Murat Bardakçı'dan 'TRT' tepkisi: Böyle bir sahneyi hangi ebleh monte eder?
TRT Çocuk kanalında yayınlanan bir çizgi filmde, eşeğe istismar görüntüsünün yer aldığı iddia edilmişti.
Habertürk yazarı Murat Bardakçı, TRT Genel Müdürü İbrahim Eren'in
Eurovision yarışmasına ilişkin “Aynı anda hem erkeğim, hem kadınım
diyen birini saat 21’de çocukların seyrettiği bir zamanda ben
yayınlayamam ki” açıklamasının ardından, TRT Çocuk’taki bir çizgi
filmden alınma görüntünün sosyal medyada “hayvana tecavüz” “Bunu
yayınlıyorsun ama!” şeklinde gündeme gelmesine ilişkin, "Akıl var,
mantık var! Hayvana tecavüz sahnesinin yeralması mümkün müdür?
Filme böyle bir sahneyi akıldan ve idrakten nasibini alamamış hangi
ebleh monte eder? İddianın arkasında TRT Genel Müdürü’ne ille de
lâf edebilme hevesinin yattığını farkedersiniz" dedi.
Murat Bardakçı'nın "Eurovision" başlığıyla yayımlanan
yazısı şöyle:
"TRT Genel Müdürü İbrahim Eren önceki gün Eurovision yarışmasından
bahsetti, “Aynı anda hem erkeğim, hem kadınım diyen birini saat
21’de çocukların seyrettiği bir zamanda ben yayınlayamam ki”
deyince TRT Çocuk’taki bir çizgi filmden alınma bir-iki saniyelik
görüntü sosyal medyada “hayvana tecavüz” gibi gösterildi ve “Bunu
yayınlıyorsun ama!” karşılığı verildi.
TRT böyle ağır şekilde suçlanır da cevap vermez olur mu? Bir
açıklama yapıp tecavüz iddialarının “hastalıklı zihnin ürünü”,
“sapık yaklaşım” ve “aşağılık” olduğunu söylediler hukukî süreç
başlattıklarını duyurdular.
Akıl var, mantık var! TRT’nin bir kanalındaki, hem de çocuklar için
yayın yapan bir kanalındaki çizgi filmde hayvana tecavüz sahnesinin
yeralması mümkün müdür? Filme böyle bir sahneyi akıldan ve idrakten
nasibini alamamış hangi ebleh monte eder?
TRT’ye her ne sebeple olursa olsun kızabilirsiniz ama hiddetinizi
bir tarafa bıraktığınız takdirde böyle bir işin olamayacağını kabul
eder ve iddianın arkasında TRT Genel Müdürü’ne ille de lâf edebilme
hevesinin yattığını farkedersiniz.
Bu tuhaf ve garip iddia yüzünden tartışılması gereken asıl konu,
yani Eurovision’a katılıp katılmayacağımız hususu geri plâna
atıldı!
TRT Genel Müdürü’nün yarışmayı yayınlamama gerekçesi olarak
gösterdiği sebep meselenin bir tarafıdır ve diğer tarafta
katılmamızı artık gereksiz kılan bir başka sebep vardır: Eurovision
“sanatçı” yahut "grup” değil bir “şarkı” yarışmasıdır ama bu
özelliğini seneler önce kaybedip bir SMS müsabakası hâline gelmiş
ve bu yapılırken bol bol siyaset sosuna bulanmıştır.
Üstelik Eurovision şartnamesinde yazılı olan beste biçimi bundan
kırk küsur sene öncesinde, yani 70’li senelerde kalmış ve modası
geçmiş bir formdur; istenen eserler bu yüzden hep birbirlerine
benzerler; ritmleri ile düzenlemeleri de neredeyse aynı olur. Ama
dünya musiki anlayışı ve “şarkı” formunun yeni biçimleri Eurovision
formatının şimdi fersah fersah ilerisindedir, üstelik şartname
değil, yarışmanın tamamı her bakımdan eskiyip tarih olmuştur.
Eurovision, son senelerde “şarkı yarışması” olmaktan çıkıp bir “SMS
yarışması”na döndüğü için birinciliği kazanmanın şartı telefon
mesajı gönderme organizasyonunu en iyi şekilde yapabilmekten
geçmekte, bunu halleden memleket arasının düzgün olduğu diğer
bir-iki memleketin de oylarını alabildiği takdirde yarışmadan galip
çıkmaktadır.
İşte bu yüzden Eurovision’da yahut onun kopyesi olan Asyavizyon’da
birinci seçilip de dünya listelerinde yeralabilmiş bir eser yoktur;
meselâ ABBA’nın bir zamanlar Eurovision’da birinci olan ve dünyanın
dört bir tarafında dinlenen “Waterloo”su gibi eserler artık mevcut
değildir. Yarışmadan ses getiren, bilinen ve heryerde çalınan bir
şarkı artık çıkmadığı için “Hem erkeğim, hem kadınım” gibisinden
sözler bugün Eurovision’un kendini duyurma ve tanıtım
vasıtasıdır.
Böylesine eskimiş bir yarışmaya katılmamıza, gündemimizi bununla
meşgul etmemize ve neticeyi her defasında olduğu gibi nerede ise
bir namus meselesi hâline getirmemize bu devirde artık hiç mi hiç
gerek yoktur!"