Akabinde adını 'kadın kadına dertleşme' olarak koyduğunuz bu röportajın ilk bölümünün yayımlandığı aynı gün öğlen saatlerinde asistanınız Hande Hanım'dan, menajerim Dilek Tözen'i arayarak benimle de bir röportaj yapmak isteğiniz iletmesini rica etmişsiniz...
Türkiye'nin gündemini oluşturan röportajlarınıza saygı duymakla birlikte, talebinizi bu konuya özgü ve bahsettiğim nedenlerden içten bulmuyorum. Yaptığınız röportajın tek taraflı bir röportaj olduğu algısının toplumda oluştuğunu gördüğünüz anlıyorum...
Savunma hakkımı kullanacağım bir dava sürecinin başladığı bir dönemde, kamuoyunu ve yargıyı bilerek veya bilmeyerek etkileyecek, çizdiğiniz çerçevedeki bir fiili durumun içinde ilkesel olarak yer almayacağım...
Yakın geçmişte başka bir konuyla ilgili etrafınızda dönen ama kişide yarattığı manevi kırılganlık ve toplumsal itibar zedelemesi açısından benzer sonuçlar yaratan bir linçte maruz kalmış bir gazeteci olarak, sizin bu kararımı en iyi anlayacak kişi olduğunuzu düşünüyorum...