Murat Yetkin'den çarpıcı yazı: "Ankara'da son birkaç haftadır olağan dışı gelişmeler yaşanıyor"
Hürriyet yazarı Murat Yetkin, Ankara'da kapalı kapılar ardında yaşanan ilginç gelişmeleri köşe yazısına taşıdı ve "Bu pilav daha epey su kaldıracak gibi görünüyor" saptamasında bulundu.
Hürriyet yazarı Murat Yetkin, "Ankara’dan son birkaç hafta içinde
gelen haberlere topluca bakarsanız olağan dışı gelişmeler
yaşanıyor" dedi. Yetkin, "15 Temmuz dosyaları açıldıkça yeni
gelişmeler de beklenebilir" ifadesini kullandı.
Hürriyet'te Murat Yetkin'in "Ankara’da olağandışı
gelişmeler" başlığıyla yayımlanan yazısı şöyle:
Ankara’dan son birkaç hafta içinde gelen haberlere topluca
bakarsanız, icra gücünü halk oylamasıyla elinde toplamış bir
cumhurbaşkanı altında kurulmuş bir tek parti hükümetinden
beklenecek kestirilebilirlik düzeyinde olmadığını
görebilirsiniz.
Mutlaka birbirleriyle doğrudan ilintili olması gerekmez ama topluca
baktığınızda tabloyu başka türlü okuyabileceğiniz gelişmelerden
bazıları şunlar:
- Başbakan Binali Yıldırım’ın 15 Temmuz’un yıldönümünde Hürriyet
Genel Yayın Yönetmeni Fikret Bila’ya söyledikleri, aslında bitmemiş
bir tartışmayı yeniden alevlendirdi. Başbakan o gece MİT Müsteşarı
Hakan Fidan’a ancak 22.40 gibi ulaşabildiğini ama bir darbe
girişimi olduğuna dair bilgi alamadığını, bu kanıya Cumhurbaşkanı
Tayyip Erdoğan ile görüştükten sonra varıp halka duyurduğunu
söylüyordu. Bu saat bilgisi, Hürriyet köşe yazarı Abdülkadir
Selvi’nin “Darbeye Geçit Yok” kitabında istihbarat kaynaklarını
esas alarak verdiği ve köşesinde de yazdığı saat akışından
farklıydı.
- O tartışma içinde 15 Temmuz gecesi Ankara, Yenimahalle’deki MİT
karargâhındaki bir yemeğe dair yeni ayrıntılar, yine Selvi’nin
yazılarıyla ortaya çıkmaya başladı. MİT Müsteşarı, öğleden sonra
gelen MİT’e helikopterle saldırılacağı ihbarına ve bu ihbarı
Genelkurmay Başkanı Orgeneral Hulusi Akar ile paylaşmış olmasına
karşın tarihi daha önceden belirlenmiş bir yemeği ertelemeye gerek
duymamıştı. Yemekte Diyanet İşleri Başkanı Mehmet Görmez ve
Suriyeli muhaliflerin temsilcisi Muaz el-Hatib’i ağırlıyordu.
- Selvi, Görmez’in verdiği bilgilere dayandığı anlaşılan yazısında
“daha çorbadan iki kaşık almadan” Fidan’a gelen telefonla yemeğin
bittiğini, Fidan’ın “Acil bir durum var” dediğini, zaten yemeğe
oturmadan önce de böyle bir ihtimalden söz ettiğini, “darbe” sözünü
ise ilk defa eşinin telefonuyla duyduğunu aktardı. Buradaki
olağandışı durum yalnızca o olağanüstülük içinde yemeğin iptal
edilmemesi değildi akşam yemeğine –bildirime göre- saat 22.00’de
başlanmasıydı da.
- Olağandışılık akşam yemeğine pek Türk âdeti olmayan 22.00’de
başlanması değildi. Kayıtlara göre darbeci askerler saat 21.00’de
düğmeye basmış, 21.30 gibi darbeciler Genelkurmay Başkanı Akar ve
onun yanındaki komutanları esir almış ve ilgili askeri birlikler ve
bakanlıklara sıkıyönetim ilanı bildirilerini iletmeye
başlamışlardı. Saat 22.00’de İstanbul’da birinci köprüye tanklar
çıkmış, sıradan vatandaşlar darbe girişimi şüphesine karşı sokağa
dökülmeye başlamış, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan 21.30’da eniştesi
Ziya İlgen’den aldığı “darbe oluyor” haberi üzerine MİT Müsteşarını
aramaya başlamış, Başbakan Yıldırım bir yandan İstanbul’dan çıkmaya
çalışırken diğer yandan o da Fidan’a ulaşmaya çalışıyordu.
Selvi’deki bilgiye göre Fidan’a 22.20’de ulaşıp “Hakan köprüye
asker çıkmış” diyen Başbakan idi.
- Başbakanın Bila’ya “22.40 gibi ulaşabildim, tam bilgi alamadım”
demecinin yayınlanmasından dört gün sonra, 19 Temmuz’da uzun
süredir konuşulan kabine değişikliği açıklandı. Kabinedeki
sürprizlerden birisi Diyanet işlerinden de sorumlu Hükümet Sözcüsü
ve Başbakan Yardımcısı Numan Kurtulmuş’un Kültür ve Turizm
Bakanlığına getirilmesi oldu. Kurtulmuş aynı zamanda hükümet içinde
Fethullahçı örgütlenmeye karşı yürütülen özel çalışmanın önemli bir
ismiydi. Bakanlar Kurulu değişikliğinin hemen ardından, AK Parti’ye
yakın gazetelerde Görmez’in Diyanet’ten alınabileceği, ya da
ayrılabileceğine dair kulis haberleri çıkmaya başladı. Bu çerçevede
siyaset kulisine bazı ilginç bilgiler düşmeye başladı; örneğin
hükümet katından Görmez’e kibarca “Görevden ayrılmak için uygun bir
gerekçe bulsanız” telkinleri yapıldığı öne sürülüyordu ama bu
iddiaların bugüne dek doğrulanması mümkün olmadı.
- Bu arada 21 Temmuz’da Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu Almanya
ile zirve yapan krizi görüşmek üzere mevkidaşı Sigmar Gabriel ile
bir telefon görüşmesi yaptı. Görüşmenin içeriği üzerine her iki
taraf da bir açıklama yapmadı. Almanya ile krizde öne çıkan iki
konu vardı. Biri, malum, 15 Temmuz kanlı girişiminden sonra
Almanya’dan siyasi iltica talebinde bulunan Türk Silahlı Kuvvetleri
mensuplarının iadesi konusu. Diğeri ise her iki ülkenin birbirini
casuslukla suçlaması… Türk kamuoyu daha çok Cumhurbaşkanı
Erdoğan’ın açıklamaları üzerinden Alman gazeteci Deniz Yücel ve
insan hakları savunucusu Peter Steudner’in PKK adına casusluk
yaptığı suçlamasına aşina. Oysa Almanya da bazı Diyanet
görevlilerinin Almanya’da yaşayan Türkler hakkında MİT adına
Fethullahçı faaliyet fişlemesi yoluyla casusluk yaptığı
iddiasında.
- Cumhurbaşkanı Erdoğan 24 Temmuz’da Katar Krizi nedeniyle çıktığı
Suudi Arabistan, Kuveyt, Karat seyahati sırasında gazetecilerin
sorusu üzerine Görmez’i Diyanet görevinden almayı düşünmediklerini
ancak Görmez’in bir başka göreve, örneğin İstanbul’da kurulması
düşünülen uluslararası İslam üniversitesine talip olabileceğini
söyledi. Bu üniversite İslamı “doğru yorumlayacaktı” ve AK Parti
kurmaylarının gözünde Suudi Arabistan ve Mısır’daki İslam
üniversitelerine Türkiye’nin ürettiği alternatif olacaktı.
- Bu seyahat İsrail’le yaşanan Mecsidi Aksa krizine de denk
gelmişti. Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron ile görüşmesi ve
İsrail’in “Osmanlı günleri geride kaldı” sözüne sert tepki vermesi
ardından Erdoğan 28 Temmuz’da İslam İşbirliği Örgütünü 1 Ağustos’ta
acil toplantıya çağırdı. Krizi uluslararası plana yayıp Suudi
Arabistan ve Mısır’ı da konntrol altına alma yoluna
gidiliyordu.
- O arada 27 Temmuz’da, Alman siyasetçilerin Başbakan Angela
Merkel’i Türkiye’ye karşı çok daha sert tutum almaya çağıran
demeçlerine karşın, Türkiye’nin açtığı 1 milyar dolarlık dev rüzgâr
enerjisi ihalesine teklif veren 8 konsorsiyumdan dördünün Alman
şirketlerinden oluştuğu duyuruldu. Enerji Bakanı Berat Albayrak,
ihalenin en kısa zamanda yapılıp sonuçlandırılacağını söyledi.
- Görmez 31 Temmuz’da istifasını verdi, hükümet de kabul etti.
Görmez’in henüz ne zaman kurulacağı açıklanmayan İslam
üniversitesinin başına geçeceği bildirildi.
- 1 Ağustos’ta İstanbul’daki İslam İşbirliği Örgütünde konuşan
Çavuşoğlu, İsrail’in Haremi Şerif’teki metal detektörleri
kaldırarak “aklıselim” bir adım attığını, böyle devam ederse kriz
olmayacağını söyledi. İsrailliler ise Enerji Bakanı Albayrak’ın
ziyareti sırasında doğal gazın Türkiye üzerinden Avrupa Birliği
(AB) ülkelerine naklini konuşmayı bekliyorlardı.
- Yine 1 Ağustos’ta 15 Temmuz davalarının en önemlilerinden birisi
Ankara’da başladı. 15 Temmuz gecesi saat 21.00’den itibaren Akıncı
üssünü gasp edip darbe girişiminin karargâhı haline getiren,
Genelkurmay başkanı ve beraberindeki komutanları kaçırıp orada
tutmakla, Meclis’i, Cumhurbaşkanlığını, polis özel harekât merkezi,
uydu haberleşme istasyonunu bombalayıp 77 kişiyi katleden darbe
zanlıları ilk defa hâkim karşısına çıkarıldı.
- 2 Ağustos’ta toplanan Yüksek Askeri Şura, Orgeneral Akar’ı
yerinde tutup üç kuvvet komutanını emekliye sevk etti. Başbakan
Yıldırım, 16 Nisan referandumuyla geçilen Cumhurbaşkanlığı
sisteminde Türk Silahlı Kuvvetlerinin de yeniden
yapılandırılacağının işaretini verdi.
- 3 Ağustos’ta, yani dün yapılan dev rüzgâr enerjisi ihalesini,
Türkiye’deki geçmişi 160 yılı bulan Alman Siemens liderliğindeki
konsorsiyumu kazandı.
- Aynı 3 Ağustos’ta Alman ARD’ye demeç veren AB Komsiyonu Başkanı
Jean-Claude Juncker, Türkiye ile müzakereleri kesmelerinin söz
konusu olmayacağını söyledi ve Türkiye komşumuz, unutulmaya terk
edemeyiz” dedi; siyasette az rastlanan, olağandışı bir deyim
kullanarak.
Tekrar etmek gerekiyor, bu gelişmeler birbiriyle doğrudan ilgili,
ya da tamamen ilgisiz olabilir. Ancak toplu halde baktığınızda
Ankara’da kapalı kapılar ardında ilginç gelişmeler olduğu
anlaşılıyor.
15 Temmuz dosyaları açıldıkça yeni gelişmeler de beklenebilir.
Bu pilav daha epey su kaldıracak gibi görünüyor.