yaşayabileceğimize göre o zaman depremi durduramıyoruz ama zararını azaltabiliriz. Bunu, deprem dirençli yerleşim alanlarını bizzat bizi yönetenlerden isteyerek; devletin şefkatini, anlayışını isteyerek; yerel yönetimle el ele kol kola sarılarak, birbirimizi itip kakmadan bu acı ve kaderde geleceğimiz için deprem dirençli yerleşim alanları gerekiyor. Bu olur mu olur. Bunu yapanlar var" şeklinde konuştu.
“YEDİSU FAYINDA, 7 BÜYÜKLÜĞÜ ÜSTÜNDE DEPREM OLABİLİR”
Naci Görür, riskli bölgeleri haritada göstererek, “Avrasya ve Anadolu levhası arasındaki sınır boyunca Anadolu göreceli olarak Batı’ya gidiyor. Levha sınırı ve levhalarda hareketli olduğu için arzın içindeki sıcaklık farkıyla burada devam depremler olacaktır.
Türkiye’nin en tehlikeli deprem sınırı yaklaşık Karlıova ile Yunanistan’a kadar olan 1650 kilometre… Şimdi ikincisi Doğu Anadolu Fay Hattı’nda ise Bingöl-Karlıova arasındaki alan akademik bir sorun. Arap levhası kuzeye doğru geldiği için orada depremler oluyor. Afrika, Kıbrıs’ın altına daldığı için Akdeniz’de de çok deprem oluyor.