Mümtaz'er Türköne şaşırttı, Ahmet Davutoğlu'na sahip çıktı!
AK Parti için çok ağır eleştiriler yönelten Zaman gazetesi yazarı Mümtaz'er Türköne, şaşırtan bir yazıya imza attı.
"Türkiye IŞİD'i destekliyor' iddiasının Batı medyasında Türkiye'yi
koalisyona zorlamak için sıkça yer aldığına işaret eden Mümtaz'er
Türköne, "Hükümet’in IŞİD’e yardım ettiği iddialarına hepimiz
temkinli yaklaşmalıyız. IŞİD herkesten çok Türkiye için büyük bir
bela. Davutoğlu bu durumun hakkıyla farkında" diye yazdı.
Mümtaz'er Türköne'nin 'İş işten geçmeden' başlıklı
bugünkü yazısı şöyle:
PKK'NIN ÖRGÜTSEL AKLI DAĞILMIŞ DURUMDA
PKK başka birileriyle değil, bu sefer doğrudan bölge halkıyla
savaşıyor; ve savaşın bu sefer hesaplanmış, gözetilmiş bir gayesi
yok. PKK HÜDA-PAR’la ve Hizbullah’la çatışıyor; ancak çatışmalar
kontrolsüz öfke patlamaları şeklinde sürüyor. Her sakallıyı IŞİD’ci
zanneden, her dindarı düşman gören bir cehalet eşlik ediyor bu
saldırılara. Bediüzzaman Külliyesi’nden ne istersiniz? PKK’nın
örgütsel aklı da, stratejileri de çökmüş ve dağılmış durumda.
IŞİD İDDİASINA TEMKİNLİ YAKLAŞILMALI
Türkiye’yi IŞİD’e karşı koalisyona dâhil olmaya zorlamak için Batı
medyasında sıkça yer bulan Hükümet’in IŞİD’e yardım ettiği
iddialarına hepimiz temkinli yaklaşmalıyız. IŞİD herkesten çok
Türkiye için büyük bir bela. Davutoğlu bu durumun hakkıyla
farkında. Selefî radikalizmi ile uzlaşacak bir siyasî gelenek
Türkiye’de hiçbir zaman mevcut olmadı, bundan sonra da olması
mümkün değil.
IŞİD bir sonuç ve birçok marazî sonuçtan sadece biri; bu sonucu
doğuran şartlar düzeltilmeden ve bir adım sonrasını hesaplamadan
bölgedeki terörü durdurmak ve kalıcı bir düzen tesis etmek mümkün
değil. PKK’nın, Hükümet’in IŞİD’e yardım ettiği iddiası sadece
vaziyeti kurtarmak ve Kobani yenilgisini örtmek için. Kobani’nin
IŞİD’in eline geçmesini Hükümet’in memnuniyet verici bir gelişme
olarak gördüğü iddiası da öyle. Türkiye ABD değil ki, farklı bir
hesabı olsun bir adım sonrasını göremesin. IŞİD, Türkiye için
PKK’dan daha büyük ve kalıcı bir tehdit.
PKK IŞİD'İ HAFİFE ALDI, TÜRKİYE'Yİ DİZE GETİRECEĞİNİ
SANDI
PKK iki elinde tuttuğu iki ayrı silahtan birini Türkiye’ye,
diğerini IŞİD’e çevirmişti. Ya IŞİD’i hafife aldılar; ya da
Türkiye’yi tehditle dize getireceklerini düşündüler. Tehditleri
devam ederken Kobani için istedikleri silahların ve açılacak
koridorun bir süre sonra Türkiye’yi hedef almayacağını kim garanti
edebilir? PKK, büyük bir fırsatı elinden kaçırdı ve hâlâ hatasında
ısrar ediyor.
PKK ÇÖZÜM SÜRECİNİ HAKİMET KURMAK İÇİN
KULLANDI
Artan kitlesel şiddetin üzerine giderken Devlet güçleri bu sefer
çok iyi bir sınav veriyor. Mersin’deki emniyet güçleri, bütün
Türkiye’ye örnek olmalı. Dikkat edilirse çatışmaların çok azı
güvenlik güçleri ile göstericiler arasında; ölüm ve yaralama ile
sonuçlanan saldırıların çoğu PKK ile HÜDA-PAR arasında, daha çok
PKK saldırısı şeklinde geçiyor. Bu çatışmalar Barış Süreci’nin PKK
tarafından yerel ölçekte hâkimiyet kurma fırsatı olarak nasıl
kullanılmış olduğunu gösteriyor. Güvenlik güçleri sürece zarar
vermemek bahanesiyle toplum için güvenlik zaafı oluşturmuşlar. İlk
defa tekrar bu olaylar yüzünden sahaya çıktıklarında, boşalttıkları
alanı doldurmakta zorluk çekiyorlar. Yine de birkaç istisna dışında
orantısız güç kullanmamaları ve soğukkanlılıkları olayların
büyümesini engelliyor.
PKK KÜRTLERİ DEĞİL, ÇIKARLARINI DÜŞÜNÜYOR
MHP’den gelen ısrarlı sağduyu çağrıları da, provokasyonları önlemek
adına altın değerinde. PKK ne kadar zorlarsa zorlasın, toplumda
çatışma eğilimi yok. PKK, kitlesel şiddet üretmekte ve ortalığı
karıştırmakta başarılı; ama ne için? Kobani’deki yenilginin
anlaşılır ve açıklanabilir yönleri var; Türkiye’yi kan gölüne
çevirerek kaybettiklerini geri alamazlar.
Kobani’nin düşmesi Türkiye’nin “tampon bölge” tezini doğruluyor.
IŞİD’i doğrudan Suriye’deki Kürt bölgesinde durduracak tampon bölge
önerisine PKK hangi akılla karşı çıkıyor? Öyle anlaşılıyor ki PKK,
Kürtleri değil, örgütsel çıkarlarını ve kazanımlarını öne
alıyor.
KOBANİ TÜRKİYE İÇİN DE YENİLGİ
Kobani sadece PKK için değil, Türkiye için de bir yenilgi. IŞİD’in
Mürşitpınar’a dayanması, Türkiye’nin içinde rol kapması demek.
Şehirlerdeki PKK terörü, ilk sonuçlardan biri. Ne PKK, ne de
Türkiye IŞİD felaketi ile baş edecek donanıma sahip. IŞİD’in
ideolojisini, yıllardır anti Amerikancılıktan geçinenler nasıl
çökertecekler? PKK’nın soğuk savaş ideolojisi ile AK Parti’nin içi
boşaltılmış İslamcılığı aynı ölçüde, IŞİD ideolojisine karşı
bağışıksız. Barış Süreci bahanesiyle devletin inisiyatifsizliği,
PKK’nın bölge halkı üzerindeki bıktırıcı hegemonyası muhalif
ideolojik eksenli örgütlenmeleri cazip hale getirirken IŞİD’in eli
Türkiye’yi daha rahat karıştıracak.
Hepimiz bir sınavdan geçiyoruz. Tekrarlayalım: Bu daha bir
başlangıç.