Murat Yetkin'den bomba Ankara saldırısı yazısı: 'Az önce konuştuğum kaynaklar diyor ki...'
Gazeteci, Murat Yetkin saldırının ardından çok konuşulacak bir yazı kaleme aldı.
Ankara'da dün akşam yaşanan terör saldırısının ardından Hürriyet
Daily News Genel Yayın Yönetmeni Murat Yetkin Radikal'de çok
konuşulacak bir yazı kaleme aldı.
Başbakan Davutoğlu'nun Ankara saldırısının failinin Suriye 1992
doğumlu, YPG bağlantılı Salih Neccar olduğunu ilan etmesinden sonra
gazeteci Yetkin o isme ilişkin önemli bir bilgi
paylaştı.
Murat Yetkin, "Az önce konuştuğum ismini ve makamını saklı tutmak
isteyen güvenlik kaynakları diyor ki, "Eğer kimlik bilgileri
doğruysa, bu Neccar ailesi Suriye'de Beşar Esad'ın başında
bulunduğu Baas rejiminin askeri istihbaratı Emn ül-Askeri'yle
irtibatlıdır" diye yazdı.
İşte Yetkin'in "Hedef Hava Kuvvetleri'miydi?" başlıklı bugünkü
yazısı:
Başbakan Ahmet Davutoğlu şimdiye dek 28 kişinin öldürülüp 61
kişinin yaralandığı Ankara saldırısının failinin Suriye 1992
doğumlu, YPG bağlantılı Salih Neccar olduğunu ilan etti.
Başbakan, intihar eylemcisinin Türkiye’deki PKK’lılardan yardım
gördüğünü de söyledi. Neccar’ın kimliği, bombaların patladığı yerde
bulunmuştu.
Ankara daha 10 Ekim 2015’de IŞİD’ci iki intihar bombacısının 103
kişiyi öldürüp yüzlercesini yaraladığı eyleme sahne olmuştu,
yaklaşık dört ay sonra yine Suriye iç savaşındaki taraflar
Türkiye’nin başkentini hedef alıyorlar, görüntü bu.
Güvenlik kaynaklarının edindiği ilk bilgiler, saldırganın Temmuz
2014’de mülteci kaydıyla Türkiye’ye giriş yaptığını gösteriyor,
yani tam da PYD-YPG’nin IŞİD’in Suruç’un hemen karşısındaki
Kobani’ye girişine direndiği sıralar. Hatırlayın, o yıl Ekim ayında
ABD Başkanı Barack Obama, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ı arayarak
PYD’ye havadan yardımı başlatmıştı. (IŞİD Türkiye’deki ilk intihar
bombacısı eylemini 20 Temmuz’da Suruç’ta yapmış 34 kişiyi
öldürmüştü.)
Başbakan Davutoğlu dün Genelkurmay Başkanı Orgeneral Hulusi Akar’a
taziye-değerlendirme ziyaretinin ardından önemli bir şey daha
söyledi. Daha bir gün önce, Birleşmiş Milletler’deki Suriye daimi
Temsilcisi Beşar Caferi, PYD-YPG güçlerini desteklediklerini ve
terörizme karşı birlikte savaştıklarını açıklamıştı. Davutoğlu,
“Ankara saldırısından Suriye rejimini sorumlu tutuyoruz” dedi,
Ankara cevap hakkını da “saklı tutuyordu”.
Gün içinde konuştuğum ismini ve makamını saklı tutmak isteyen
güvenlik kaynakları diyor ki, “Eğer kimlik bilgileri doğruysa, bu
Neccar ailesi Suriye’de Beşar Esad’ın başında bulunduğu Baas
rejiminin askeri istihbaratı Emn ül-Askeri’yle irtibatlıdır”. Yine
diyorlar ki, “İlk değerlendirmemiz, bu saldırının asıl hedefinin
Hava Kuvvetleri Komutanlığı olduğu yönündedir.”
Evet, saldırı Meclis’e, Genelkurmay’a, çok yakın bir yerde yapıldı
ama en yakın bina Hava Kuvvetleri Komutanlığı, askeri servis
araçlarının park yeri de Hava Kuvvetleri ile onun arkasındaki asker
lojmanlarının bitişiğinde. O yüzden mi? “İlk değerlendirmelere
göre”, evet ve bunda verilmek istenen bir mesaj var. O mesaj da 24
Kasım 2015’te Rus SU-24 uçağının bir Türk F-16’sı tarafından
düşürülmesi ve pilotunun öldürülmesine karşı misilleme...
Peki, neden böyle değerlendiriyor güvenlik birimleri? Diyorlar ki,
eğer bu bir taşeron eylem olmasaydı PKK pek ala kendi
bombacılarından birini kullanabilirdi, üzerinde kimlik filan da
taşımazdı. Bu saldırıda Suriye’den göçmen kaydı ile giren
eylemcinin, üzerinde kimliğiyle kullanılmış olması, adeta adrese
yazılıp altı imzalanmış bir mektuba benziyor; güvenlik ve
istihbarat birimleri kanlı saldırı ardından ilk değerlendirmelerini
böyle yapmışlar.
PKK şeflerinden Cemil Bayık’ın “Kim olduğundan haberimiz yok ama
misilleme olabilir” demesi ise Ankara’da “Tiyatro oynuyorlar”
sözleriyle karşılanıyor, tepkiyi artırıyor. Bu PKK’nın daha önce
paravan örgütü TAK’ın intihar eylemleri karşısında sergilediği
tutum.
Davutoğlu bütün bu bulguların YPG’yi “terörist saymayan” ABD ve
Rusya dahil ülkelere Ankara’daki büyükelçileri aracılığıyla
verileceğini söyledi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan “Dostlarımızın bizi anlayacağını umuyoruz”
dedi.
Bu gelişmelerin Rusya’dan çok Türkiye’nin NATO’daki müttefiki
ABD’yi zora sokacağı ortada.
Ankara saldırısının Türkiye’nin dış siyaseti ABD ve AB ile
ilişkilerinde de sonuçları olabilir.
Ama asıl olan giden canlara oluyor, onları hiç bir şey geri
getirmiyor