01 Kas 2010 13:32 Son Güncelleme: 23 Kas 2018 11:45

MUSTAFA BALBAY SAVCININ O SÖZLERİNİ HATIRLATTI!

Ergenekon Davası sanığı gazeteci Mustafa Balbay, davanın özünün değiştiğini iddia etti..

EMEKLİ orgeneraller Hurşit Tolon ve Şener Eruygur’un sanıkları arasında yer aldığı ikinci Ergenekon Davası’nın 89'uncu duruşması görülmeye başlandı.

Aralarında gazeteciler Mustafa Balbay ve Tuncay Özkan’ın da bulunduğu 33’ü tutuklu toplam 108 sanığın yargılandığı davanın bugünkü duruşmasına tutuklu sanıklar Başkent Üniversitesi eski Rektörü Prof. Dr. Mehmet Haberal, emekli Tuğgeneral Levent Ersöz, Ersin Gönenci ve İbrahim Özcan katılmadı. Tutuksuz sanıklardan ise emekli Orgeneral Hurşit Tolon, Muhterem Bağcı, 19 Mayıs Üniversitesi eski Rektörü Prof. Dr. Ferit Bernay ve Uludağ Üniversitesi eski Rektörü Prof. Dr. Mustafa Abbas Yurtkuran duruşmada hazır bulundu. Ayrıca üye hakimlerden Hasan Hüseyin Özese ise sağlık durumu nedeniyle duruşmaya katılmazken onun yerine heyette üye hakim Hakim Hüsnü Çalmuk görev aldı.

Mahkeme Başkanı Köksal Şengün İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Hastanesi İç Hastalıkları bölümünde tedavi altında bulunan ve savunmasının alınması için ambulansla duruşma salonuna getirilen ve sanıkların giriş yaptığı bölümden içeri alınan İnönü Üniversitesi rektörü Fatih Hilmioğlu’nu sanık kürsüsüne çağırdı.

“İDDİA MAKAMI DAVANIN ÖZÜNÜ AYIRMIŞ GÖZÜKÜYOR"

Bu sırada tutuklu sanık Gazeteci Mustafa Balbay söz almak istediğini ifade etti. Balbay, 21 Kasım 2009'da sorgusu yapılırken Savcı Pekgüzel'e “Darbe günlükleriyle ilgili bir soruşturma açılıp açılmadığının sorulduğunu, Pekgüzel'in ise bunun ‘davanın özü’ olduğu” açıklaması yaptığını hatırlattı. “Benden elde edildiği iddia edilen notların da bu darbe günlüklerinin doğrulayıcısı olduğu öne sürüldü" diyen Balbay sözlerine şöyle devam etti:

“Soruşturmayı yürüten savcı, üç komutana ilişkin yetkisizlik kararı vererek dosyayı Ankara'ya gönderdi. İddia makamı davanın özünü ayırmış gözüküyor. Yargılama bize yönelik bir darbe iddiasından çok bir hukuka darbeye dönüştü. Sayın heyetinizin bu iddiaları gözden geçirmesini ve yeniden bir değerlendirme yapmasını talep ediyorum."

Ardından “Terör örgütü üyesi olmak" ve “Yasa dışı fişlemek yapmak" suçlarından yrgılanan Prof. Fatih Hilmioğlu doktor gözetiminde sanık kürsüsüne alındı. Kimlik tespiti yapılan Hilmioğlu Başkent Üniversitesi'nde öğretim üyesi olduğunu belirtti. Aylık geliri sorulan Hilmioğlu, rektörlükten emekli olduğunu, buradan 3 bin TL emekli maaşı aldığını ayrıca Başkent Üniversitesi'nden 5 bin TL maaş aldığını ifade etti. Duruşma Prof. Fatih Hilmioğlu'nun savunmasının alınmasıyla devam ediyor.

Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Hastanesi'nde kronik karaciğer tedavisi süren tutuklu sanık Fatih Hilmioğlu hakkında daha önce mahkemeye ulaşan raporda "Bir doktor eşliğinde ambulansla getirilip götürülmesi ve doktorun duruşma salonunda bulunması. Duruşmada savunmasını oturarak yapması ve 45 dakikada bir 15 dakika mola verilmesi. Savunmasının bir günden fazla sürmesi halinde aynı işlemlerin diğer günlerde de yapılmasının uygun olacağı bilgilerinize sunulur" denilmişti.

ADD ÜYELERİNDEN DURUŞMA SALONU ÖNÜNDE EYLEM

Öte yandan Atatürkçü Düşünce Derneği (ADD) üyeleri de duruşma salonu önünde Prof. Dr. Fatih Hilmioğlu'na destek amacıyla basın açıklaması yaptı. Ellerinde Atatürkçü Düşünce Derneği pankartları taşıyan grup, “Ergenekon planı, Amerika yalanı" şeklinde slogan attı. Ardından grup adına Atatürkçü Düşünce Derneği Marmara Bölge Sorumlusu Ümit Ülgen basın açıklamasını okudu.
“Fatih Hilmioğlu Atatürkçü olduğu için tutukludur" diyen Ülgen sözlerine şöyle devam etti:

“Fatih Hilmioğlu 'O'nun laik Cumhuriyet'e, Atatürk devrim ve ilkelerine sahip çıkmaktan başka suçu yoktur. Gerçek teröristler Habur'da törenle karşılanıp serbest bırakılırken, Atatürkçü bilim adamlarını tutuklayan bir yargıyla karşı karşıyayız. ADD olarak Sayın Hilmioğlu ve diğer yurtseverlerin yanında olduğumuzu kamuoyuna açıklıyoruz."
ADD üyesi grup, açıklamanın ardından duruşmayı izlemek üzere salona girdi.